"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Referandumda neye göre evet veya hayır diyeceğiz?

Ali FERŞADOĞLU
13 Şubat 2017, Pazartesi
Kamuoyunun hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığı başkanlık için çok gergin, kaygan, bozuk bir siyasî ve manevî havada referanduma gidiyoruz.

Darbe anayasası; terör; hak ve hürriyetler projesi AB yerine İslâm ülkelerinin işgal projesi BOP’un gündeme sokulması; cemaat-iktidar kavgaları, aile parçalanmaları; meflûç bir eğitim sistemi; gayr-i âdil bir gelir dağılımı; kırılgan bir ekonomi, yoksulluk, yolsuzluk anaforu; akademisyenlerin, baklavacıların, iş adamlarının hukuka göre değil, keyfiliğe göre hapse atıldığı felç bir adalet mekanizması ve OHAL ortamında referanduma savrulduk. O problemler yetmiyormuş gibi, şimdi de hukukî ve teknik altyapısı oluşmamış başkanlık problemiyle cedelleşeceğiz…

1982 Anayasası oylamasında olduğu gibi, bu referandum sürecinde de “Hayır” diyenler inanılmaz tehditler ve baskılar altında. Öğretmenler, akademisyenler korkuyorsa sıradan vatandaşlar ne durumdadır?

Bediüzzaman, İslâm âleminin, insanlığın, iman, sosyal, siyasî, ekonomik bütün problemlerini, Münâzarât, Hutbe-i Şamiye, Sünûhat, Divan-ı Harb-i Örfi ve Lâhikalarda çözmüştür. Hatta, İhlâs Risalesi’nde de kişi, tek kaptanlığa dayalı modeli reddetmiş, her zaman ve zeminde, her hal ve şartta “cemaat, meşveret, şahs-ı manevî, şûrâ, meclis (parlamento) hürriyet, meşrûtiyet, demokrasiden” yana olduğunu ifade etmiştir. (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 165.)

Risale-i Nur’un “başkanlık mı, şûrâ, meclis, parlamenter sistem mi?” değerlendirmelerinin orijinal metinlerini nakletmeden ve “Neden Bediüzzaman’a göre?” sualine cevap vermeden önce, seçim, tartışma, düşünce ve davranış biçimleriyle ilgili birkaç temel ölçü ve prensibi dikkatlere sunmak isabetli olacaktır.

Fıtraten etkileyen ve etkilenen varlıklarız. Medenî insanlar, bu etkileşimi hür irade çerçevesinde, nezaket ve nezahetle gerçekleştirir. Bedevi, cahiller ise cebren, zorbalıkla!..

Herkes düşüncelerini ve inançlarını ya bir dine, ya ideolojiye, ya bir fesefeye dayandırır. Bunun başka bir yolu yoktur.

Günümüz kitle iletişim vasıtalarının (kitap, gazete, dergi, radyo, tv, video, film vs.) materyalizm, kapitalizm, Darwinizm, Freudizm gibi yıkıcı felsefelerin etkisinde program ve yayınlar yaptığı zahirdir.

Referandum sürecini kutuplaşmaya gitmeden akl-ı selim ile yaşamalıyız. “Hayır” diyenler de, “Evet” diyenler de aklî, mantıkî, ilmî gerekçelerini ortaya koyarlar. O zaman her iki tarafın da oyu muteberdir.

Okunma Sayısı: 11816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmet demir

    21.3.2017 10:47:16

    Benim oyum hayır

  • Ali R. Yardimoglu

    13.2.2017 12:56:06

    Amenna, "..ve kardeslerimiz,....,1i1ilerine dokunakli konusmasinlar...." hem, "..saldiran canavarlari, ejderhalari birakip,..,kucuk isiran sineklerle mesgul olmak", bizlere hic akil kari degil..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı