"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalbi öldürmemeliyim

Bilal Said PARLAKOĞLU
17 Kasım 2018, Cumartesi 01:11
Kalp manevî hayatımızın merkezidir.

Maddî hayatımıza, yani cesedimize, kan pompalayıp hayatta kalmasına sebep olan maddî kalp olduğu gibi, manevî hayatın da merkezinde manevî kalp vardır. İnsanın manevî hayatına dair bütün tedbirler de bu manevî kalp ile görülür.

İnsanın maddî kalbi hastalanır ve ölür ise insanında cismi dağılır ve bedeni ölür. Aynı şekilde manevî kalbin hastalığı ve ölümü ile de insanın ruhu hastalanır ve manevî lâtifeleri birer birer ölür. Manevî kalbi ölen insan artık şefkat, merhamet, fazilet gibi şeyleri ruhunda taşıyamaz. Ruhuna sürekli karanlıklar, yalnızlıklar ve yetimlikler dolar, kendisini sahipsiz, kimsesiz ve çaresiz görür, tek çareyi de gaflette ve kendini uyutmakta bulur. 

Manevî kalbin hastalanması ve ölümü günahlar ile başlar. İnsanın küçük gördüğü bir günahı zamanla yerleşip insan o günaha müptelâ olduğu zaman kalp hastalanmaya başlar. Eğer tövbe ve istiğfar ile temizlenirse insan kurtulur, fakat tövbe ve istiğfar olmazsa, yani o insan o günahından günah olduğunu bilip pişman olmazsa, o günahtan doğan hastalık zamanla yayılarak kalbi kaplar ve diğer günahların tesiri ile kalbini öldürür. Çünkü insan lâtifelerinin sultanı olan muhabbeti bir günaha sarf etmiş ve boşa harcayarak o lâtifeyi öldürmüştür. Dolayısıyla manevî hayatını besleyen damarlardan birisini günahlar ile tıkamıştır.

Maddî kalp hastalıkları ve maddî kalbin ölmesi tehlikesi en yaygın ihtiyarlık döneminde görülür. Fakat bunun aksine manevî kalp hastalıkları ve manevî kalbin ölümü yaygın olarak gençlik döneminde görülür. Çünkü günahların her yönden hücum ettiği ve nefsin günahları en cazibedar gördüğü dönem gençlik dönemidir. İnsan günahlarını gençliğinde sever ve gençlik gafleti ile günahının zararını tahlil edemez. Bu sebeple insan tövbe ve istiğfara gençlik döneminde hayatının her döneminden daha fazla muhtaçtır. 

Bu yönden gençlik, hayatın en tehlikeli ve en zor dönemidir. İhtiyarlığın maddî zahmetlerine bedel, gençliğin manevî zahmetleri insanı ağır imtihanlara sokmakta ve ebedî hayatını tehlikeye atmaktadır. Bir insanın maddî kalbi ölür ise insan en fazla 60-70 sene yaşayacağı bir hayattan mahrum kalırken, manevî hayatın ölümü ile ebedî bir hayat kaybedilir ve ebedî şekavet çukuruna düşme tehlikesi ile insan karşı karşıya kalır. 

Öyle ise bir genç olarak, manevî hayatımı muhafaza etmek için gayret göstermeliyim. Gençliğimi bolca tövbe ve istiğfar ile geçirmeli, manevî kalbimi sürekli temizlemeli, manevî hastalıklardan muhafaza etmeliyim. Manevî lâtifelerimi öldürecek hal ve vaziyetlerden kendimi çekmeliyim. Gençliğimde kalbimi öldürmemeliyim. Hayatımın bu tehlikeli döneminde beni muhafaza edecek eserlere müracaat etmeli manevî hayatımı takviye edecek mekânlarda çokça vakit geçirmeliyim.

Okunma Sayısı: 2940
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı