"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ateist bir başbakan

Davut ŞAHİN
28 Ocak 2015, Çarşamba
Yunanistan’daki seçim sonuçları nedense, bizim liberal sol ve onun ötesi kızıl solu bir hayli sevindirdi.

Yunanistan bir seçim sonrası zaferi yaşarken, bizim “sol” burada davullu zurnalı bayram etti. Sanki kazanan bizim(!) “sol”muş gibi.

Fox TV’nin ana haber “anchorman”ı Fatih Portakal ekranlardan zil takıp oynuyor ve “dinsiz” başbakan Çipras’ın zaferini kutluyordu ekranlarda. 

Evet, Çipras’ın İncil’e el basmadan ve yemin etmeden mazbatasını aldığı törenleri izledik haber bültenlerinde. Avrupa endişeli. Çünkü Euro ile ilgili takınacağı tavır önemseniyor. 

Her ne ise; Yunanistan bakalım “ateist” olduğunu söyleyen bir başbakan ile nasıl baş edecek, gelişmeler ne yönde seyredecek, hep birlikte göreceğiz.

***

“Dinsiz bir başbakan” söylemi hemen, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin “Demokrat dindar milletvekillerine” yaptığı “ihtar”ı hatırlattı.

Bediüzzaman, “İki dehşetli Harb-i Umumi’nin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavi ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz” sözünü söylüyor ve ardından “Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz.” diyordu. (Emirdağ Lâhikası, s. 311)

Peki, ne olur?

Devamını okuyalım; “Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile musalâha veya tabi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez.” (a.g.e.)

***

Zaten sosyolojik olarak tarihin akışına baktığımızda “dinsiz” bir rejim olan “komünizm”in ömrü uzun sürmedi. Üstelik “eşitlik” masalını bütün dünyaya yutturduktan sonra, bırakın eşit paylaşımını 80 yıla yakın mazisinde sefalet içinde “iflâs”ını ilân etti ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği darmadağın oldu.

Evet, başta komünizm ve kapitalizm olma üzere bunların “gayr-ı meşrû veletleri” de tarihin çöp kutusuna atıldı.

“Dinsiz” bir yönetim mutluluk getirmedi. Çünkü bu “izm”ler yalnızca beşeriyetin sosyal hayatında dayanak noktası olarak “kuvvet”i kabul etti. Dayanak noktasını kuvvet kabul edilen medeniyetin(!) yaşandığı toplumların en önemli neticesi hak ve hukuka tecavüzdür. Yani kuvvetli zayıfın hakkını gasp ederek, iktidarını yürütmeye çalışır.

Peki, geriye ne kalıyor? 

İnsanlık İslâmiyeti keşfedecek. Beşeriyetin saadetini temin edecek medeniyet nizamı olarak İslâmiyet’ten başka ciddî bir alternatif göremeyecek ve şimdiden bu yönde araştırmalar yapılıyor bile.

Çünkü İslâm anlayışının beşeriyete getirdiği medeniyet ile diğer medeniyetlerin temel farklılıklarını görüyor ve ona göre araştırmalarını geliştiriyorlar.

İflâs eden yönetimlerde en büyük hedef, menfattir madem… İslâm ise, hedefte menfaat yerine fazilet ve rıza-yı İlâhiyi esas kabul eder. Bu dünyadaki nimetler ve menfaatler bütün insanlığın her arzusuna kâfi gelmediğinden, insanlar arasında tesanüd, yani karşılıklı dayanışma İslâm medeniyeti ile sağlanabilir.

Dolayısıyla;

Yunanistan’daki seçimin hayırlı bir yönü olduğu konusunda şüphem yok.

Okunma Sayısı: 1686
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı