"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB’den olumlu mesajlar

Cevher İLHAN
10 Aralık 2015, Perşembe
​Türkiye’nin “AB projesi”ndeki durumu, demokrasi, özgürlükler, hukuk, insan hakları, ekonomi, insanî gelişim, malî ve sosyal durumunu değerlendiren AB ölçümlerinin yer aldığı 2015 İlerleme Raporu’nda açıkça ortaya konulmuştu.

Aslında, 2005’ten bu yana hemen hemen bütün “AB raporları”nda “ilerleme yok” ve “endişeliyiz” denilirken, son raporda “demokrasi, özgürlükler, yolsuzlukla mücadelede ‘gerileme’ olduğu” uyarılarıyla “ciddî endişeler”in bildirilmesi, Türkiye’nin “AB karnesi”ni okutturmuştu. 

En son 17-18 Aralık’ta Brüksel’de Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getirecek zirvenin “sonuç bildirisi” taslağında, söz konusu “ciddî endişeler”in tekrarlanıp, Türkiye’yi hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda uyarma hazırlığı, vaziyeti ele veriyor.

Keza “bildiri”de AB dışişleri bakanlarının onayı ile liderlere sunulacak belgede öne çıkan tesbitlerde, AB müktesebatına uyumda, Türkiye’nin, AB Komisyonu’nun raporunda belirlenen özellikle hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili ana eksikleri âcilen giderme ikazı dikkat çekici.

“AB, eleştirel medyaya, gazetecilere, yazarlara ve sosyal medya plâtformları ile kullanıcılarına açılan dâvâları özel bir endişeyle not eder, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına zarar vermenin ve ifâde özgürlüğü ile toplanma özgürlüğündeki belirgin gerilemenin tersine çevrilmesine karşı âcil adımlar atılmalı” uyarıları da.

MÜZÂKERE TAAHHÜDÜ

Bu minvalde Ankara’ya “güçler ayrılığı” ilkesinin hatırlatılması, insan hakları, din özgürlüğü ve mülkiyet haklarına tam saygının sağlanması çerçevesinde AİHM’in bütün kararlarının uygulanması çağrısı, AB projesinde Ankara’nın “yol haritası”nı çiziyor.

Buna bağlı olarak, “AB bildirisi”nde hiç ilerleme sağlanmamış ya da çok az ilerleme sağlanmış yolsuzlukla mücadele gibi alanların ele alınması kapsamında, öncelikle hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında işbirliğinin hızlandırılmasının Türkiye’yi AB’ye daha yakınlaştıracağı vurgusu, “AB stratejisi”nin işâret taşları oluyor.

Ankara’nın siyasî ve ekonomik reformlar için çıpa olmasını teşvik eden AB Konseyi’nin, açılış kriterlerini yerine getirmede ilerleme sağlama niyeti olması halinde Türkiye’nin müzâkere sürecinde “kamu alımları”na dair 5., “rekabet politikası”nı belirleyen 8. ve “sosyal politika ve istihdam” hakkındaki 19. başlıkların açılmasına AB’nin tam destek vermeye hazır olduğunun bildirilmesi bu perspektifin ifâdesi.

Bu arada AB Komisyonu Başkanı Juncker’in, 29 Kasım’daki Türkiye-AB zirvesinden sonra Başbakan Davutoğlu’na verdiği “mektup”ta, halen Kıbrıs Rum kesiminin blokajında olan beş müzâkere başlığının açılması için gerekli sürecin başlatılacağı vaadi, Türkiye’nin AB sürecinde yeni bir güven duygusu veriyor.

“Yargı ve temel haklar”, “adâlet, özgürlük ve güvenlik”, “eğitim ve kültür”, “enerji” ve “dış, güvenlik ve savunma politikası” gibi müzâkere başlıklarının 2016’nın ilk çeyreğinde açılacağı sözü, AB cânibinin, Türkiye’ye müzâkere sürecini hızlandırma taahhüdünün teyidi oluyor.

Demokrasinin temel taşlarından olan düşünce ve ifâde özgürlüğünün kısıtlandığı, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının berhava edildiği, Avrupa standartlarında seçim ve siyasî partiler yasalarının olmadığı, yolsuzluk - rüşvet iddialarını gündemden düşürmek uğruna medya operasyonlarının sürdüğü süreçte, AB’nin olumlu mesajları büyük önem kazanıyor…

ANKARA DEĞERLENDİRMELİ…

Gerçek şu ki, Ankara’nın demokrasi ve hukukun üstünlüğünde “AB standartları”na ulaşma gayretini tekrar gündemine alması, “darbeye ortam hazırlama” ve “darbe teşebbüsü” iddialı “Ergenekon” ve “Balyoz” benzeri “darbe dâvâları”nın “kumpas kurulduğu” çarkıyla tersine çevrilerek bütün darbe sanık ve hükümlülerinin tahliye edildiği, görevleri gereği darbecileri soruşturan Emniyet mensuplarının, savcı ve hâkimlerin kıyım ve sürgüne uğratılarak mesleklerinden ihraç edildiği vartada, uluslar arası kurumların araştırmalarıyla “hibrit (melez) demokrasi” sınıfına düşen Türkiye için fevkalâde ehemmiyetli.

Bunun içindir ki, müzâkere başlıklarının açılmasıyla Türkiye’nin AB projesinde ilerlemesi için, Ankara’nın öncelikle AB değerlerine aykırı otoriter eğilimleri sona erdirmesi gerekiyor. Kamuoyuna yönelik propaganda ve söylemler yerine, Türkiye’nin itibarını zedeleyen, yargıya müdahale, basın özgürlüğüne yönelik baskı ve gözdağı uygulamalarına derhal son verilmesi icâb ediyor.

Ankara, AB’den gelen son müsbet mesajları iyi değerlendirmeli…

Okunma Sayısı: 1381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı