Allah’a gerçek iman, Esma-i Hüsna’yı bütün yönleriyle öğrenip, anlayıp kabul etmekle mümkündür.
Allah; kâinatın ve içindekilerin yaratıcısı, sonsuz isim ve sıfatları ezeli ve ebedî olan; ibâdet edilmeye lâyık tek Yaratıcıdır. Bütün kemâl sıfatları şahsında bulunduran ve her türlü noksan sıfatlardan uzak olan, eşi, benzeri, nıddı, zıddı olmayan bir tek Ma’bud. Varlığı zorunlu olan, sonsuz isim ve sıfatlar sahibi tek Yaratıcıdır.
Biz bu dünyaya; Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya geldik. Yani, Esma-i Hüsna’yı talim ve üzerimizde tecelli ettirmeye, yansıtmaya geldik.
Ve Esma-i Hüsna’yı tefekkür, tezekkür, tetkik, müşahade, gözlemleme, inceleme ve araştırarak öğrenirsek;
İlimde, eğitimde, hukukta (insan hak ve hürriyetlerinde), san’atta, teknolojide zirvelere çıkarız. Şöyle ki:
“Bismillahirrahmanirrahim”deki
Rahmân, Cenâb-ı Hakk’ın (cc), hiçbir canlıyı, varlığı ayırt etmeden herkesi, her şeyi beslemesi, nimetler vermesidir.
Râhim; şefkat, yardım ve sevgi demektir. Rahîm isminin tecellisi, yâni bu üç özelliği, yarattıklarına karşı sonsuz bir şekilde tecelli etmektedir.
“Evet, zeminin yüzünde öyle bir hâtem-i rahmet (rahmet mührü) ve sikke-i ehadiyet (bir elden çıktığını gösteren damga) bulunduğu gibi, insanın mahiyet-i mâneviyesinin sîmâsında dahi öyle bir sikke-i rahmet vardır ki, küre-i arz sîmâsındaki sikke-i merhamet ve kâinat sîmâsındaki sikke-i uzmâ-i rahmetten (büyük, geniş rahmetten) daha aşağı değil. Adetâ bin bir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrâkiyesi (hareket merkezi) hükmünde bir câmiiyeti var”1
Kur’ân, Allah’ın Rahmeti, rahîm isminin tecellisini, târifini 23 sûrede, 49 âyette verirken; pek çok sûre ve âyette de;
-Allah’ın rahmetinin bol olduğu,
-Dünyada herkesi kuşattığı,
-Allah’ın mü’minlere ve dilediğine rahmet edeceği; âhirette kâfirlere rahmet etmeyeceği (dünyada ettiği, zira o rahmet yüzünden yaşıyorlar);
-O’nun rahmetine vesîle aramak gerektiği;
-Rahmetinden ümit kesmemek icap ettiği de haber vermektedir.
Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 17.