Yeniden gündeme gelmesinin sebebi, Yassıada’nın imara açılmasından sonra basına yansıyan fotoğraflar oldu. Adanın imara açılmadan ve imara açıldıktan sonraki fotoğrafları çok farklı. Adada var olan ağaçlar tamamen kesilmiş, toprak ve şantiye binaları görülmektedir. İşin ilginci, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na bu resimler sorulduğunda “Orada ağaç mağaç yok” diye cevap vererek şunları söylemiş: “Ben kestiklerini filan duymadım. Ama bir ağaç keserlerse yirmi ağaç dikeriz bunun sözünü veriyorum.” 

Çekilen fotoğraflara baktıktan sonra, ”Orada ağaç mağaç yok” demeyi anlayamıyoruz.

Ağaç kesimiyle ilgili yeni bir haber de İzmir’den. İzmir’in Urla ilçesi Ovacık Köyü’nde, 49 yıllığına kiralanan ormanda altı tane rüzgâr türbini dikmek için şu ana kadar bin 200 ağaç kesilmiş. Köyün muhtarı şunları söylemiş: “Geçen Salı geldiler ve 1300’e yakın çam ağacını kestiler. Ağaç kesiminin süreceği ve 5-6 bin ağacın kesileceği ifade ediliyor. Üstelik burası doğal sit alanı.”

Ormanları kiralama sisteminden vazgeçilmeli. Bu yöntemle bugüne kadar binlerce dönüm orman arazileri vakıf üniversitelerine verildi ve binlerce ağaç kesildi. Peki 49 yıl sonra bu orman arazilerinin durumu ne olacak? Bugüne kadar gerek HES’ler için, gerekse kömür ve maden için bir çok ormanda ağaçlar kesildi. Özellikle Rize Senoz Vadisinde HES’ler yüzünden çok ciddî ağaç kesimi yapıldı. Dağlar tıraşlandı. İki ay önce meydana gelen sel felâketinde bunun zararlarını yöre halkı gördü.

Gerek Kur’ân’da, gerek Hadis-i Şeriflerde ağaca bu kadar önem verildiği halde biz ağaç kesmenin peşindeyiz. (Kur’ân-ı Kerîm’de toplamda 126 yerde ağaçtan bahsedilmektedir.) “Allah su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.”

Bir iki örnek de hadislerden verelim: “Her kim boş, kuru ve çorak bir yeri sulamak ve ağaçlandırmak suretiyle ihya edecek olursa, bu davranışından dolayı Allah tarafından ödüllendirilir. İnsan ve hayvan ondan yararlandıkça orayı ihya edene sevap yazılır. Bir Müslüman ağaç diker ve bunun meyvesinden insan, ehli hayvan veya vahşi hayvan veya kuş yiyecek olursa yenen şey onun için sadâka hükmüne geçer. Bir kimse bir ağaç dikse, o ağaç meyve verdikçe, sevabı ağacı dikene yazılır. Her kim yerine yenisini dikmeden bir sidre ağacını kesecek olursa Allah ona cehennemde bir ev yapar.”

Arnavutluk’ta 10 yıl boyunca ağaç kesilmesini yasaklayan kanun kabul edilmiş. Arnavutluk Çevre Bakanı Lefter Koka, yasa çıkarılmasının sebebini, “Arnavutluk çok büyük bir ekolojik felâketle yüzleşiyor. İhracat ve sanayileşme amaçlı orman sömürüsünü engelleyecek şiddetli tedbirler almalıyız” demiş. 

Yeni yasayı ihlâl edenler 10 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacakmış. Bizde de benzer bir kanun, belki ağaç katliâmlarını önleyebilir.