"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur gözüyle Cehennem (2)

Ahmet DEMİRDÖĞMEZ
05 Ağustos 2015, Çarşamba

Risale-i Nur, “Adalet iki şıktır: Biri müsbet, diğeri menfîdir. Müsbet ise, hak sahibine hakkını vermektir. Şu kısım adâletin bu dünyada bedâhet derecesinde ihâtası vardır. İkinci kısım menfîdir ki, haksızları terbiye etmektir. Yani, haksızların hakkını, tâzib ve tecziye ile veriyor. Şu şık ise, çendan tamamıyla şu dünyada tezâhür etmiyor, fakat o hakikatin vücudunu ihsâs edecek bir sûrette hadsiz işârât ve emârât vardır.”16 diyerek, ikinci şık olan menfî adaletin tam manasıyla Cehennemde tecellî edeceğini bildirmektedir. Risale-i Nur, birinci olarak “Cehennem kâfirler içindir.”17 hakikatini öne çıkarmıştır. “Zîrâ küfür, şu mektubât-ı Samedâniye derecesinde ve kıymetinde olan kâinatı mânâsız, gâyesiz bir derekeye düşürdüğü için, bütün kâinata karşı bir tahkir olduğu gibi, bu mevcudâtta cilveleri, nakışları görünen bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiyeyi inkâr ile red ve Cenâb-ı Hakk’ın hakkâniyet ve sıdkını gösteren gayr-i mütenâhî bütün delillerini tekzib olduğundan, nihayetsiz bir cinâyettir. Nihayetsiz cinâyet ise, nihayetsiz azabı icâb eder.”18 Onuncu Söz olan Haşir bahsinde Cehennemin Cenâb-ı Hakkın Celal ve İzzetine uygun bir dar-ı mücâzat, yani ceza yeri olduğu; hem edepsizlerin tedibi için, hem raiyyetinin hukukunun muhafazası için, hem Cenâb-ı Hakk’ın izzetine ve gayretine dokunacak ve şe’n-i merhameti hiç kabul etmeyecek muamelelerin cezası için, hem kâinattaki âli gayeler ve yüksek maksadları red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalâlet için, hem vehim ve heva tahakkümünden, nefis ve heves esaretinden kurtulamayanlar için daimi hapis ve zindan olduğu beyan edilmektedir. 

Risale-i Nur hem kâinatın, hem Cennet ve Cehennemin insan için yaratıldığını ve insanın da çok cami ve kıymettar bir varlık olduğunu mütemadiyen belirtmekte ve şunları söylemektedir: “Hatıra gelmesin ki, bu küçücük insanın ne ehemmiyeti var ki, bu azîm dünya onun muhasebe-i a’mâli için kapansın; başka bir daire açılsın? Çünkü bu küçücük insan, câmiiyet-i fıtrat itibâriyle şu mevcudât içinde bir ustabaşı ve bir dellâl-ı saltanat-ı İlâhiye ve bir ubûdiyet-i külliyeye mazhar olduğundan, büyük ehemmiyeti vardır. Hem, hatıra gelmesin ki, kısacık bir ömürde nasıl ebedî bir azaba müstehak olur? Zîrâ hakiki adâlet ister ki, şu küçücük insan, şu küçüklüğü nisbetinde değil, belki cinâyetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nisbetinde mükâfat ve mücâzât görsün. Mâdem, şu fânî, geçici dünya, ebed için halk olunan insan hususunda öyle bir adâlet ve hikmete mazhariyetten çok uzaktır; elbette, Âdil olan o Zât-ı Celîl-i Zülcemâlin ve Hakîm olan o Zât-ı Cemîl-i Zülcelâlin dâimî bir Cehennemi ve ebedî bir Cenneti bulunacaktır.”19 

Risale-i Nur, zahirde Cehennemden çok bahsetmemiştir. Fakat her daim küfür ve dalâlette ve günahlarda manevî bir cehennemin varlığını bildirmiştir. Haram lezzetlerde bir nevi cehennemî halet olan elemleri göstererek Cehennemin varlığını hatırlatmıştır. Risale-i Nur, On Birinci Şuânın Sekizinci Meselesiyle Cehennemin hikmet ve mahiyetini, Onuncu Söz Haşir bahsi ile Cehennemin ispatını, varlığını ve ebedî bir zindan olduğunu, Birinci Mektub ve bazı bahislerinde de Cehennemin nerede olduğunu veciz bir şekilde izah etmektedir.

Velhasıl: “Cennet ucuz değil; Cehennem dahi lüzumsuz değil.”20 Ve “Cennet olmazsa, Cehennem tâzip etmez.”21 Öyleyse “zalimler için yaşasın Cehennem”22 diyen Risale-i Nur yoluyla bu hakikatleri bütün insanlığa haber veren Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin duâsını şefaatçi yapıyoruz: “Ya Rab! İnsanları ve bütün mü’minleri ve Risale-i Nur Talebelerini nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve Cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennetü’l-Firdevste mesud kıl. Âmin.”23

DİPNOTLAR: 1- Sözler, s. 421. 2- İşaratü’l-İ’caz, s. 320. 3- Sözler, s. 149. 4- age. s. 149. 5- Mektubat, s. 775. 6- Sözler, s. 167. 7- age. s. 140. 8- age. s. 147. 9- Şuâlar, s. 354. 10- age. s. 365. 11- age. s. 361. 12- age. s. 161. 13- age. s. 361. 14- Sözler, s. 143. 15- Şuâlar s. 354. 16- Sözler, s. 144. 17- İşaratü’l-İ’caz, s. 316. 18- Sözler, s. 106. 19- age. s. 106. 20- Mektubat, s. 799. 21- age. s. 805. 22- Şuâlar, s. 700. 23- age. s. 98.

Okunma Sayısı: 6447
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı