"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak temrinleri/terminleri

Armağan Bahtiyar
10 Şubat 2017, Cuma
Bu aldanmışlıkları-mı bir romana döksem meselâ...

Mesela (yine) ki asır hasta ve doktorlar da bu asrın içinde olduğuna göre... hani çok da anlamadığım bir teslimiyet var ki doktorlara... Meselâ yazsam bunları. Serabîleri/hayali hakikat görenleri, çağdaş haramîleri, harabîleri yazmak işte!

***

Evet... bir çığlık yaşamak...

Adını koyamadığım...

...ve değişen... her nefes...

***

Çok vakitler uğramadan hayata...

Nefeslerimizi bile “alamadan!”

Yaşamadan şimdiyi öteki vakitlere uğruyoruz.

O taptaze vakitlere: “Ne hoş geldin ne güle güle!”

Şu telâşelerini kenara koy da gel hele!

***

Ağzı olan konuşamaz; türlü çeşitli kelime gerek...

Vurgulu, kurgulu, durgulu...

Yıldızlar gibi yerli yerinde...

Güller gibi kat kat...

Yürür gibi bazen öksürür gibi...

Nefeslenir gibi...

Kar, erir gibi...

Tonlamalı, burgulu, duygulu...

Kolay mı kelimelerle aşklaşmak?!...

***

Cehaletin bir fotoğrafı var mı var hem de çok... Meselâ Yunus onlar için diyor ki:

“Nice yumşak söylese;

Sözü savaşa benzer!”

***

Geç öğrendim...

Kan grubuma göre değilmiş kahvaltımın süsü peynir...

Ekmek bile...

Az yemeliymişim bunları; yanlarında yeşillikle bir de...

Kuzu eti, keçi eti iyi gelirmiş bana!

Kuzu... uysal olmam için...

Keçi de abuk sabuk şeylere, hayır, diyeyim diye...

Bunları niye yazdım; benim kan grubumdan kime ne!

Ha, bir de can grubum var benim!

Siyaset, gevezelik, gürültü; iyi gelmiyormuş bana.

***

Dünyaya bulaşmazsan; dünya güzel...

Bir papatya saflığı, bir çocuk günahsızlığı yetmez mi?!

İlle de mal mülk diyorsanız; yığın yığabildiğiniz kadar!

Kabir uzak değil ki dünyalılara; ha bugün ha yarın...

Çocuk olamadınız gitti, ha!

Hayat devam ediyor; ölüm de...

Vakit yok; az kaldı; şunun şurası bir nefes...

Ya alır veremeyiz ya verir alamayız!

***

Bir küçük limon ağacı gördüm.

Üstünde bir limon...

Ne tatlı şeysin, dedim.

Sanatı da Sanatkâr’ı da sevdim.

Şehir kendi halindeydi.

***

(Abdullah Eraçıkbaş yorumu: Limona “tatlı” diyebilmek. Şair muhayyilesi ve mana-i harfi bu demek...)

***

Hem kelimelerin az hem tecrüben...

Hem konuşmayı bilmiyorsun.

Nerde konuşulur nerde susulur; duymuyorsun kelime/lerin sesini.

Vurgulamadan, tonlamadan haberin yok!

Bana sorarsan; sus; git, biraz kelime/hayat biriktir!

***

Kiracılık da güzelmiş. Yıllardır çıkmayacakmışım gibi oturduğum evden çıkmam gerektiği söylendiğinde önce bir tuhaf oldum; sonra yavaş yavaş normale döndüm. Bir sefer daha anladım ki dünya fâni. Kendimizi kalıcı sandığımızda sınama başlıyor gibi. Ki her ân her nefes taşınıyoruz.

***

Acele etme! 

Kar, yavaş yavaş...

Gül, yavaş yavaş...

Acele etme!

Acele; ne olmuş âlemde! 

Acele etme!

Acele edip kendini terk etme!

***

Haydi konuşalım! Ne kadar kelimemiz varsa; torlayıp toplayalım bir kazana dolduralım. Ben diyeyim kırk gün, sen de kırk yıl kaynatıp karıştıralım; kalanlarla konuşuruz.

***

Sakin değiliz. 

Evler, okullar çok soğuk... 

Kürsülerde kukla adamlar...

Dünya normal değil!

Sadece ekmekler değil...

Sebzeler, meyveler değil...

Sular, konserveler değil...

Kalbimiz bozuldu önce!

Otobanlar nereye gider?

Elli katlı ucubeler?

Neler artı eksildi neler?

Kurudu kuruyacak denizler.

***

Bencil, geveze ve gürültü çağı... Evlerimiz eşya deposu... Kitapların tozlandığı yerde, bağıran bağırana... Biraz şiir okuyalım meselâ... Çok yorulduk; rahatlatan besteler dinleyelim. Çok kabalaştık; biz bunlar değiliz. Sesimiz şifa idi bizim. Atasözlerini hap diye içerdik. Kötü söz sahibinindi; geçip giderdik oradan. Yine öyle yapalım; dinleyelim ataları. Rahmetli annem derdi ki: “Halının tozu, kötünün sözü bitmez!”

***

Selâmün aleyküm... zararsız biriyim, ben. Konuşmaya, bilişmeye geldim. Aleyküm selâm... hoş sefâlar ola.. Al benden de o kadar.

***

Okumak, okumak, okumak... Yoksa tanımaz kimse bizi! Tarih okur musunuz! Okumak... ve önce kendimizi...

***

Yaşamayı öğrenir gibiyim:

Kuşlara el sallamayı...

Papatyaları, bulutları, mevsimleri...

Yâri, ağyarı selâmlamayı...

Her şeye taze bakışlar göndermeyi...

Biraz biraz öğrenir gibiyim.

***

Meğer beni bekliyormuş köşedeki ağaç!

Merhaba gökyüzü!

Merhaba yeryüzü!

Bir su gibi içsem geceyi, gündüzü!

***

Ne yapardık sabahlar olmasaydı!

İyi ki gördük gün ışığını.

İyi ki insan olmuşuz.

İyi ki yaşamak, ölmek var.

İyi ki yeniden dirileceğiz.

İşte sabah kaç ümit...

Kaç sağanak rahmet...

Bunca verilenler var.

işte bunca yaşamak...

Yaşamak yine yaşamak...

Yaşamak, ah!

***

Hasta, ölü, hapis ziyaretlerine arada bir gidin. Dönüşte daha bir huzurlu olduğunuzu göreceksiniz.  Hattâ işlerinizin en ortasındayken bile yapın bu önemli işleri. Hayatta tezat, tenasüp... bütün kelime/söz sanatları var ya... Farkına varmak için yaşamanın...

***

Mecalim kalmadı bak! Kabul; kadere inanırım. 

Mecalim kalmadı bak! Kabul; şehirler hırpalıyor. 

Mecalim kalmadı bak! Kabul; aynaları kıramam. 

Mecalim kalmadı bak! Kabul; seninle geliyorum.

***

Son cümle zor söylenir ve söylenmez bazen.

Mikrofon susar, salon susar, son cümle susar; konuşmaz.

İlk cümle, son cümledir; ilk bakışın son bakış olarak kaldığı gibi...

İlk cümlesi çekirdek ağacın; son cümlesi çekirdek...

***

Vapurdan indim, yağmur yağıyordu.

Islanıverdi çocukluğum; sırılsıklam sarıldı bana.

Yarısı hikâye, yarısı şiir...

Gözyaşından bir elbise çocukluğum...

Okunma Sayısı: 1911
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • khk magduru

    10.2.2017 12:30:41

    Allah ebeden razi olsun hocam. Az nefes aldım..

  • Hayrettin HUYUT

    10.2.2017 11:49:21

    Odamda yalnızdım. Yüksek sesle okumaya çalıştım, yarısı şiir yarısı hikaye'nizi. Emin olun mest oldum. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı