İzmir Hayvanat Bahçesi’ndeki ‘Golyad’ adlı aslanın ‘Allah’ diye kükrediği, diğer aslanların da zikrettiği söylentisi ziyaretçilerin ilgisini arttırdı; kimi de kameraya, CD’ye kaydediyor. Bahçe Müdürü Çağlayan İnanlı, “Aslanın sesini ve görüntüsünü kaydedip ‘Kıyamet alâmeti’ diye CD şeklinde satıldığını duyduk. Golyad’ın ezan saatinde kükremesi bir tesadüf. Bunu başka türlü yorumlamak ise yanlış. Bu haber kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Bu işin çıkar amaçlı ve para kazanmak uğruna yapıldığı ortada.1
“Tesadüf” değerlendirmesi hariç, ilgili haklı. Çünkü, her varlık, kendi diliyle zikreder zaten. Yoksa Arapça değil! Varlıkların sesli ve anlamlı konuşmasını duymazsak ve ibadeti anlamazsak da, onların ibadet ve zikrettikleri meselesi akıldan uzak değildir. Çince, İngilizce, Urduca veya Arapça gibi “insanca” konuşanları anlamıyoruz da, Ne zaman bu dilleri öğrendiğimizde ise rahatlıkla anlayabiliriz.
İman dilini şifrelerini çözdüğümüz taktirde bütün varlıklar kendi dilleriyle Yaratıcılarını tesbih ettiğini anlarız. Meselâ, Türkçe Allah, “Tanrı” sesiyle, Almanca-İngilizce’de “Got”, Arapça’da “Allah”, İbranice’de “Yehova”, Çince’de değişik, başka dillerde farklı seslerle ifade edilir. İnsanca dillerde böyle olursa, elbette varlıklarda değişik olacaktır. Allah bilir ya, rüzgâr “Viiüüv”, kuş “vick, vick” ve ördek ve kurbağa “vak, vak”, karga “gaak, gaak” diye “Hak, Hak!” deyip zikreder.
Onlarca atomaltı parçadan hücreye, uzuvlardan unsurlara, havadan suya, ateşten bitkilere, hayvanlardan yıldızlara, samanyolu, galaksilere kadar her varlık, hal (özellik) ve istidat (potansiyel yetenek) diliyle Yaratıcılarını tesbih edip zikreder. Ağaç ve bitkilerin ibadetleri birer mûsıkî teli gibi zikir melodileriyle kulağa gelir. Dağ, binler dilleriyle tesbihât yapan bir acaip, garip, değişik yaratık mahiyeti gösterir.2
Dipnotlar:
1- Mustafa Oğuz / (DHA) 22.12.2006.
2- Mesnevî-i Nuriye, s. 63.