Rahîm ismi, atomdan hücreye, ağaçlardan yıldızlara, samanyolundan galaksilere kadar her şeyde tecelli etmektedir.
Herbir insanın simâsının ayrı olması bir Rahmet olduğu gibi, herkesin ses, saç teli, parmak izinin de farklı olması ve karışıklıkların olmaması yine bir Rahmet tecellisidir.
Eğer “anneler olmazsa” hiç kimse hayatını sürdüremez! Biz de hayatta olamazdık... Annelerimiz, en ziyade sevdikleri ruhlarını, hayatlarını bizim için göz kırpmadan fedâ etmeleri; yine bizim rahatımız için rahatlarını, rahatça vermeleri; yine bu engin Rahîm isminin tezahürüdür. O’nun Rahmeti olmazsa, hiçbirimiz hayatımızı devam ettiremeyiz. Hiçbir canlı yaşayamazdı.
Kangurinin yavrusunu göğsündeki fıtrî torbasında muhafazası, tavuğun yavruları için hayatını fedâ etmesi, insânî annelerin çocuğun hayatî tehlikesi karşısında arabanın altına, ateşe, suya atlaması o geniş Rahmetin tezâhürüdür.
Yeryüzünde dört yüz bin muhtelif ayrı ayrı nebâtâtın, yâni bitkilerin ve hayvanâtın tâifelerini, hiçbirini unutmayarak, şaşırmayarak, vakti vaktine, mükemmel bir intizam ile, hikmet ve yardım ile terbiye ve idare eden ve dünyanın sîmâsında birlik mührünü vuran, koyan, açıkça ve belki bilmüşâhede, rahmettir. Ve o rahmetin vücudu, bu dünyanın sîmâsındaki mevcudâtın vücudları kadar kat’î olduğu gibi, o mevcudât adedince, tahakkukunun delilleri var.
“Evet, zeminin yüzünde öyle bir hâtem-i rahmet (rahmet mührü) ve sikke-i ehadiyet (bir elden çıktığını gösteren damga) bulunduğu gibi, insanın mahiyet-i mâneviyesinin sîmâsında dahi öyle bir sikke-i rahmet vardır ki, küre-i arz sîmâsındaki sikke-i merhamet ve kâinat sîmâsındaki sikke-i uzmâ-i rahmetten (büyük, geniş rahmetten) daha aşağı değil. Adetâ bin bir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrâkiyesi (hareket merkezi) hükmünde bir câmiiyeti var” 1
Kur’ân, Allah’ın Rahmeti, Rahîm isminin tecellisi, târifini, 23 sûrede, 49 âyette verirken; pek çok sûre ve âyette de; Allah’ın rahmetinin bol olduğu, dünyada herkesi kuşattığı, Allah’ın mü’minlere ve dilediğine rahmet edeceği; âhirette kâfirlere rahmet etmeyeceği; O’nun rahmetine vesîle aramak gerektiği; rahmetinden ümit kesmemek icap ettiğini de haber vermektedir. Bunun yanında, Allah’ın rahmetini istemeyi emir ve teşvik ederken; kendisine itaat edenlere yolunda savaşanlara, kendisinden korkanlara, iyilik yapanlara, Kur’ân okuyanlara, zekât-sadâka verenlere, tevbe edenlere rahmet edeceği de bildirilmektedir.
Dipnot:
1. Sözler, Yeni Asya Neşriyat, s. 17.