"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdeolojik dayatma ve takiyye

İbrahim ERSOYLU
26 Nisan 2024, Cuma
Takiyye; Arapça bir kelime olup muhaliflerin zararlarından korunmak ve onlarla iyi geçinmek için kendini gizlemek, olduğundan farklı görünmek, sakınmak, çekinmek anlamlarına gelir. (Osmanlıca-Türkçe Lügat, Yeni Asya Neşriyat)

Takiyye, Şia Mezhebinde yer alan, Ehl-i Sünnet mezheplerinde doğru kabul edilmeyen bir meseledir. Ahrar/demokrat iktidar süreleri hariç, Türkiye’de doksan küsur yıldan bu yana yaşanan en büyük sıkıntılardan biri; Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmenlikler yoluyla bir şahsın ideolojisinin bürokrasi ve topluma zorla dayatılmasıdır.

Bu durum, devletin hışmına uğrama korkusu duyan siyasî kesimleri, özellikle idareci ve bürokratları, devletle iş birliği yapan grupları takiyye yaparak; Kemalizm’i içinden benimsemediği halde, dışından benimsemiş gibi görünmeye mecbur etmektedir. Bu da, bir kısım fertleri içi dışına uymayan, çift kişilikli insanlar haline getirmektedir.

HUKUKTA KİŞİYE ÖZEL KANUN OLMAZ

Türkiye, İran ve Kuzey Kore haricinde dünyanın hiçbir ülkesinde devlet, vatandaşlarına Anayasa ve kanunla bir kişiyi ve ideolojisini zorla empoze etmemektedir. Evrensel hukuka göre anayasa ve kanunlar, istisnasız bütün fertlerini kapsar. Kişiye özel kanun olmaz. Ne yazık ki ülkemizde M. Kemal, 5816 Nolu kanunla özel koruma altına alınmıştır. Onu sınırsız methetmek serbest, hatalarını eleştirmek yasaktır ve cezayı gerektirir.

Ülkemizde resmî bayramlar, devletin Kemalizm propagandası için uygun fırsatlar kabul edilmektedir. Bu garip ve hukuka aykırı dayatma, belli aralıklarla darbe yaparak demokrasiyi askıya alan askerî darbeciler ve onlarla iş birliği yapan siyasî yönetimler tarafından yapılmaktadır.

Hakiki demokrat olmayan bazı kesimler de, Kemalizm’den kendilerine adeta bir “meşruiyyet” hakkı elde etmeye çalışmaktadırlar. Geçmişte dindar kimlikli siyasî akımın lideri, “M. Kemal hayatta olsaydı bizim partiden olurdu” diye iddia etmişti. Bugünün hâkim siyasîleri “Atatürkçülüğü asıl biz temsil ediyoruz”, “Beni birisine benzetmek istiyorsanız, Atatürk’e benzetin” demişlerdir.

DEMOKRATİKLEŞME VE TAKİYYEYE

Toplumu rahatlatmanın en iyi yolu; devletin, demokratikleşerek bütün ideolojilerden arınmasıdır. Bu durum gerçekleştiğinde takiyye meselesine ihtiyaç kalmayacaktır. İsteyen dilediği kanaate sahip olacak, kendi tercihleriyle Kemalizm’i benimseyenler belli olacaktır. Dayatma sürdükçe takiyye de sürecek, bu yüzden çatışma ve sürtüşmeler durmayacaktır.

Bu dayatmanın olumsuz diğer bir yönü; toplumsal gerilimlere yol açarak nesillerin enerjilerini de tüketmekte, gençlerin hür düşünmelerine ve kabiliyetlerinin gelişimine engel olmaktadır. Bu da ülkenin ilim, fen, sanat ve sanayide ilerlemesine mani olmakta, diğer milletlerle demokrasi ve medeniyet yarışında geri kalmasına sebep olmaktadır.

Son söz: Artık Türkiye, ideoloji dikte etmekten bir an evvel vazgeçmeli, hür ve medenî devletler gibi sistemini demokratikleştirerek vatandaşlarını takiyye yapmaktan kurtarıp rahatlatmalıdır.

Okunma Sayısı: 1145
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı