"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP neden demokrasiye katkıda bulunamıyor?

Ali FERŞADOĞLU
23 Ocak 2015, Cuma 08:50
AKP tek başına iktidar olmasına rağmen, niçin gücüyle mütenasip ülkenin demokrasisine katkıda bulunmadı veya bulunamıyor?

Bir sefer AKP  (sözüm ona) dindar bir parti ve  onun dindar  destekçileri, “meşrûtiyet, hürriyet/demokrasi, parti ve muhalefet” kavramlarına  yabancıdırlar. Bu hususlarda büyük bir ikilem, iç çelişki, derunî çatışma yaşıyor!

Zira, “meşrûtiyet/hürriyet/demokrasi, parti ve muhalefete” inanmıyor, çarpık bakıyor! Şöyle inanıyor ve şöyle seslendiriyorlar: “Demokrasi küfür rejimidir. İslâm’da parti yoktur, zira parti bölücülüktür. Muhalefet olmamalıdır.”

“AKP muhalifleri Türkiye’nin düşmanıdır. AKP’ye hasım ve muhalif olanlar, aynı zamanda Türkiye’nin hasımları ve muhalifleridir. AKP’yi destekleyenler ise Türkiye sevdalılarıdır.” (AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop)

Halbuki, demokrasi, uygulaması ile değil, manası ile İslâmın hürriyet anlayışıyla büyük çapta bağdaşıyor.

Eğer demokrasi, ister inanmak, ister inanmamak, meşrû hareketlerinde şahane serbest ve hür olmak, şeffaflık, sorgulayıcılık, istediğini seçmek ise; İslâmiyet de tam olarak bunları getiriyor.

“Dileyen iman etsin, dileyen küfretsin. Dinde zorlama yoktur. Senin dinin sana, benim dinim bana” gibi meallerini verdiğimiz âyetler inanç hürriyetidir.

İnsanın günah işleme-başkalarına şiddetle aşılamamak şartıyla-hürriyeti vardır!

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali (ra), seçimle iş başına geldiler ve şiddetle sorgulandılar.

Bediüzzaman, “Muhalefet meşrû bir muvazene-i adalet unsurudur.” hakikatini şöyle nazara verir:

Haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı muhâlefet, hiçbir hükûmette suç sayılmaz; bilâkis, muhâlefet meşrû ve samîmi bir muvâzene-i adâlet unsurudur.”1 İşte, AKP bu hakikatleri bilmediği, benimsemediği, özümsemediği için hak ve hürriyetler, demokratik Anyasa, açılım, adalet vs. meselelerinde başarılı olamıyor, olamaz. Kendisi hürriyeti, istişareyi, adaleti, demokrasiyi, şeffaflığı, sorgulamayı bilmiyor; bunlara muhtaç, millete nasıl mal edebilir ki!

İslâm’da, başkalarının düşüncelerine, görüşlerine saygı göstermenin adı olan istişareyi, hürriyeti/demokrasiyi, seçimi, partiyi (siyasî, idarî zihniyeti), muhalefeti ayrı ayrı ele almaya çalışalım.

Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 564.

Okunma Sayısı: 3354
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali vefalı

    23.1.2015 15:32:45

    Bugünkü iktidar mensupları ve dini fetvacılarının Bedüzamandan, Risalei Nurlardan zerre kadar haberleri yok ki nasıl demokrat olsunlar. Bin sene önceki skolastik çağlardaki, asrımıza uygun olmayan düşüncelerle haraket ederek, islamiyetin ve ahlaki kuralların içini boşalttılar. İslam ülkelerinin karmakarışık olmasında, milyonlarca müslümanın öldürülmesinde hissedar oldular. 1400 yıldan bu yana böyle tahribat oldumu bilemiyorum. Bu Dünya da ve öbür Dünya da vay hallerine. Allah'ında bir bildiği ve hesabı vardır.

  • SEZER

    23.1.2015 11:10:34

    Bu insanlar hep aynı noktada birleşemedikleri kendi vekillerine bile her türlü hakareti yapıyorlar değil ki dışarıdan birisi onları eleştirsin onlarda vatan haini ilan etmesinler bu insanların en iyi yaptıkları iş kendileri gibi düşünmeyenleri vatan haini ilan etmek en küçük en masum eleştiriyi bile hazmedecek durumları yok Yeni anayasa yapmak vadiyle iş başına geldiler kendilerinin dahi yeterince demokratik olmadığını kabul ettikleri 82 anayasasına bile uyamadılar anayasaya aykırı olduğunu bildikleri onlarca taslağı hiç düşünmeden kanunlaştırdılar. Sonra AYM bazılarını iptal ettiğinde darbeci oldu son meclis oylamasında bakanların yüce divana gönderilmemesine çok sevindim neden mi AYM üyelerinin başına pişmiş tavuğun başına gelmeyenler gelecekti çok şükretmemiz lazım bakanlar yüce divana gönderilmedi diye. İşte bizim yeni Türkiyemiz

  • rebi

    23.1.2015 09:18:40

    küçük dünyanızdan böylemi görüyorsunuz. yok dindarlarmış onlarda demokrasiye inanmazmış.memleketin %50 sini almış demekki bu %50 dindar oldukları için demokrasiye inanmıyor.diğer kalanların durumu ortada.kimisi faşist kimisi ulusalcı kimisi darbeci.o zaman bu ülkenin demokrasi sorunu akp ile değil halkı ilemi oluyor.akp yi içerden dışardan bırakanlar varmıki demokrasi genişliğinden bahsediyorsunuz.açılımı yapan başka bir demokratik iktidar bulabilirmiydiniz. açılım yaplınca rahat bırakılırmısınız.kafayı yorun biraz...iktidar mükemmel değil ama meselelerde sizin ufkunuzdan çok çok büyük hocam..zaten "nurlu süleyman" haricinde demokratda yoktur size göre..

  • Hüseyin İLHAN

    23.1.2015 09:05:38

    HAYIRLI CUMALAR;Zirveye kolay çıkınca başları döndü.Guru ve kibirden başka hali düşünemez ve göremez oldular.YANILMIŞIZ diyerek devleti idare edenlerin acaba devleti nasıl yanlış işlere bulaştırdıklarını görmek için dahi olmaya gerek yok.İnsaf ve iz'an sahibi olmak yeterlidir.Bir ülke lideri dün TEBRİK ediyorum dediğine bugün terörist damgası vuruyorsa ve ülkesinin kurumları için ele ihbar da bulunuyorsa ve ve .... karşılığında kapatınız diyorsa acaba o devlet idarecileri şöyle düşünmezmi.'Dün bizim çocuklar bugün hain diyene,nasıl inanalım demezmi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı