Diyorum ki; “Eskiden eleştirmen azdı. Şimdi ise, herkes eleştirmen.”

Çünkü, sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte, herkes düşüncelerini ve fikirlerini “tweet”liyor veya “facebook”tan iletebiliyor. Bu kaçınılmaz teknolojik gelişme, aslında düşünce yapımızı değiştirdi diyebilirim.

Düşünce yapımızı derken, farklı alanlarda kalem oynatan yazarlar türetti anlamında...

Bunun yanısıra, meslek alanlarında da farklı eğilimler ortaya çıktı.

Meselâ; teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgisayar mühendisliğine olan ihtiyaç her alanda kendini gösteriyor. 

Meselâ; gençler için “veri madenciliği ve analistliği” diye bir meslek var ve aynı zamanda bir fırsat. Düşünün; bankalar, telekom operatörleri, perakendeciler ve ISP’ler gibi yoğun olarak veriyle çalışan firmalar var. Ve bunların verilerini analiz eden veri madencileri bu zamanda ihtiyaç…

Geçenlerde “hacker” isimli bir film izledim. Michael Man’in yönettiği filmde “Kod kırıcıları”nın korsan yazılım yapan bir “hacker”le mücadelesini anlatıyordu. Kod kırıcılığının da geleceğin mesleklerinden biri olduğunu söylemek hayal değil. Bu gün birçok şirket bünyesinde çalıştırılan kod kırıcılar, şirketlerin hayatını kurtarıyor.

Bilgi çağında, “bilgi mühendisliği”nin önemini pas geçemezsiniz. Meselâ bilgilerin sistemde bildirilmelerinin interaktif şekilde kullanılmasını ve kodlama işlemlerini gerçekleştiren “bilgi mühendisleri” gelecekte fazlasıyla ön planda olacak. 

***

Dünyada ve teknolojide bu kadar gelişme yaşanırken, bazı kafalar var ki, hâlâ “dogmatik” bir zihniyetin temsilciliğini yapmakta ısrar ediyor.

Nepal’de meydana gelen 7.8’lik depremde ölü sayısı hâlâ resmiyet kazanamamışken, ortaya gelen bir tweeet, ne yazık ki, bu acıya ortak olmak yerine, tuz biber ekti. 

Şöyle yazmış:

“Nepal’de Hindu tanrıçası için yüzlerce hayvan katletmişlerdi, cezasız mı kalacaktı! Bugün binlercesi öldü, tanrıçaları kabul etsin artık…” (Günaydın)

İmza: Leman Sam.

Zihniniz birden geçmişe döndü sanırım. Çünkü Leman Sam benzer tweeti Kurban Bayramı’nda da atmıştı. Hatırlayalım isterseniz; “Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır. IŞİD beni şaşırtmıyor.” 

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanlar ne kadar modern yaşarsa yaşasın, bazı kafalar hep “tozlu” ve “örümcek bağlamış” fikirlerin sözcülüğünü yapmaya devam edecek.

Şu canım ülkemde, hâlâ tutarsız “aydın” profili görmek insanı rahatsız ediyor. Sözde aydınların sık sık klasik eleştirel duruşların dışında ne yaptığı sorgulanmalı. Yani bu “arızalı” tipler bir yandan “idealist” karakter çizerken, bir yandan da “dünyanın en yararsız” duruşunu sergileyen boş insan prototipi çiziyorlar.

Bu tür “aydın” geçinen “karanlık” kafaların dünyaya kocaman bir leke gibi baktıkları, içindeki ufuneti de gösteriyor bir bakıma.