“Mezhep nedir; Kur’ân ve Sünnetteki yeri nedir? Hak birdir, neden farklı hükümler, yollar vardır? Niçin Asr-ı Saadet’te mezhep yoktur.
Mezheplerin sonradan ortaya çıkmasının sebepleri nelerdir?” suallerinin cevaplarını bulmaya çalışalım.
Rahmeten lil âlemîn olan Kur’ân; bütün asırlara, toplumlara, mesleklere, meşreplere, bölgelere, coğrafyalara hitap eder; ihtiyaçlarını karşılar, bütün suallerine doğru cevapları verir; hastalıklarını tedavi eder; meselelerini, problemlerini çözer.
Gönlünü Kur’ân’ın hitabına açan mezhep imamları müçtehidler, “ihtiyaçlarını; suallerinin cevaplarını, hastalıkları tedavi usûllerini, problemleri çözme formüllerini” ondan aldılar. Yani, hak mezhepler Kur’ân’dan alınmıştır. Mezhep, Kur’ân dili Arapça’da Z-H-B kökünden türetilmiş; “gidilen yol” anlamında bir mefhumdur.
İslâmiyeti, yani, Kur’ân ve Sünnet-i Seniye’yi, “fıtrat, zaman, mekân, şart ve imkâna” göre yaşama metot, usûl ve prensiplerini ortaya koyar.
Mezhepler, müçtehid imamların kendi kafalarına göre düzenledikleri bir sistem değildir. “Ahkâm-ı İlâhiye, mezheblere, hikmet-i İlâhiyenin sevkiyle ittibâ edenlere göre değişir; hem, hak olarak değişir ve herbirisi de hak olur, maslahat olur.” 1
Sahanın uzmanı olarak müçtehidler, aşağıda meallerini vereceğimiz âyetleri de nazara alarak; Sünnet-i Seniyye ışığında durum tesbiti yapmışlar; “fıtrat, zaman, mekân, şart ve imkâna” göre farklı hükümler çıkarmışlardır:
“Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez” 2
“Din konusunda, size hiçbir zorluk da yüklemedi.” 3 “Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. 4
“Onun için gücünüz yettiğince Allah’a karşı gelmekten sakının.” 5
Bu zaviyeden bakıldığında, “Şeriat semâviyedir; ve içtihadât-ı şer’iye dahi onun ahkâm-ı mestûresini izhâr ettiğinden, semâviyedirler.” 6
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 443. 2- Bakara Sûresi, 2/286. 3- Hac Sûresi, 22/78. 4- Bakara Sûresi, 2/185, 5- Tegabun Sûresi, 64/16. 6- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 444.