Yeni Asya tezgâhından geçen ve katkılarıyla direkt yazar-çizer, hatip, ilim, fikir adamı olanlar!
Siz Yeni Asya’nın büyük katkılarıyla bu hale geldiğinizi vicdanen biliyorsunuz!
Karşılaştığım kadim dostlarımdan bazıları bunu apaçık ve kompleksiz olarak ifade ediyor!
Yeni Asya, bu milletin imanına, ibadetine, ahlakına, kültür hayatına, hak ve hürriyetlerine, demokrasiye ve size bukadar büyük katkılarda bulundu!
Kendi payıma helal-i hoş olsun!
Ancak, siz Yeni Asya’ya ne katkıda bulunuyorsunuz?
Vicdanınızın derinliklerinde katkı dürtüleri almıyor musunuz?
“Neden hiçbir siyasetle alâkaları olmayan ve yalnız iman ve Kur’ân cadde-i kübrâsında giden ve kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve haps-i münferitten kurtarmak için Kur’ân’ın hakikî tefsiri olan Risale-i Nur gibi gayet hak ve hakikat bir eseri okuyanlara”,1 okutanlara, anlamaya, anlatmaya çalışanlara katkıda bulunmuyorsunuz?
“Sakın, sakın, dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihat etmiş dalâlet fırkalarına karşı perişan etmesin. “Allah için sevmek, Allah için buğz etmek.”2 düstur-u Rahmanî yerine (el-iyazü billâh). Siyaset için sevmek, siyaset için buğz etmek.” düstur-u şeytanî hükmedip, melek gibi bir hakikat kardeşine adâvet ve elhannâs gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve taraftarlıkla zulmüne rıza gösterip cinayetine manen şerik eylemesin.3
Yeni Asya’dan beslenip, sonradan İspanyol hastalığı gibi olan “dindar siyasal hastalığına” yakalananlara geçmiş olsun der; acil şifalar dileriz!
Yalnız ifrat edenlere: Katkıda bulunmuyorsunuz, gölge etmeyin ve tepkide bulunmayın; yeter!
Başka ihsan istemez!
Dipnotlar:
1-Bediüzzaman Said Nursî, Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 256.
2-Buharî, Îmân: 1.
3-Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 88.