"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karadeniz Kitap Fuarı’nın ardından

Abdülbakî ÇİMİÇ
04 Mart 2019, Pazartesi
5. Karadeniz Kitap Fuarı, 16-24 Şubat 2019 tarihleri arasında TÜYAP Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Kitap Fuarı’nda Yeni Asya Neşriyat Standı’nda “Bediüzzaman ve Risâle-i Nur”un ön plana çıktığını müşahede ettik. Özel bir çalışma ile hazırlanan standta Bediüzzaman Said Nursî ve Yeni Asya görsellerinin ilgi ile takip edildiğini gördük. Ziyaretçilerin uzun uzun resimlere bakması ve aralarında “Said Nursî” bu şahsiyet demeleri şahit olduğumuz konuşmalardı. En çok ilgi çeken eserler yine Risâle-i Nurlar oldu. Bizler de özellikle Risâle-i Nurlar’la ilgilenenlere kitapların muhtevası ile ilgili epey bilgi vermeye çalıştık. En çok sorulan ve alınan kitaplar Sözler, Asa-yı Musa, İman ve Küfür Muvazeneleri, Gençlik Rehberi ve diğer eserler oldu. Elbette ki Risâle-i Nur’un şerh ve izahı sadedinde diğer kitaplardan da epey kitap satışı oldu. Özellikle gençler, çocuklar, hanımlar ve âile hayatı ile ilgili kitap çeşitliliğinin acilen çoğaltılması gerekiyor. Standta mealli Kur’ân, duâ kitapları, Peygamberler Tarihi de muhakkak bulunmalı. Bunlar çokça talep edilen kitaplar olarak tesbit edildi.

Bilindiği üzere Risâle-i Nur hizmetleri noktasında çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Kitap Fuarları’nda Risâle-i Nur’un neşri ve ilânatı noktasında Yeni Asya Neşriyat tek başına kalmış durumda. Risâle-i Nur’un ve Bediüzzaman’ın meşrûiyetinin kırılmaya çalışıldığı bir zamanda tekrar bu meşrûiyeti toplum üzerinde tesis etmek ve korku fitnesini durdurup def etmek vazifesi çok önemli bir mevzu olarak önümüzde duruyor. Risâle-i Nur hizmetinin ilânatı ve neşri konusunda Yeni Asya çok büyük bir hizmet deruhte ediyor. Bu neşriyat ilânının bir vechi de Kitap Fuarları’dır. Bu fuarlarda büyük halk kitlelerine çok kolay ulaşılmakta ve Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’un ilânatının yapılması çok önemli bir hizmettir diye inanıyoruz.

Ayrıca kitap fuarları, kitapların tanıtımı ve ilânâtı için çok münbit bir zemindir. Okuyucular her çeşit kitaba ulaşma imkânı buluyor. Bir nevi kitaplar okuyucunun nazar-ı dikkatine kendilerini arz-ı endam ediyorlar. Mânevî olarak okuyucularla hasbihâl edip, okunmak istediklerini lisân-ı hâl ile ihsas ediyorlar. Kitap standlarının önünden geçen ziyaretçilere görsellikleriyle kendilerini tanıtıyorlar. Albenisi olan ve isimleri ile dikkat çeken kitaplar daha kolay alıcı buluyor. Ziyaretçiler dayanamayıp kitapların kapağındaki cazibeye kapılarak, bir hamle ile o kitabı ellerine alıp inceleme gereği duyuyorlar. Kitabın içerisinde kısa bir gezinti ile mahiyetini anlamaya çalışıyorlar. Kısa bir sessizlik ve sonrasında ya o kitap alınıyor, ya da kitap için sessiz bir hüzün başlıyor! İşte böyle bir kitap fuarında dokuz gün boyunca çok güzel ve ilginç hadiseler yaşadık. Bu süreyi iyi kullanmalıydık ve Risâle-i Nurlar ile Bediüzzaman’ı ziyaretçilerin nazarlarına sunmalıydık. Yeni Asya standının arka duvarı Bediüzzaman, Risâle-i Nur ve Yeni Asya resimleri ile dikkat çekiyordu. Standın en önüne ise Risâle-i Nurları dizdik. Gelen ziyaretçilere daha çok Risâle-i Nur’un mahiyeti ve Bediüzzaman’ın şahsiyet-i mânevîsini anlatıyorduk. Beklemediğimiz bir ilgiyi ve neticeyi yaşıyorduk.

Risâle-i Nurlar’a muhtaç olanlar ve ihtiyacını şiddetli hissedenler onları arayıp buluyorlar. 

Bediüzzaman’ın şu tavsiyesine de dikkat ediyorduk: “Vazifemizi yapmak ve vazife-i İlâhiyeye karışmamak elzemdir. Nurlar’ı halka kabul ettirmek ve onları ondan istifade ettirmek, vazife-i İlâhiyedir. Ona karışmayız. Yalnız müşteri ve muhtaç olanlara tebliğ ve göstermektir. Ve onları aramak ve Nurlar’ı satın almağa teşvik etmeğe ihtiyaç kalmamış. Çünkü hem bu şiddetli imtihanlarda Nurlar çok kıymettar olduğu tahakkuk ettiği için müşteri aramaz. Müşteri onu aramalı ve yalvarmalı. Hem Nur onbeş sene zarfında üç-dört dehşetli imtihan meydanında muhtaç müşterilere kendini göstermiş.” 1 Kıymettar, kusursuz bir malın dükkâncısı müşterilere yalvarmaya muhtaç değil. Müşterinin aklı varsa o yalvarsın. 2 Nurcular, müşterileri ve kendilerine taraftarları aramaya kendilerini mecbur bilmiyorlar. “Vazifemiz hizmettir, müşterileri aramayız. Onlar gelsinler bizi arasınlar, bulsunlar” diyorlar. 3 Böylece bu fuarla da görüldü ki müşterileri aramak değil, belki müşteriler hakikî ihtiyacını hissedip ve manevî yaralarının tedavisi için Risâle-i Nur’u aramasının lüzumu bir daha tahakkuk etmiş oldu. “Fakat lâyık olmayan ellere verilmemeli. Hem tam şakird ve fakir olmayana fiyatsız vermemeli. Çünkü ucuz alan, ehemmiyetsiz bakar. Risâle-i Nur müşterileri aramaz, müşteriler Risâle-i Nur’u aramalı ve yalvarmalı. Hem kemmiyete ehemmiyet verilmez, keyfiyet nazara alınır. Bazan bir adamın tam şakird olması, yüz adam yerini tutar.” 4 Hem “Risâle-i Nur, öyle bir derecede kıymetini göstermiş; daha müşterileri ona celbetmek için, bir dellâlını fevkalâde göstermeğe lüzum yok.” 5

Risâle-i Nur Anadolu’ya kök saldı diyen Bediüzzaman’ın müjdesinin tahakkukunu yaşamış olduk. “Bu zamanda Nurlar’la hizmet-i îmâniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.” 6 hakikatinin sevincini yaşadık. Malezyalı iki üniversiteli kızımızın Risâle-i Nurlar ile ilgilenmeleri ve akabinde hanım kardeşlerimizin onları derslere dâvet etmesi ayrı bir sevinç vesilesiydi. Bu konuşmaları dinleyen başka bir hanımın da bende sohbetlere gelmek istiyorum demesi ayrı bir tevafuk emaresi oldu. 

Yeni Asya standına özel olarak geldiklerini belirtenler, sadece burası için ziyaret etmeye geldik diyenler, buradan kitap almadan gitmeyeceğini söyleyenler, maddî imkânı olmadığı halde kitap alıp gidenler ayrı bir güzellik hatırası olarak bizleri mesrur etti. Bir mühendis beyefendi ile yarım saati geçen hususî sohbetimiz neticesinde hem Külliyatı, hem de epey yekûn teşkil eden değişik kitapları alarak tekrar görüşmek üzere ayrılması ayrı bir şevk unsuru oldu. Yazarlarımız Şemsettin Çakır ve Ali Ferşadoğlu ise hem kitaplarını imzaladı, hem de okuyucularıyla bol bol sohbet etti. Elhamdülillah şevkli bir fuar oldu.

Bu kitap fuarına emeği geçen başta neşriyat sorumluları olmak üzere bölge illerimizden katkıda bulunan ağabey, kardeş, talebe ve hanım kardeşlerimizden Allah ebeden razı olsun.

Dipnotlar:

1- Afyon Hapis Mektupları. 

2- Barla Lâhikası, s. 527. 

3- Emirdağ Lâhikası-II, s. 756.

4- Emirdağ Lâhikası-I(G.M.). 

5- Kastamonu Lâhikası. 

6- Lem’alar, s. 581.

Okunma Sayısı: 1896
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    4.3.2019 07:44:43

    Tebrikler,teşekkürler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı