"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargıtay’ın dul ve yetim aylığı kararı herkesi kapsamıyor

Ahmet ARICAN
06 Nisan 2012, Cuma
Ülkemizdeki sosyal güvenlik yasalarına göre, kız çocuklarının eşleri (kocaları) vefat ettiğinde, hiçbir şarta bağlı olmadan eşlerinden dolayı dul aylığı almaktadırlar.

Bunun yanında kız çocukları, belli şartları yerine getirmeleri halinde, eşlerinin yanı sıra ana veya babalarından da yetim aylığı alabilmektedirler. Kız çocuklarının hem dul hem de yetim aylığını birlikte alıp alamayacakları, eşlerinin veya anne ve babalarının ölüm tarihlerine göre değişiklik göstermektedir. Ölen kişi üzerinden hangi şartlarda geride kalanlarına ölüm aylığı bağlanacağı, kişinin öldüğü tarihte yürürlükte olan yasa hükümlerine göre belirlenmektedir.
5510 sayılı sosyal güvenlik reform yasasının yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008’den önce, kız çocukları ölen eşinden dolayı dul aylığı almaktayken, sigortalı çalışmaması ve kendi çalışmalarından dolayı sosyal güvenlik kurumlarından gelir ve aylık almaması şartıyla, vefat eden ana veya babasından dolayı da yetim aylığı alabiliyordu. Ancak, burada eş ile ana veya babanın farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olması gerekiyordu. Örnek olarak, 2000 yılında eşi vefat eden ve eşinden dolayı SSK'dan dul aylığı almakta olan, sigortalı çalışmayan ve kendi çalışmalarından dolayı emekli aylığı almayan Fatma hanım, Bağ-Kur emeklisi olan babasının 2005 yılında vefat etmesi halinde, babasından da yetim aylığı bağlatabiliyor ve hem dul hem de yetim aylığını birlikte alabiliyordu. Örnekteki, Fatma Hanımın babası ve eşi, yani ikisi birlikte Bağ-Kur’lu veya SSK’lı olduğunda, iki aylığı birlikte alamıyor, aylıklardan yüksek olanı alabiliyordu. 6 Ağustos 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 ve 4958 sayılı yasanın yanlış yorumlanmasından dolayı eş ve ana veya baba aylık alan kız çocuklarının yetim aylıkları kesildi. Ve bu tarihten itibaren de, eşinden dul aylığı alan kız çocuğuna ana ve babasından dolayı yetim aylığı bağlanmamaya başladı. Bu durum toplumda tepkilere sebep olunca, yeni bir düzenleme yapılarak, 506 sayılı Sosyal Sigortalar kanunun eklenen Geçici 91'inci madde hükmüyle, 9 Temmuz 2005 tarihinden itibaren, kız çocuklarının kesilen yetim aylığı tekrar bağlandı. Ve farklı sosyal güvenlik kanunları kapsamında olmaları şartıyla, 1 Ekim 2008 tarihine kadar kız çocukları eşinden dul, ana ve ya babasından yetim aylığı olmak üzere iki aylığı birlikte alabildiler.
1 Ekim 2008’den itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı yasadan sonra ise, hem eşten, hem de ana veya babadan aylık alma devri sona erdi. Kız çocuğuna aylıklardan yüksek olanı tercih etme hakkı verildi. Kız çocuğu bekâr olması, evlense de boşanması veya dul kalması halinde, sigortalı çalışmaması veya kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almaması şartıyla, eş ile ana veya babasından dolayı bağlanacak aylıklardan tercih ettiği aylık bağlanmaya başlandı.
Bu anlatılanlara göre, basında yer alan Yargıtay kararının aslında getirdiği yeni bir durum ve hüküm bulunmamaktadır. Bahse konu Yargıtay kararı, 1 Ekim 2003’ten beri eşinden dolayı dul aylığı alan, 1 Nisan 1996’da vefat eden babasından dolayı yetim aylığı alma hakkı olduğu halde, aylık bağlanmayan kız çocuğunun, açtığı dâvâyı yerel mahkemenin reddetmesi üzerine mahkeme kararının temyiz edilmesi sonucunda, kız çocuğuna babasından yetim aylığı bağlanması gerektiğini içermektedir. Yargıtay bu kararında, aylık bağlanma hakkı olduğu halde SGK tarafından aylığı bağlanmayan kadının hakkını iade ediyor. Yargıtay’ın bu kararı, eş ile ana veya babadan birisinin ölüm tarihi, 02.08.2003’ten önce olanların hem kocadan hem de baba veya anadan ölüm aylığını birlikte alabilme haklarını düzenlemektedir.

İşyerinizi kapatmadan SSK’lı olabilirsiniz

SORU: Kendi adıma bir marketim var. 15 yıldır bu marketi işletiyorum. SSK (4/a sigortalılığı) şartlarında emekli olmak için işyerimi kapatmam veya başkasının üzerine devretmem gerekir mi? Vergi kaydım devam ederken SSK’lı olabilir miyim?             Harun PEKŞEN / Antalya

CEVAP: 1 Mart 2011 tarihinden önce, yani 6111 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce, esnaf, sanayici ve şirket ortakları gibi kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan Bağ-Kur (4/b sigortalıları) sigortalıları, işyerlerini kapatmadan veya başkasının üzerine devretmeden SSK sigortalısı olamıyorlardı. 6111 sayılı yasa ile işyerini kapatmadan SSK sigortalısı olmak mümkün hale geldi. Böylelikle, sizin gibi kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan 4/b sigortalıları, SSK şartlarında emekli olmak için son üç buçuk yılını işyerlerini kapatmadan SSK sigortalısı olarak tamamlayabilecekler.

 NOT: Sorularınız için e-posta: [email protected] , [email protected]

Okunma Sayısı: 7767
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı