"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İ’câz, icâz ve tercüme

Ali FERŞADOĞLU
22 Kasım 2017, Çarşamba
Kur’ân mu’cizedir, yani, i’câzı ve icâzı vardır. Mu’cizeliğinin temeli, “bütün zamanları taraması (geçmiş ve gelecekten doğru haber vermesi), yaş ve kuru herşeyi içine alması (ilmi ve teknolojik mu’cizeleri de barındırması), sonsuz mânâları ihtiva etmesi, çok beliğ, veciz olması”dır.

Kur’ân bitmez tükenmez bir deryadır. Elma gibi, bütün meyveler, bitkiler de Allah’ın tekvini âyetlerindendir. İnsanlar yıllardan beri araştırdıkları halde, yine onların sırlarını tam çözebilmiş değiller. Nerede kaldı ki, mânâ deryası olan ve Kelâm-ı Ezelî’den gelen Kur’ân’ı tam anlamak...

“Kur’ân anlatımda en kısa yolu seçer. Buna icâz denir. Meselâ, “Ve mimma rezeknahum yunfiguuun”, üç kelime, on heceli bir âyettir. “Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda bağışta bulunurlar”1 anlamındadır.

Bu on hecede, zekâtın kabülünün şartlarını sıralar. 

Bediüzzaman buradaki icazı şöyle açar: “Zekâta muhtaç olmamak derecesinde, malın bir kısmını, azını zekât vermek, Ali’den alıp Veliye vermek değil, kendi malından vermek, verirken Allah’ın nimetini, Allah’ın kullarına verdiğinden, minnet etmemek; zekâtı, sefih ve ahlâksızlara değil, nafakasına sarf edeceklere vermek, Allah namına vermek, sadece malın değil, ilmin, fikrin, sözün, bilginin zekâtını vermek...”2 Orada bir sahifede özetleniyor. Elbette daha yüzlerce mânâ çıkarmak mümkün. 

Meâl ise, bu mânâları asla vermez, veremez. Dolayısıyla tercüme, güdük bırakır. Kur’ân, bütün zamanlara, mesleklere, meşreplere, şartlara ve imkânlara göre veciz bir şekilde hitap eder. Meâl ise, yalnız kendi devresine hitap eder. Ondan dolayıdır ki, kısır kalır. Çünkü, tercüme, kabuk ve deri gibidir. Meyvenin kabuğu soyulduğunda, vücuttan deri sıyrıldığında, kısa zaman sonra sararır, renk değiştirir. Tercüme de, Kur’ân mânâlarını ruhunu, derisini soyar gider. 

Kur’ân, belâgatı, yâni herkesin çapına, makam ve mevkiine göre hitap etmesi; fesahati, metnindeki açık ve netliği, cezâleti ahenkli ve mantıklı, selâseti, akıcılığı, rekaketi, inceliği, nezâketi açısından mu’cizedir. Çok derin hakikatleri ihtiva etmektedir. Bundan ötürü, Kur’ân, cihanşumüldür, kelâm-ı Ezelî’den geldiği için, ebede gidecektir. Tercüme, ise kısa bir devreye ve şahsın anlayışına bakmaktadır. 

Dipnotlar: 1- Bakara Sûresi, 3. 2- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, Alman baskı, s. 334-335.

 

Okunma Sayısı: 5435
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nuray Hasbaş

    22.11.2017 19:23:50

    Maşaallah bugün Nur’un Nûrların ve Şahsı manevinin keramet’ini yaşıyorum 😊✌🏻📕Risale-iNur okumalarımızda dün 1. Şua’yı müzakere ederken ayetlerin incelikleri belagati cif’ri ve ebcedi değerlerini okuduk 👍🏻Bugün Adana’ya seyahat esnasında özel okuma kitabım olan Asayı Musa’yı takip ediyordum Emirdağ çiçeğinde kalmışım okumama devam ederken İcaz ve i’caz ifadesini okuduğumda şöyle fikir Zihni’me geldi aradaki fark ne olabilir ? Bu konuşa biraz araştırmalıyım 🤔Havalimanına geldim Gazetemi açtım çayımı yudumlarken gazetemi okuyacağım 😊birde ne göreyim 🤗😲gazetemde Yerin kulağı köşesindeki yazı başlığı İcaz ve i’cazı ve tercüme 😮çok hayret içerisinde kalarak okudum 👌🏻✌🏻Olsa olsa Şahsı manevinin kerameti dir diye Ali abiyi arayıp teşekkür ettim 😊duamı duyan ve gerekli mercilere duyuran 😊bizi bu daireye dahil eden Rabbimize hamdü senalar olsun 😊

  • Nurefşan Baki

    22.11.2017 19:15:16

    Bugün emirdağ çiçeğinde ‘Aziz sıddık kardeşlerim! Ramazan-ı Şerifte Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ı okurken Risale-i Nur'a işaretleri Birinci Şua'da beyan olunan otuzüç âyetten hangisi gelse bakıyordum ki, o âyetin sahifesi ve yaprağı ve kıssası dahi Risale-i Nur'a ve şakirdlerine kıssadan hisse almak noktasında bir derece bakıyor. Hususan Sure-i Nur'dan âyet-ün nur, on parmakla Risale-i Nur'a baktığı gibi, arkasındaki âyet-i zulümat dahi muarızlarına tam bakıyor ve ziyade hisse veriyor...’ hakikatini okuyunca bu 33. Ayetin her birisi sadece meal itibarıyla değil bulunduğu yaprak hatta o sürede geçen kıssaya dikkat çekerek Risale-i Nur’a ve şakirtlerine işaret ediyor. Ve sonra gelen ayetlerde muarızlara da işaretler var. Sübhanallah dedik ve anlaşıldı ki 33. Ayete bakarken sadece meal değil i’câz ve icaz noktasında da incelemek gerekir. Hemen sonra gazetemi açtık ve yazınızı gördük bir sübhanallah daha dedik. Şahsı manevinin kuvveti külliyet kezbetti Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı