"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokratikleşme için...

Cevher İLHAN
14 Şubat 2024, Çarşamba
16 Nisan 2017’de referandumu sonrası 9 Temmuz 2018’dan itibaren uygulanmaya başlanan ve dünyada hiçbir benzeri olmayan “Türk tipi” “tek kişilik ucûbe otoriter rejim”le Türkiye’de demokrasi ve hukuk bütünüyle rafa kalktı.

“Ucûbe rejim”, yasa gereği “geçersiz” olan iki buçuk milyon “mühürsüz” oyun, sandıkların açılmasına beş kala “tepeden tâlimat”la kanuna açıkça aykırı olarak “geçerli” sayılması ve “yüzde 50’den fazla oy alındı” duyurusuyla, “atı alan Üsküdar’ı geçti” oldubittisiyle dayatıldı.

“Tek kişilik rejimin ruhu”na uygun olarak bütün devlet imkân ve araçları sonuna kadar tepe tepe kullanılarak partizanlığa âlet edildi, ediliyor. “İktidara iliştirilmiş havuz medyası”nın tamamen uyduruk canhıraş yandaş yayınları bir yana milletin verdiği vergilerle yayın yapan devletin kanalında “iktidar cephesi”nin Cumhurbaşkanı adayına 58 saat verilirken, demokratik muhalefetin ortak adayına 48 dakika süre verildi. Aynı haksızlık ve hukuksuzluklar tam gaz devam ediyor.

NE DENDİYSE TAM TERSİ YAPILIYOR

Bu arada Türkiye “demokrasi endeksi”nde 167 ülke arasında 103. sıraya, “hibrit (karışık/melez) otoriter rejimler”in hüküm sürdüğü, çoğu kargaşa ve iç savaş kaosundaki Orta Afrika ülkeleri arasına düşmüş.

Keza “hukuk endeksi”nde 140 ülke arasında 116. sırada, “yolsuzluklarla mücadele”de, “şeffaflık”ta dipte kalmış; yeni ve ek ağır vergilerle, peşpeşe fahiş zamlarla enflasyonda – pahalılıkta dünya dördüncüsü, Avrupa birincisi durumuna düşülmüş.

Ya da gün aşırı otomatik zamlanan akaryakıtın yüzde 400 pahalanması, daha Kasım 2021’de dönemin Hazine ve Maliye Bakanı’nın “Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak’ diyorlar, daha çok beklersiniz!” tepkisine karşılık, doların 30 lirayı aşması, yüzde 8.5 olan faizin yedi ayda yüzde 45’e, gerçekte yüzde 60-70’lere dayanmasında açığa çıktığı gibi.

Bütün bunlara rağmen, hâlen “tarihimizin en büyük demokrasi atılımını yaptık” yanıltmalarıyla “lisân-ı siyasette lâfız mânânın zıddıdır” sözündeki mana katmerleşti. Bir yığın çelişkinin ardı arkası kesilmedi; ne dendiyse tam tersi yapıldı, yapılıyor.

MAHALLİ SEÇİM FIRSATI…

Görünen o ki bu seçimde de aynı haksızlıklar dayatılıyor; gün geçmiyor ki iktidar partisi belediyelerin, kamu kurumlarının araçlarını propagandasında kullanılmasın.

Bütün milletin gözü önünde depremin en çok tahrip ettiği Hatay’da “mahalli seçimlerde adayımızı seçmezseniz size hizmet gelmez” anlamında konuşan ve “Hatay’a geldi mi?” diye siyasi şantaj savuran Cumhurbaşkanı, birkaç gün sonra bu kez bir başka şehirde muhalefeti “oy yoksa hizmet de yok!” demekle suçluyor!

Ve millet irâdesinin tecelligâhı Meclis’i her türlü demokrasi ve hukuk dışılığa âlet eden, bağımsız ve tarafsız olması gereken yargıyı “siyasetin sopası” haline getiren “tek kişilik ucûbe sistem”de tek imzalı OHAL KHK’larıyla yüz binlerce kamu görevlisi sahte ihbarlarla, istihbarat jurnalleriyle kamu görevlerinden ihraç edilirken, on binlerce vatandaş “yargısız infaz”la tutuklanıp yıllarca haksızlığa ve hukuksuzluğa uğratılırken, Cumhurbaşkanı “hak ve hürriyetler alanında ülkemizi dünyanın devler ligine çıkardık” çıkışında bulunuyor!

Bu bakımdan, Bediüzzaman’ın beyânıyla “Meclis-i Mebusânın hâkim, Meclis’in içinden çıkan hükûmetin hâdim ve hizmetkâr olduğu”, hukukun üstünlüğünün esas alındığı hürriyetçi demokratik sistemin yeniden hâkim kılınmasıyla demokratikleşme için öncelikle “tek kişilik rejim”in tasfiyesi” gerekiyor.

Mahalli seçimler bunun bir fırsatı.

Okunma Sayısı: 955
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Semanur Tunoğlu

    14.2.2024 11:23:50

    Her şeye rağmen ümitvarız. Bu millet risale-i nurları sahiplenmiş ve imanını böylece korumuştur. Ümidimiz kavidir. Güzel günler gelecektir. Aslında bu günlerde güzeldir. Sadece üstadımızın yardımıyla imani bakış açısı ile bakmasını bilelim yeter ki. Üstadımızın yaşadığı günlere bakarak yediğimiz ardımızda yemediğimiz önümüzde. Biraz gayret biraz şevk. Ve imanımızı kurtarmak için biraz azim bize yetecek.

  • Murat Cansız

    14.2.2024 09:10:33

    Kalemine sağlık Cevher abi

  • Asım

    14.2.2024 07:02:34

    Eee Ne olcek şimdi, benim bu milletden bir ümidim kalmadıki sadece ilahi adaletin gerçekleşmesini bekliyorum o kadar.

  • Erhan

    14.2.2024 00:42:47

    Ellerinize sağlık o kadar açık ve net izah etmişsiniz ki Türkiye Türkiye olalı böyle zülüm görmemişti. Bu kadar Ah,la bu kadar haramla bu kadar zulümle neyi başaracağımızı sanıyoruz işte deniz bitti kara göründü bir tık ötesi mahkeme-i Kübra!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı