"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kolektif rüyalar

Ali FERŞADOĞLU
08 Şubat 2017, Çarşamba
Rüyanın önemli bir cephesi de, kolektif olması ve gelişmelere yardım etmesidir. Fertler gibi, toplumlar da rüya görür.

Çünkü onların da manevî şahsiyetleri, kişilikleri vardır. Ortak kültür, düşünce, ideal, değer yargıları şahs-ı manevînin ruhunda yankılanır, yansır. Bu rüyalar bir bakıma halin planlanması, geleceğin tahayyülü ve ideallerin belirlenmesi için yapılan taslaklar gibidir. Bu özellikleriyle bu rüyalar, cemiyetin mevcut tavırlarını tefsir ve gelecekteki hareketlerini tahmin etmeye yardımcı olur.

Rüya pek çok fikrî gelişmeye, teknik buluşa, icada, keşfe veya problemin çözümüne zemin hazırlayan bir haldir. Kolektif rüyalar toplumu bir gaye etrafında kilitleyerek dinamik bir ruh hali sağlar. Osman Gazi’nin, Edebali’nin evinde misafirken gördüğü rüya bu türdendir. Ki, o meşhur rüya şöyledir: 

Osman Gazi, hane sahibinin yanında yatmaktadır. Edebali’nin göğsünden bir hilâl çıkar, bu hilâl büyüyerek dolunay halini alır ve Osman Gazi’nin göğsüne girer. Daha sonra aralarından bir ağaç çıkar, gittikçe büyür, yeşilliği ve güzelliğiyle ziyadeleşir. Bu ağacın gölgesi üç kıt’a ufuklarını denizleri ve karalarıyla kuşatır. Kafkas, Atlas, Toros ve Emos dağları, bu yapraklar denizinin dört rüknü (direği) gibi görünür. Ağacın kökünden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkar. Ovalar ekinlerle dolu, dağlar ormanlarla dalga dalga kaplıdır. Dağlardan çıkan sular, gül ve servi bahçelerinin içinden şırıl şırıl akar. Ovalarda kubbeler, ehramlar, dikili taşlar, sütunlar, lâtif kulelerle müzeyyen şehirler görünür. Ağacın dalları altındaki bu muhteşem manzara büyümeye devam ederken aniden şiddetli bir rüzgâr çıkar. Ağacın yaprakları bütün şehirlerin üzerine -özellikle değerli bir yüzük hükmündeki İstanbul’a- doğru yayılır. Osman Gazi yüzüğü parmağına geçirmek üzereyken uyanır.

Beyliklerin en küçüğü, ancak ideal bakımından en büyüğü, en ulvîsi olan Kayı Boyu, toplum olarak bu düşünceleri taşıdığından Osman Bey bu rüyayı şahs-ı manevî adına görür ve bilindiği gibi rüya gerçek olur!

İşte bu rüyada, günümüz Müslüman’ına gösterilen bir ufuk vardır: 

Kur’ân’ı anlama, yaşama, anlatma ufku... Hayatını bu ulvî dâvâya adayıp her zorluk ve sıkıntıya katlanarak başta kalp ve mide dairesine karşı vazifeyi ifa etmek, sonra mahalle ve şehir, sonra memleket ve vatan, sonra dünya ve insanlık ve ennihayet bütün canlılara karşı hizmet etmek aşkı ve vazifesi ufkudur bu... 

Okunma Sayısı: 3282
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı