"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya herkesi mihenge vurur

Ali FERŞADOĞLU
24 Şubat 2015, Salı
Sual: Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı nasıl hür olacağız? Onlar meziyetleri için bize tahakküm etmek haklarıdır. Biz onların faziletlerinin esiriyiz.

Cevap: Velâyetin, şeyhliğin, büyüklüğün gereği tevazu ve mahviyettir; tekebbür ve tahakküm değildir. Demek, tekebbür eden sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.”1-Bediüzzaman, Münâzârât, s. 59-60.

 Yeni Asya, ekmeği (menfaatini) değil, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” prensibini esas alır.

Yeni Asya, hubb-u caha dayanmaz, haf damarı ve tamâ yüzünden avlanmaz.

Yeni Asya hürriyetçi, demokrat ve şeffaftır. Kapalı kapılar arkasında işler çevirmez. Gizli ajandaları yoktur.

Yeni Asya başkalarına değil, Risale-i Nur’a tabidir. Yani tâbi değil, metbû makamındadır.

Yeni Asya darbecilere, küresel cambazlara prim vermez, onlarla uzlaşmaz.

Yeni Asya herkesi mihenge vurur, her söylenen sözün kalbe girmesine izin vermez.

 Yeni Asya, “Biz ferec ve ferah ve sürur ve fütuhat isteriz fakat, kâfirlerin kılıcıyla değil! Kâfirlerin kılıçları başlarını yesin; kılıçlarından gelen fayda bize lâzım değil. Zaten o mütemerrid ecnebîlerdir ki, münafıkları ehl-i imana musallat ettiler ve zındıkları yetiştirdiler.”2-Bediüzzaman, Lem’alar, s. 107. hususlarına dikkat eder.

Yeni Asya “Biz müteharrik-i bizzat değil, bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim (uyutma) ile telkin eder, biz kendimizden hayal edip, asammane (sağırcasına) tahribimizde telkinlerini icra ederiz.”3 teşhisine göre hareket eder.

Yeni Asya “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler âsâyişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.”4

Yeni Asya, sonuca değil, hizmete odaklanır. “Vazifemiz imân olduğundan, siyasete merakla bakmazlar, Nur talebelerinin vazifesi siyaseti dine âlet ve dost yapmaktır.”

“Bizim vazifemiz hizmettir; netice Cenâb-ı Hakk’a âittir. Biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.”5

Dipnotlar:

1-Bediüzzaman, Münâzârât, s. 59-60.
2-Bediüzzaman, Lem’alar, s. 107.
3-Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s. 386.
4-Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s. 870.
5-Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat, Yeni Asya Neşriyat, Temmuz 2006, s. 870.

Okunma Sayısı: 1768
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • R.Kalyoncu

    24.2.2015 10:02:14

    Bir de kendimizi mihenge vurabilsek; herhalde, kendi kendimizi koro halinde bu kadar meth ü senaya lüzum kalmazdı..

  • TOYGAR

    24.2.2015 08:13:20

    Vazifemiz hizmettir, o bize yeter derler!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı