"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u kimler tenkid eder?

Çetin ACAR
05 Eylül 2016, Pazartesi
Yazının başlığındaki soruya cevaben, Risale-i Nur’lardan aldığımız derse binaen deriz ki: Bu mübarek şahsiyeti ve ortaya koyduğu eseri tenkid edenler, Deccaldır ve bu zamanda da onun şahs-ı manevisinin temsilcileri olan avâneleridir.

 “Tarih öyle büyük insanlar kaydeder ki, birçok büyükler onlara nisbetle küçük kalır.” (Ali Ulvi Kurucu, Tarihçe-i Hayat, önsöz)   

İşte Bediüzzaman’ın büyüklüğü, ortaya koyduğu Risale-i Nur’daki düsturları birebir yaşamasından ve Risale-i Nur’ların tesirli olması da bu sırdan kaynaklanıyor.

Son zamanlarda Üstadımız Said Nursî’ye ve Risale-i Nur’a yapılan hücumları yapanların, eserlerden bir sahife dahi okuma zahmetine girmeyen, Üstadımızın hayatının bir lâhzasını dahi incelemeyen zavallıları acımaktan başka elimizden bir şey gelmez.

Bu asırda hayatının incelenmesi gereken insanların başında Bediüzzaman Said Nursî ve okunması ve hayata tatbik edilmesi gereken eserlerin başında da Risale-i Nur’lar olmalı. Hayat felsefesini, insanlık âleminin hastalıklarını ve çarelerini ihtiva eden sözleri, aynı zamanda kendisine hücum edenlerin dahi imanlarını kurtarmak için nasıl fedakârlık gösterdiğini şu ifadelerinden anlıyoruz;

 “Bana ıztırap veren, yalnız İslâm’ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi, onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt gövdenin içine girdi. Şimdi mukavemet güçleşti. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü düşmanı sezmez. Can damarını kesen, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse iman kalesi tehlikededir. . . Keşke bunun bin misli meşakkata maruz kalsam da, iman kalesinin istikbali selâmette olsa.”

Eserlerini okumadan, hayatını ve ilminin mahiyetini, insanlık ve İslâm âlemi için neler düşündüğünü, neler yazdığını incelemeden eleştirenlere ise şunları söylüyor;      

“Risale-i Nur’u anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar. Beni skolastik (orta çağda kalmış) bataklığı içine saplanmış medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. Hatta bu hususta en derin meseleleri hallettim, bazı eserler telif ettim. . . Ben cemiyetin iç hayatını, manevî varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum. Yalnız Kur’ân’ın tesis ettiği tevhid ve iman esasları üzerinde işliyorum ki; İslâm cemiyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur.” (Tarihçe-i Hayat)

Cemiyetin içinde bulunduğu tehlikeyi ifade eden veciz sözleri:

“Bana, sen şuna buna niçin sataştın? diyorlar. Farkında değilim. Karşımda büyük bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler.” (Tarihçe-i Hayat)                  

Üstadımız; değil Türkiye’nin, bütün insanlığın kurtuluş reçetelerini Kur’ân’dan ilham alarak, Risale-i Nur eserlerinde bunları neşretmiş. “Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum” derken, ülke olarak başta terör olmak üzere çekilen sıkıntıların çarelerinin yazıldığı Risale-i Nur’lardan hâlâ istifade etmeyen devleti yönetenlere ısrarla tavsiyelerini sürdürüyor.

“Beni, nefsini kurtarmaya çalışan hodgam (bencil) bir adam mı zannediyorlar? Ben cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, ahiretimi de. Gözümde ne Cennet sevdası var ne Cehennem korkusu, cemiyetin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.“

“Ben bütün bu eziyetleri çektirenlere de hakkımı helâl ediyorum” demesi de bir başka büyüklük alâmeti.

Ey insafsız münekkidler. Üstadımızın tarihçe-i hayatından sadece bir bölümünü nazara verdik. Ahir zamanda böyle bir şahıs ve böyle bir eser gösterin sizlerle beraber olalım. Ama gösteremezsiniz, gösteremeyeceksiniz. Ancak neyle ve kiminle uğraştığınızı anlamanız için Risale-i Nur’ları okuyun, araştırın, inceleyin.                           

Risale-i Nur’larla uğraşanların akıbetlerini görmek için fazla uzağa da gitmenize gerek yok.

Etiketler: bediüzzaman
Okunma Sayısı: 5478
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı