"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neden “mabeynimizde beraber” okumalıyız?

Ali FERŞADOĞLU
07 Şubat 2019, Perşembe
Eskiden beri ısrarla nazara vermeye çalıştığım hususlardan birisi, Kastamonu Lâhikası’ndaki şu direktiftir:

“Sizler, ara sıra, İhlâs ve İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte Risalesi’ni mabeyninizde beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkalâde sebat ve metanet ve tesanüt ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir. Dikkat ediniz, bu yeni fırtına sizin tesanüdünüzü bozmasın.” 1

“Bu ne demektir, nasıl uygulanmalıdır?” meselesi her hizmet mahallinde müzakere ve mütalâa edilirse çok daha verimli ve feyizli sonuçlar alınacağı şüphesizdir.

Burada geçen en çarpıcı noktalardan birisi, “mabeyninizde beraber okumalısınız” hususudur ki, birlikte müzakere ve mütalâayı da gerektirir.

Cemaatle birlikte okumanın feyzi, getirisi, sevabı çok daha fazla olmasının sırrının birincisi şudur:

“Taat ise, cemaatle daha efdal ve daha ahsendir.” 2

İkincisi: “Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır.” 3

 İmanî, fikrî, zikrî, ilmî bir meseleyi bir kişi bir akılla düşünür, iki gözle görer, iki kulakla işitir. On kişi 10 akılla düşünür, 20 gözle görür, 20 kulakla meseleyi bütün boyutlarıyla görür, işitir. Ve yirmi elle çalışarak üretir.

Diğer taraftan, İhlâs Risalesi’nin “ara sıra”sını, “Bu lem’a laakal (en az) her onbeş günde bir defa okunmalıdır.” şeklinde belirler. En azından onbeş günde bir defa “mabeyninizde beraber okumalısınız” demektir. Ki, Haftada, üç günde bir de okunabilir.

İhlâs Risalesi, normal bir okuyuşla 30-35 dakika sürer. 360 saatin 30 dakikasını “dünyevî, uhrevî bütün amellerin ruhu” olan ihlâsa ayırmamız icap etmez mi? Ki, ihlâssız hiçbir ibadet, amel, iş ve hizmet makbul değildir…

“Yirmi Dokuzuncu Mektubun altıncı risâlesi olan Hücumât-ı Sitte mühim bir kale” 4 olduğundan, “insî, cinnî şeytanların”, yani, yerel, küresel siyaset cambazlarının, sihirbaz diplomatların da “hile, tuzak ve desiselerini” deşifre eder.

Bu Risaleleri belli bir periyotta devamlı okuya okuya, meleke haline gelir, dem ve damarlarımıza işler, adeta otomatikleşirler. Usta bir şoförün, iyi bir kaptanın, uzmanlaşmış bir sürücünün meleke haline gelen vasıta kullanması gibi…

Ayrıca, bu okumaların da sıradan bir okuma değil, “anlayarak ve kabul ederek okumak” 5 gerektiği vurgulanır.”

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 172. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Muhakemat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 51. 3- Bediüzzaman, Age, s. 165. 4- Bediüzzaman Said Nursî, Age, s. 376. 5- Bediüzzaman, Age, s. 171.

Okunma Sayısı: 1895
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı