"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mapushaneye mektup var

Akif ARSLAN
26 Kasım 2015, Perşembe
Hapishanedeki mahpus kardeşlerimize veya kendisini dünya hapsinde hisseden kardeşlerimize bir mektup:

Ey zahiren mahpus, ama hakikatte tam hür mahpus kardeşim!

Bil ki mapushane illa ki dört tarafı duvarlarla çevrili bir odacık değildir. Eğer ki sıkletler başında pervane geziyorsa o halde sana en geniş ovalar, yaylalar dahi zindanlar suretinde görünür. “Ben zaten başıma gelen bu musîbetle sıkletlerdeyim” diyorsun belki şimdi bana. Ama bil ki aziz kardeşim, asıl sıklet iman zayıflığından kaynaklanan manevî boşluklarda şeytanın bizi dalâlet vadilerinde elimizden tutup gezindirmesidir. Ve belki de bu sıkletleri başımıza toplayan da şeytanın ta kendisidir.

Şeytan için küçücük bir zindanda hapis yatan ile geniş âlemlerde gezinenler arasında ne fark vardır bilir misin? Daralan ruh geniş fikirleri müzakere ve müşahede etmekte zorlanır. Bundandır ki zindandakine sürekli dışarı âlemleri hatırlatıp daraltır ruhunu ve dışarıdakine de basit dünya meşgaleleriyle musallat olup o geniş âlemleri daraltarak ovaları-yaylaları, koskoca İstanbulları, Ankaraları, dünyaları zindanlara tebdil ettirir aklın nazarında... İşte bunun için Cenâb-ı Hak insana öyle bir mahiyet vermiş ki akıllar hayrette kalıyor. 

Üstad Bediüzzaman bu acîp mahiyeti şöyle anlatır: “Bazen dünyaya yerleşemiyorsun, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi ‘of, of’ deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde; bir zerrecik, bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin o zerrecikte yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.” (Mesnevî-i Nuriye)

Evet, koca şehirleri, dünyaları dar eden şeytanî vesveselere ve dünyevî dertlere Cenâb-ı Hak öyle bir ilâç vermiş ki bir dakikacık hatırada binler dakika tebessümle seyran edebiliyor, zindanlarda dahi olsan o dakikacıklar seni oradan alıp çok geniş, ferah âlemlere götürebiliyor. İşte insan böyledir. Ne acîp değil mi? Dert veren Allah, dermanını da vermiştir. Zaten o derdin yaratılmasındaki bir mana da, sonrasında gelecek olan dermandan alacağın lezzeti daha da arttırmak içindir. Evet, bir şey ya bizzat güzeldir ya da neticeleri itibarı ile.

Evet, biz belki dışarıdayız şu an. Sana nazaran geniş âlemlerde… Ama anlattığım gibi, şeytan her daim bu geniş dünyayı da bize dar etmek için mücadele veriyor. Bazen aldanıyor ve kendimizi manen zindanlarda da buluyoruz. Ama bizi o zindanlardan kurtaran, elimizden tutup “Haydi hapsin bitti!” deyip gayet en ferah ve serin yaylalarda dolaştıran birisini tanıyoruz. O kişi Asrın Adamı Üstad Bediüzzaman Hazretleridir. Onun Risale-i Nur eserleri vasıtası ile gönlümüz bu şeytanî vesveselerden kurtulabiliyor. Çünkü bu Nurlar imanımızı kuvvetlendiriyor. Ve bilirsin ki çelikten kalelere en çetin gülleler dahi işlemez. İşte bu Nurlar adeta imanlarımızı çelikten bir kale gibi muhafaza ediyor. Bizi şeytanî vesveselerden kurtarıp manevî hapislere düşmekten muhafaza ediyor. Bizi mânevî zindanlardan muhafaza eden bu eserler inşaallah sizleri de maddî zindanlarda manevî seyahatlere çıkarıp öyle geniş bir ruh ve ferahlama verecektir. 

Biz, sizlerin hakikî kardeşleriyiz. İstiyoruz ki siz de sıkletlerden kurtulun. Maddî zindanlara bir nebze dayanılır da, manevî zindanların insanı içten içe çürütüp ebedî hayatını da mahvetme ihtimali var. Onun için sizlere elimizden geldiğince Risale-i Nur Külliyatları gönderdik ve göndermeye de inşaallah devam edeceğiz. Orada günleri duvarlara çizikler atarak değil, içinde Risale-i Nur’dan müthiş imanî bahisler, hadisler ve âyetler ihtiva eden takvim sayfalarına nazar ederek geçirin istiyoruz. “İnsanın aklı neye nazar eder neyle meşgul olursa, kalbi de onunla meşgul olurmuş.” Bundandır ki bir takvim kampanyası başlattık. Onlar da en yakın zamanda elinize ulaşacaktır inşaallah. 

Gazete okurlarımıza, hapishane hizmetleriyle ilgilenen H. Muharrem Okur’dan bir not:

“Takdir edersiniz ki; 10.000 adet takvim ve 250 adet Bediüzzaman Takvimi kampanyasına sponsor bulmak kolay değil. Bu hizmetleri birlikte yapmaya dâvet ediyoruz. İnşaallah bu sayıları temin edip yerlerine ulaştırırsak, daha görüşmediğimiz epey cezaevi var. Bu çalışmaları beraber yapmamıza çok ihtiyaç var. Cezaevi hizmetlerinin merkezimize tesirini anlamak için Gazetemiz Genel Müdürü Ramazan Bey’den bilgi alınabilir. Ayrıca takvim kampanyasına katılmasak da, Gazetemiz Yeni Asya olmak üzere yayınlarımıza sahip çıkmaya acil ihtiyaç vardır. Yazarımız Süleyman Kösmene cezaevi hizmetlerine vakıftır.”

Okunma Sayısı: 2016
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • hasan Muharrem okur

    26.11.2015 01:23:15

    Sevgili Kardeşim Destek yazınızdan dolayı teşekkür eder dualarınızı beklerim.Bu sahada daha yapılabilecek çok hizmetlerin olduğunu duyururuz.cep 0532 471 5352

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı