"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başyazı: 4 yıl sonra 15 Temmuz

15 Temmuz 2020, Çarşamba 00:01
Cumhuriyet ve demokrasi tarihimizdeki bütün darbe, müdahale ve darbe teşebbüsleri gibi, 15 Temmuz gecesi irtikâb edilen kanlı kalkışmayı da 4 yıl sonra bir kez daha lânetliyoruz.

Bu meş’um ve karanlık olayı önlemeye çalışırken şehit düşen güvenlik gücü mensuplarımıza ve darbecilerin saldırılarında can veren masum insanlarımıza tekrar Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz.

Aradan geçen zaman zarfında, bu meş’um ve karanlık olayın öncelikli hedefleri arasında yer alan TBMM’nin, işin arkaplanını aydınlatma noktasındaki beklentileri karşılamaya muvaffak olamayışını esefle karşılıyoruz.

Aynı şekilde, ilk günden itibaren yaptığımız “Darbecilerle hesaplaşma gerekçesiyle yürütülen operasyonlarda toptancı ve genelleyici suçlamalardan dikkat ve hassasiyetle kaçınılmalı, darbeyle ve darbecilikle hiç ilgisi olmayan masum insanların mağduriyetine yol açacak yanlışlıklar yapılmasına meydan verilmemelidir” çağrımızın büyük ölçüde karşılıksız kaldığını görmenin üzüntüsü içindeyiz.

Bu noktada bir kez daha ifade ediyoruz: 

15 Temmuz davalarında nihaî kararı verecek olan merci, bağımsız yargıdır. Ancak gerek bilhassa OHAL sürecindeki uygulamaların, gerekse iktidar kontrolündeki medyanın tek taraflı yayınlarının, yargı bağımsızlığı konusunda zaten var olan kuşkuları iyice kuvvetlendirmiş olması, mahkemelerin işini iyice zorlaştırmıştır. Yargıya gölge düşüren müdahale ve baskıların artık kaldırılması gerekir ki, adalet tecellî etsin ve mağduriyetlere meydan verilmesin.

Bu süreçte Yeni Asya’nın duruşunu şöyle özetleyebiliriz:

Risale-i Nur’un medyadaki dili olarak yarım asır önce yayın hayatına atılan Yeni Asya, çıktığı ilk günden itibaren demokrasiyi, hukuku, adaleti, hak ve özgürlükleri esas alan, darbe ve müdahalelere karşı fikrî mücadelesini sürdüren, dinin siyaset ve ticaret başta olmak üzere hiçbir dünyevî hedefe alet edilmemesini esas alan bir çizgiyi takip etmiştir. 

Yeni Asya’nın devleti ele geçirmek, yönetmek, kamu kurumlarında kadrolaşmak gibi gündemleri hiçbir zaman olmamıştır. Devlette görev alma kriterinin ehliyet ve liyakat olduğunu, cemaat mensubiyetinin tercih veya dışlanma sebebi olmaması gerektiğini savunmakta, Risale-i Nur’un temel prensiplerini yayın çizgimiz olarak görmekteyiz.  

1971’deki İzmir Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılandığı dönemde kendisine atfedilen Nurculuk nitelemesini reddetmiş olan ve 1974’te Yeni Asya ile yolunu tamamen ayıran Fethullah Gülen ise özellikle bu noktalardaki farklı yöneliş ve uygulamaları ile öne çıkmıştır. 

12 Eylül’den sonra darbecilerin belli şartlar karşılığında birlikte çalışma teklifinde bulunduğu Mehmet Kutlular’ın, “Ben reddedince Gülen’e gittiler” açıklaması, 15 Temmuz’u öncesiyle ve sonrasıyla değerlendirebilmek açısından son derece manidardır. 

Bilâhare Gülen’in önünün açılması ve görünen görünmeyen yoğun desteklerle getirildiği nokta, Kutlular’ı teyid etmiştir. 

Yeni Asya’nın duruşu bu iken, diğer birçok kesim yakın zamanlara kadar, özellikle de “güçlü” olduğu dönemlerde Gülen’in yanında yer almış ve Yeni Asya’yı prensiplere dayanan duruşu sebebiyle küçümseyip kendilerince “aşağılama”ya kalkanlar dahi olmuştur. Ama devran dönüp durum değişince bunların tamamı Gülen’e cephe alıp, sırf adalet ve vicdanın gereği olarak masumların hukukunu savunduğu için Yeni Asya’yı bu defa duruşunun tam tersi iftiralarla suçlama pişkinliğini sergileyebilmişlerdir.

Gelinen noktada AKP iktidarının Gülen’le ilişkileri ayrıca masaya yatırılıp enine boyuna tahlil edilmelidir. 12 Eylül 2010 anayasa referandumuna kadarki süreçte “Ne istedilerse verdik” ifadesiyle açığa vurulan sınırsız bir destek söz konusu olmuşken, birbirini izleyen MİT krizi, dershaneler meselesi, paralel yapı ve devlette cemaatçi kadrolaşma tartışmaları ile çok farklı tablo ortaya çıkmış; “Ne verdinizse geri alın” aşamasına gelinmiş; hızlanarak ve yaygınlaşarak devam eden tasfiyeler, 15 Temmuz sonrasında zirveye çıkmıştır. 20 Temmuz’da başlayan OHAL sürecindeki gözaltı, tutuklama ve ihraçlarla, maalesef kurunun yanında yaşı da yakan mağduriyetlere sebebiyet verilmiştir.

Bir başka önemli husus da şudur:

Biz 15 Temmuz kalkışmasının ve akabinde başlatılan OHAL sürecinin ilk günlerinden itibaren, darbelerle en etkili ve sağlam mücadelenin hukuk ve demokrasi standartlarımızı yükseltmek olduğunu ifade ettik.

Ve Türkiye’nin en kısa zamanda normalleşmesi gerektiğini vurguladık.

Bunları yine tekrarlıyor ve diyoruz ki:  Masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği, âdil yargılanma, savunma ve lekelenmeme hakları gibi en temel hukuk ilkelerinin ihlaliyle ortaya çıkan mağduriyetlere, aynı duyarsızlığı sürdürerek yenilerinin eklenmesine  meydan verilmemeli; biriken mağduriyetlerin telafisi de daha fazla geciktirilmemelidir.

Son olarak tekrar altını çizmek istediğimiz bir başka önemli nokta şudur: 

15 Temmuz kalkışmasının tahripkâr sonuçları, manevî hayatımıza çok büyük zarar vermiş; manevî hizmetler için var olan cemaatlere toplumun bakışını olumsuz etkileyerek hizmetlerine sekte vurmuştur. Bu durumun tamir ve telâfisi için, yaşananlardan ders alarak, çok farklı bir duyarlılıkla topyekûn bir seferberliğe ihtiyaç vardır.

Bütün cemaatlerin bu süreçten çıkarması gereken derslerin başında, kendilerini ister istemez siyaset ve iktidar çekişmelerinin tarafı ve sonuçta mağduru konumuna getiren tavır ve yaklaşımları terk edip, derhal aslî hizmetlerine dönmeleri gelmektedir. Gerek bunu sağlamanın, gerekse cemaatleri kirli tuzaklara düşmekten korumanın yolu ise, hem kendi iç işleyişlerinde, hem de birbirleriyle ilişkilerinde meşveret sisteminin sağlıklı bir şekilde işletilmesidir.

Okunma Sayısı: 136768
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    14.4.2023 13:56:38

    Cenabu Allah c.c imhal eder (Erteler), ama asla İHMÂL ETMEZ! Bakalım ne ve nasıl olacak, bi şekilde insanlık buna ŞAHİD olacaktır, inşaallah. Amiiin. "Allah c.c NUR'unu tamamlayacaktır, onlar istemese de." Dua ile şifanın kapısını aralayacağız, inşaallah! 🌹 اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ اٰخِرِ الزَّمَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ الْمَس۪يحِ الدَّجَّالِ وَ السُّفْيَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنَ الضَّلَالَاتِ وَ الْبِدْعِيَّاتِ وَ الْبَلِيَّاتِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النَّفْسِ الْاَمَّارَةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شُرُورِ النُّفُوسِ الْاَمَّارَاتِ الْفِرْعَوْنِيَّةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النِّسَٓاءِ ...Tesbihatdan! Duaya ve Sabra devam! "İnnallahe meassabirîn." Allah c.c Sabreden ve müsbet hareket ederek HAK ve HUKUKUNU MÜDAFAA EDENLERLE BERABERDİR! Küfür devam eder, ZULÜM DEVAM ETMEZ, EDEMEEEZ, ETMEMELİ DE! ZALİMLER için yaşasın CEHENNEM! 😔😭❤🤲❤☝️

  • S.topuz

    14.4.2023 13:54:30

    Allah’ım! Günahlarımızı bağışla, hatalarımızı ört! İçine girdiğimiz şuhûr-u selâseyi İslâm âlemi hakkında hayırlı eyle! Bizleri mübarek Ramazan'a da kavuşturdun Elhamdülillah. Bu aylarda yaptığımız ibadetleri kabul, tövbelerimizi makbul eyle! Duâlarımızı, duâsı kabul olanların zümresine dahil eyle! Bu aylar hürmetine Âlem-i İslâm’a manevî fütuhatlar lütfeyle! Âlem-i İslâm’ı fitnelerden, fesatlardan, her türlü ZULÜMDEN, TERÖR ve ANARŞİDEN, DECCALİZMİN ve SÜFYANİZMİN ŞERLERİNDEN, TEFRİKALARDAN, düşmanlıklardan, tabiî afetlerden muhafaza eyle! Zelzele afetinde vefat ederek manevî Şehid mertebesine ulaşan kullarına Rahmetini ihsan eyle. Maddî kayıplarımızı da sadakai Makbuleden eyle. Enkaz altında yaralananlara acil şifalar ve sabr-ı cemil ver, bir daha bizleri böyle feci afetlerle imtihan edip terbiye etme Allah'ım! Îman ve KUR'AN Hadimlerini muvaffak ve Muzaffer eyle, birlik ve beraberliğimizi daim ve kaim eyle, Âmiiin. Elfü Elfi Amiiin.

  • Nurhayat

    21.6.2022 10:10:19

    Eşim sadece bir öğretmendi.. Birde insanlara dini diyaneti anlatan biri.. Birde yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışan biri.. Kendinden verdi çoluk cocuğunun hakkından bile verdi.. Gerek maddi gerek manevi anlamda.. Hep fedakarlık hep Allah rızası için milletin selameti için kimseyi incitmeden verdi verdi.. Sonra ne mi oldu.. 4,5 yıl hapis yatıracakken bunu 6 yıla çıkardılar.. keyfi.. hukuksuz kanunsuz kuralsız.. Nerede bizim 6 yılımız. Bu arada ailesini de cezalandırdılar. Başarılara rağmen defalarca mülakatlarda elediler çocuklarını.. suçları ne.. Neden o babanın çocuğu oldun dediler.. suç bu.. Bunları yapanlara cehennem bile az. Rabbim iki cihanda perişan olsunlar. Ölmedende öldükten sonrada kahru perişan olsunlar diyorum..

  • Cemil

    18.8.2021 09:54:33

    Ez cümle Bizim insanımız Adaletten değil güçden yana olduğu sürece ne akpler ne fetolar ne askeri darbeler biter.Bizim önce ahlakı değişime ihtiyacımız var ondanda çok uzağız.

  • Nusret

    6.8.2021 23:49:02

    Üstadımı siyasi emellerine alet edenler için yaşasın cehennem

  • Mehmet

    13.6.2021 04:52:58

    Ey Rabbim sen her şeyin sahibi sin. Bakın dünya üzerinde insan üzerinde oynanan oyunlar sonucu. Hayatta olan müminlere görülmeyen bir covid-19 virüs ile mücadele ile, insanlık debelenip duruyor. Bu hâl dünya hâli ,bir de diğer tarafı mahşer olacak. Allah sonumuzu hayretsin, derim. Amin amin

  • Abdullah

    12.12.2020 22:36:55

    Sa, değerli kardeşlerim, hizmeti kuraniye ve imaniyedeki dava arkadaşlarım; Hepiniz/hepimiz biliyoruz ki bu melun kalkışma, dışardaki malum üç devlet+TR'deki malum kişilerin yıllarca planlayıp organize edip hizmet insanlarını bu plan çerçevesinde değişik tuzaklar ile kalkısmanın içine çekip, kusursuzca planlarını hayata geçirdileri ve tr'nin hepsini bu şekilde ikna ettikleri kontrollü bir darbedir. Konjoktür gereği bunu bilen insanlar, tabiki ayrıntıya giremez ve kendilerine gelecek zulme engel olmak zorundalar. Dolayısı ile hak veriyorum. Yalnız, haram olan iftira zulmüne de girmemek için dikkatli dil kullanmak lazım. Üstadın yaşadığı kış gibi, kaderde bize de bu zamanda kış düştü. Sabredip dua etmekten başka çare de yok. Fitne o kadar buyuk ki, hiçbir insan gücü, Allah'ın ikramı ve izni olmadan, gerçeği maalesef ortaya çıkaramayacak. Dua edelim sabredelim. Tr de mağdur/mazlum durumdaki masum kardeşlerimize yardım edelim. Başka da yapacak bişey yok. Allah is great.

  • Numan Köseoğlu

    7.12.2020 11:17:17

    İnanan insanlar için intikam hiçbir şekilde söz konusu olamaz, intikam zayıf inançlıların işidir. 15 Temmuz sonrasında işlem yapılan insanların hemen hepsi masumdur, bu onların bir imtihanıdır suçlu oldukları için değildir. Halk bunca zulüme göz yumduğu için kendilerine Allah tarafından gelecek tokatlara hazırlansın zira artık bu hukuksuzlukların şikayet edileceği bir merci kalmamıştır. Bir cani uğruna dokuz masum cezalandırılamaz.

  • Mehmet

    19.10.2020 02:56:42

    Bu karikatür çok hoşuma gitti. Bu karikatüre SEÇİMSİZ geçen 1923 ile 1950 arası da katılamaz mıydı?

  • İ. Seyda

    15.7.2020 19:17:11

    Yeni Asya'nın 15 Temmuz karşısındaki duruşu takdire değerdir. Bir taraftan karanlık bir odak tarafından esir alınan 15 Temmuz planlayıcıları, diğer taraftan "ibadet tabakasında" masum insanlar. Hukuken değil belki olsa olsa vicdanen mesul olabilecek insanlar. Ama hükümet ele bakar, kalbe bakarak hüküm vermemeli. "Adalet istiyorum!" cümlesini kimin nasıl söylediği önemlidir. Eğer adalet istediğini iddia eden kişi karşı tarafa ve onun yakınlarına zulmetmek istiyor ve buna gücü yetmediği için gücü olana sığınıyorsa istediği şey aslında intikamdır. İntikamın olduğu yerde de adalet olmaz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı