"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kış: Ölümkâr fotoğraf galerisi

Armağan Bahtiyar
21 Aralık 2018, Cuma 01:16
Kar gibiydik bir zamanlar. Çocuktuk yani...

Çok kirlendik. Üstümüz başımız ahirzaman kiri... Yaş aldıkça çocukluğumuza, yalansızlığımıza, beyazlığımıza kaçışımız bundan... Bundandır ki karlı günler en kârlı, efkârlı günlerimizden addedilir. Affediliriz diye eski günlere kaçarız sık sık. Kardan adam; yalansızlığın, içi dışı birliğin sembollerinden... Güneşi yani hakikati görünce erimeye başlaması da kibirsizliği anlatsın. Şu karlı mısralarda hayatımızın hangi çizgileriyle karşı karşıya geleceğiz bakalım.

* Ölümkârlığımı anlatıyor kar!

* Kar... evet, kar...

Kapandı yollar.

Yollar, yolları arar.

* Kar gibi sıcak ol; eri biraz!

* Hafif bir müzik gibi kar... Yağar, yağar... Ak pak bir yüzüm olur. Yollarda izim...

 * Unuturum telâşeler çıkmazını;

Biter birden bütün işlerim!

Kapalı yollar gökyüzüne çevirir yüzünü;

Tane tane konuşur ve güler kar.

* Neden çocuklar ve kar; 

Birbirine âşıklar gibi bakar?

Çocuklar ve kar...

Kim bıkar!

* Uslandırıyor şehirleri kar!

* Kar; yağmış, yağmış;

Gökyüzü ölüm ölüm ağlamış!

* Hüsn-i Ta’lil-i Şitâ

Ne kadar ağırbaşlı bu kışlar;

Saçları ağarık; 

...ondan mı?!...

Bak; 

...gizlenmiş aşklar.

Bahar gibi sere serpe değil...

Ne güzel!

Kar gibi derviş olmuşlar.

Er(i)seler bari...

...muratlarına.

* Kar... Yağar; (Büyümemiş) bir çocuk; (Kar gibi) çocukluğunu arar.

* Kar’ı görüyorsun; Sonsuz Yâr’i görmüyorsun, ha!

Ne diyeyim; sen kar’ı kışı da görmüyorsun;

“Karakış...” görüyorsun; bakışların bozuk, gözlüklerin kara...

Kitaplarını değiştir; fena aldatmışlar seni!

Oturup konuşalım bir gün; bir fikir alış verişi olur.

Karakışlı, kara bakışlı haller uzak olsun bizden.

Karla, kendimizle yeni tanışırız.

Bizi bu okullar mahvetti.

Hepsi ayrı nakış karları anlattı; Nakkaş’ı anlatmadı;

Kar’ı yeniden okumalı...

* Kara bak kara! Kâr, kar içinde... Yâr’e bak Yâr’e! O sonsuz çare... Kara bak kara!

İyi hava şartları... Bahar müjdesi kar; Olumlu hava şartları...

Kar’a bak kar’a! 

“Kara” bakışları geç!

Kar ol biraz eri;

Kendine sıcacık bakışlar seç!

* Ha bugünkü ha dünkü kar!

Ne var; kar gelince bu heyecanlanmalar?

Ne olsun daha ki... içinde çocukluğum var!

* Havada kar kokusu...

Parmak uçlarım; üşüyen bir çocuk...

Lokantaların puslu camları...

Acıkmış bir çocukluğum durur önünde...

Elleri cebine gider boş yere.

Kardan adam gibidir şehirler; hattâ ondan da beter;

Yine kar şehirler...

Yine çocukça efkâr...

Bir aşkın sığınışı gibi kuytu yerlere.

Hesaplar aşkı ve çocukluğu bir tutar;

İkisinde de sürgit hayretler var!

* Eriyene kadar adı: Karşehir!

* Kar yağınca... Her şeye rağmen... Yüzü ağarıyor dünyanın. Kar yağınca... Çocuk oluyor dünya.

* Kar yağar, gün doğar...

Sessizlik alır başını gelir!

Koluma girer sükûnet;

Bir aşkı başlatır gibi...

* Hani... kar gibi deriz ya...

Her ân takdirnamesi, alkışı yanında... 

Kar/ne gibi...

* Kar yağar; ağlar bir çocuk.

Ellerimin hatıraları büyür.

Kar, aynı kar; yollar büyümüş biraz.

Daha bir soğumuş zamanlar.

Bilmem; çocuk niye ağlar!

Kar, yine kar gibi yağar.

Kocaman şehirler, çocuklar gibi ağlar.

* Karbeyaz günleri özlüyorum.

Kirden, kinden, kandan uzak...

Bu yüzden çıkamadığım çocukluğumdan...

O zamanlar donup kalmış hafızamda.

Çocukluk saf...

Çocukluk ak...

Dünyayı bir kenara bırakarak...

Seyr-i kar içinde...

* Hastalanan Mevsimler

Karsız kışlara mı düştük!

Karakış diye diye küstü ka, küstü kış...

Nerde nakış nakış karlar!

Kayan, tıkanan yollar!

Bizim havamıza benzedi; hasta düştü havalar!

* Kar, biraz dinlen, diyor. Yolları kürüyüp duruyoruz biz. Ne o; bir yere mi geç kaldık?!... Erken vardığımız yerler yaşanmaz oldu. Oturalım biraz; kar huzurunun, ölüm bestelerin farkına varalım.

* Kar...

Bir yanı ölüm; bir yanı bahar...

Bir yanı çocukluk...

Ezanların çiselediği şehir...

Kar beyaza boyadı zamanları...

İşte ölümün bütün halleri...

Zalimler korkutmasın seni; onlar da fani...

Sen kar’a bak, kar’a!

Sözü geçen var bütün mekânlara.

Sözü geçen var bütün zamanlara.

Kar selâmlarını alıyor musun?

Seni çok seven var; anlıyor musun?

* Kışlar baharın müjdesi... Ümitsiz değiliz; Bir gün gülecek yüzümüz.

* Kar kalkar; bahar gelir.

Hürriyet çiçekleri açar.

Namık Kemallere baharlar dolusu hürriyet sunulur.

Çocuklar güler, babaların hıçkırığı diner.

Şefkat kahramanı analar; çocuklarını kucaklar korkusuz.

Bahar gelir, gelecek; ölüler çığlık atacak o ân.

* Haberler çok hoş... Kar yağıyor. Kış vakti kelebek baskını her yer... Haberler çok hoş... Ocak, kar, meyveler... Ha, bunlar bildiğimiz şeyler; Dünyadan haber ver, demeyin.

Manşetlere bakmayın! Kar yağıyor. Mevsimler dönüyor. Saçlarımız ağarıyor.

...

Karda bahar izleri

Kar yağıyor. Baharın gelişi kardan bellidir.

Tipi, fırtına, kar... Böyle geliyor bahar.

* Kar yağıyor; sen kara bak! Çok seviyor bizi Yâr... Yâr’e bak!

Okunma Sayısı: 2849
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı