"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fitne, fesat ve iftiralardan nasıl kurtulabiliriz?

Ali FERŞADOĞLU
14 Ocak 2019, Pazartesi
Siyaset dünyasında ve özellikle seçim zamanlarında “çok silik (kalp, geçersiz, tedavülden kalkmış, sahte, değersiz) söz ticarette geziyor.”1

Fitne-fesat kazanları kaynatılıyor.

Yalan, iftira rüzgârları etrafı kasıp kavuruyor.

Bunlar, Deccalizm/Süfyanizm ve onun şubeleri “ifsat, ahlâksızlık, dinsizlik, zındıka ve mason komitelerinin” güdümündeki günümüz siyasetinin vahşi sonuçlarıdır.

İnsanları, Müslümanları, aileleri, cemaatleri, cemaatlerin ferdlerini biribirine düşürmek için öyle dehşetli oyunlar, tuzaklar, yalanlar, iftiralara tevessül ederler ki, havsalalarımız almaz. 

Bunlardan birisini Bediüzzaman şöyle deşifre eder:

“Hem zındıka, nifak hâsiyetiyle her tarafa döner. Senin dostunu kendine dost edip, sana düşman eder. Senin taraftarlık cihetiyle kazandığın günahlar, faydasız boynunda kalır.” 2

Bediüzzaman’ın “ticarette geziyor!” demesi de enteresan. Yani, yalan, iftira, sahte söz, nifak için nice adamlar satın alınıyor, nice masraflar yapılıyor!..

Peki bunlara karşı takip etmemiz gereken yol nedir? Hastalıklardan kurtulmak için sağlık kurallarına, ölçülerine uyarız. Problemleri çözmek için de formülleri uygularız. 

Yalan, iftira, nifak, fitne fesattan kurtulmak için de Bediüzzaman’ın Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’den istihraç ettiği ölçü ve prensiplerden bazılarını sunalım: “Hiçbir müfsid, ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız… Bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.”3

 “Nefis ve şeytan, sizi, kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit, deyiniz ki: ‘Biz, değil böyle cüz’î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi Risâle-i Nur’un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz. O bize kazandırdığı netice itibarıyla Dünya’ya, enaniyete ait her şeyi feda etmek vazifemizdir’ deyip nefsinizi susturunuz. Medâr-ı nizâ bir mesele varsa meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız; herkes bir meşrepte olmaz. Müsamahayla birbirine bakmak şimdi elzemdir.” 4

 “Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlâs Risâlesi’nin düsturlarını her vakit göz önünde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risâle-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.”5

Evet, fitne, fesat, iftiralardan Kur’ânî ve Nebevî ölçülere uyarak kurtulabiliriz… 

 Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 119. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 155. 3- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 119. 4- Kastamonu Lâhikası, s. 181. 5- Age, s. 183.

Okunma Sayısı: 4087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı