"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB dindar AKP’lileri ayrıştırıyor…

Ahmet BATTAL
10 Mayıs 2025, Cumartesi
2001’deki siyasî havayı yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır.

Türkiye’nin demokratlarınca savunulagelen Avrupa Birliği üyeliği hedefini şaşırtıcı biçimde ısrarla müdafaa eden bir parti kuruluyordu. Kuranlar namazlı abdestli dindarlardı. MNP, MSP, Refah ve Fazilet Partisi geleneğini ikiye bölüyorlardı. İkinci parça durumundaki Saadet Partisinin yapamadığını yapmışlar, Batıdan estirilen rüzgârı yakalamışlar, yanlarına geleneksel demokratların çoğunu almayı da başarmışlardı. 

AKP’yi kuranların Türk demokratları üzerindeki en önemli efsun kaynakları AB taraftarı olmaları idi. Dindarlar üzerindeki efsun kaynakları da temel haklar ve hürriyetler, değişim, hoşgörü, dinler arası diyalog, dünya barışı gibi ortak değerler idi. Bu efsunlu grupta bilhassa siyasete meraklı bir kısım Nur Talebeleri de vardı. 

MSP ve Refah geleneğinden gelen ve Erbakan’ın “Batı Kulübü” söylemini “Küfür tek millettir” çerçevesi içinde bir nas gibi benimseyen taban ve entelektüel kadro “Batıcı” gibi görünen bu gidişatı çok da beğenemiyordu, ama büyüyü bozmak da istemiyordu.

Sonrası da malum… 

Yirmi senede olan oldu, biten bitti, önce mağlup görünen Ulusalcılar, Avrasyacılar ve Ergenekoncular “Karamanın koyunu” misali bir oyunla AKP’yi evirip çevirip “tek adam”a yasladılar ve AB ve demokrasi düşmanı haline getirdiler. 

Bu neticeden AKP’deki “Batı düşmanı” dindarlar memnundu. AKP’ye kredi açmış olan demokratlar ve bilhassa dindar demokratlar ise şaşkındı. 

***

Bu tavır değişikliğini elbette muhataplarımız da doğru okudu. Başlarda ihtiyatlı bir iyimserlik takındı, ama nihayet durum netleşti ve Avrupa Parlamentosu Perşembe günü 367 lehte, 74 aleyhte ve 188 çekimser oyla dehşetli bir manşet ortaya koydu:  

“AKMHP’li Türkiye ile tam üyelik mümkün değil.” 

AKMHP siyaseti ve medyası elbette bu manşeti de gözden uzak tutmaya çalıştı. Nitekim konu hakkında AKMHP’nin TRT’sinde haber yok. AKMHP’nin Anadolu Ajansı da sadece şu sade suya tirit nevinden açıklamayı paylaşmakla yetindi: 

“Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu tarafından bugün kabul edilen 2023-2024 Türkiye Raporu, ülkemiz aleyhine çarpıtılmış, ön yargılı ve gerçek dışı iddialar içermektedir. Terör örgütlerine ve Türkiye karşıtlığını varoluş nedeni haline getirmiş bazı çevrelere propaganda zemini sağlayan bir kurumun, ülkemizdeki siyasî dinamikler, dış politikamız ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın KKTC ziyaretine yönelik mesnetsiz değerlendirmelerini reddediyoruz. Gelecek dönemde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım süreci dahil olmak üzere AB ile ilişkilerinin karşılıklı yarar temelinde sürdürülmesi için AP’nin üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz.”

***

Oysa AP “Türkiye’nin AB süreci donmuş halde kalmalı” başlıklı yazılı açıklamasında özellikle şunları söylüyor: 

-Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik önemi, hükümetin, bilhassa Ekrem İmamoğlu operasyonu sürecinde görünür hale gelen demokratik gerilemesini telâfi edemez ve AB üyelik kriterleri müzakereye açık değil. 

Anlamı: Ey Türk Devleti, Erdoğan tarzı pazarlıklar bize işlemez. Tavizden müstağni yaşarız. Üye olmak isteyen sizsiniz. Gereğini de siz yapacaksınız.

-Türkiye’nin üyelik süreci dondurulmuş olsa bile bu süreci canlı tutmanın başlıca nedeni Türk toplumunun, özellikle de Türk gençlerinin, demokratik ve Avrupa yanlısı arzuları.

Anlamı: Ey Türk toplumu, Avrupa görmüş sivil topluma ve gençlerinize güveniyoruz, siz de güvenin ve destekleyin. 

-Türk hükümeti demokratik anlamda temel eksiklikleri gidermekte başarısız ve bu durum AB içinde katılım sürecinin zararına olabilecek farklı bir ilişki çerçevesine doğru bir kaymaya işaret ediyor.

Anlamı: Ey demokratlar ve bilhassa dindar demokratlar, Avrupa’yı kandırdığını zanneden, ama kendisini kandıran siyasi münafık Türklere kanmayın, eksen kaymasını herkes görüyor! 

Bütün bunların anlamı şudur: 

AB Türkiye’nin gerçek entelektüel itici gücü durumundaki dindar demokratlara diyor ki: 

Antidemokrat Kemalistlerden, Siyasal İslâmcılardan ve Avrasyacılardan ayrışın ve ayrılın. 

Demek ki üçüncü yol şart. Açacak olan da yine dindar demokratlardır. Yeni Asya’nın vazifesi büyük.

Okunma Sayısı: 1876
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    10.5.2025 22:55:10

    Erbakan'in ralli tedridinden geçen,Eyyy İsrail diye diye alemi İslami siyonistlerin emelleri için tarumar edip terörist devlete her türlü yardımı yapıp din kardeşlerimizin katline ortaklığı olup M.Marmara gerisindeki masumları katleden canı,katil ve terörist devletin elebaşı olan 4 yetkilisinin makum eden mahkemelerimizin kararını sümen altı edip sonrada kurtaranlar bakmak onların vahşiler ortaklığını görme konusunda göz hastalığının yanında vicdan problemi olanları bi sütunları görmek üzüyor.

  • Enes

    10.5.2025 13:13:31

    Avrupa çok faziletli bir dünya görüşüne sahip olsaydı gazzede çoluk çocuğu katleden israile destek vermek için sıraya girmezdi. Erbakan doğru söylemiş. Biz ittihadı islamı kurmalıyız. Ne işimiz var Avrupa birliğinde.

  • Ahmed Denizeri

    10.5.2025 12:28:48

    Nazenin meşrutiyetin savunucuları onun dünkü cellatları olunca böyle mazlumane gözyaşı dökmeye devam ediyor ve milletçilerin elinde(dev-i derendenin) esir olarak sükut etmiş halde ızdırap cekiyor.

  • Eda Gül Beyaz

    10.5.2025 12:10:07

    Bugün yapılması gereken işin, 2.Said döneminde yapılan iş olduğu düşüncesindeyim. Biz tüm enerjimizi demokrasiyi anlatmaya versek, ülkeyi karış karış gezsek, sempozyumlar düzenlesek de sosyolojik gerçekliği kıracak seviyede değiliz. Enerjimizi sonucu meşkuk olan bir şeye neden harcayalım?

  • Eda Gül Beyaz

    10.5.2025 12:08:17

    Yeni Asya'nın misyonu iman hizmeti merkezli olmalıdır. İktidarı değiştirecek demokrat bir oluşumun sosyolojik gerçekliği olmalıdır. Bu konjektürel şartlarda iktidarı değiştirmek için halk partisine taraf olmak, destek vermek gerekiyor. Bu ise bizim için asla kabul edilemez politik bir tutum olacaktır.

  • Mehmet

    10.5.2025 10:35:08

    Sizin gibi dindar demokratın demokrat parti listesinden mecliste görmek istiyoruz

  • Arda Yıldız

    10.5.2025 10:31:42

    Bugün Demokratlar azınlıktadır iktidara gelemez, Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diyerek dümeni halk partisine kırmakta siyasi münafıklık olur. O yüzden üçüncü yol şarttır.

  • Mustafa Said Kara

    10.5.2025 09:46:18

    AB üyeliği, Ak Parti ile olmadı. Çağdışı kemalist zihniyetin temsilcisi CHP ile hiç olmaz. Dediğiniz gibi DEMOKRAT PARTİ merkezinde bir üçüncü yol şart.

  • Salih baş

    10.5.2025 09:04:25

    Dindar demokratlar canı derdine düşmüşler

  • Necati

    10.5.2025 02:48:49

    Demokrasi hak hukuk ve adalet mücadelesi şu anda CHP nin tek elinde gibi görünüyor. Gerçek demokrat olduğunu söyleyenler, herkes için adaleti savunduğunu iddia edenler, İmamoğlu, Mansur Yavaş vd. gibi neden cesur hareket edemiyorlar. Her şeyin bir bedeli var demokrasi de bedel istiyor. Bu bedeli göze alamayanlar gerçek demokratım diyebilirler mı? Elbette bu mücadele müsbet hareket içerisinde olacaktır.

  • Necati

    10.5.2025 02:38:21

    Evet Yeni Asya'ya çok iş düşüyor. Eğer üstüne düşen siyaset, demokrasi ve adalet dairelerinde ki görevini hakkıyla yapmaz ise manen mesul olacaktır. Bu konu ile ilgili açık oturum, sempozyum, geniş kitlelere hitap YouTube yayınları ile, sahasında otorite şahsiyetler ile gündem oluşturacak yayınlar, programlar yapmalıdır. Ve tek adam zihniyetinin ortaya koyduğu korku duvarlarını yıkarak hür bir zeminin inşasında rehberlik etmelidir. Geçmişte buna benzer cesur adımlar atılmıştır. YK bu cesaretli adımları atmalıdır. Sahi YK ne için var, görevleri bunlar değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı