"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güçlüden değil, hakikatten yana olmak

Ali FERŞADOĞLU
30 Kasım 2015, Pazartesi
Yıllarca omuz omuza hizmet ettiğimiz kardeşlerimizden birisi (ve birileri), Üstad’ın şu dersini hiç okumamış, anlamamış gibi davranarak güçten, devletten yana olmuş:

“Meşrûtiyet (cumhuriyet, demokrasi) ki, adâlet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibaret; kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olunmuş olur.”1

Devlet sistemi, rejimi, siyasî iktidar, “adâlet” üzerine mi iş görüyor?

Meseleleri parlamentoda “meşveret” ile mi yürütüyor; yoksa istibdatla mı?

Kuvvet, güç kanunla sanırlı, kayıtlı mı; yoksa güçlü olan keyfi mi hareket ediyor?

Yani, kişileri hapse atması, şirketlere el konulması, kanuna mı dayanıyor, siyasete mi? 

Bir Nurcu asla bu hareketleri tasvip edemez, alkışlayamaz, bu icraatları yapanları destekleyemez!

Zira, Nurcu’nun Üstadı Bediüzzaman, Rus gazeteci Nadejda Kevorkova’nın ifadesiyle, “Cezalandırıcı yönetime karşı çıkma cesaretini göstermiş, inananlara aman vermeyen rejime ölümüne muhalefet etmiş.”2 ve şöyle demiştir:

Meşrû, hakîki meşrûtiyetin müsemmasına ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım!”3

Ve Nurcu’nun Üsdadı Bediüzzaman, şefkatli ve Veli padişah II. Abdülhamid’in istibdadına, idamı hiçe sayarak Divan-ı Harb-i Örfi reisi Hurşit Paşa’ya, Nikola Nikolaviç’e, Hamidiye Alayı kumandanlarından Mustafa Paşa’ya, Mustafa Kemal Paşa’ya karşı muhalefet etmiş, hiç perva etmeden, hayatı pahasına gerekli ikazları en şiddetli bir şekilde yapmıştır.

Nurcuyum diyen kişi, kuvvete, iktidara, zalim sisteme dayanarak asla hareket edemez, hele hele yıllarca omuz omuza hizmet ettiği kardeşlerine karşı bu güçleri kullanamaz!

Bir Nurcu’nun müstebit, zalim şahısları övmesi ve yamaklarıyla işbirliği yapması elbette Risale-i Nur’la asla bağdaşmaz. Eğer bunu yapıyorsa, kendisinde bir arıza, bir hastalık çıkmış demektir.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 57.
2- Gazeta, 220. sayı, 23.11.2007.
3- Said Nursî, Tarihçe-i Hayatı, s. 63.

Okunma Sayısı: 1859
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Faruk Yaprak

    30.11.2015 13:11:49

    Zübeyir Ağabey diyor ki; "Günde 10 sayfa okuyan kendini muhafaza eder...". O zaman mantıkca şöyle diyebiliriz:Bir nurcu kendini muhafaza edemiyorsa 10 sayfa bile okumuyor demektir.Risaleinur diğer eserlere benzemediğinden ve okundukca açıldığından,bu açılım için günde en az 10 sayfa okumak şart.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı