Bugün bayramın son günü...
Kurban etlerimizi kestik. Kesilen etlerin üçte birini ihtiyacı olanlara verdik mi?
Konu-komşunun hakkını gözettik mi?
Yoksa, bir sonraki Kurban Bayramı’na kadar, etlerimizi buzluğa mı koyduk?
*
Diyanete göre:
Kurbanın etinin üçe taksim edilmesi “müstehap.”
-Üçte biri kurban kesemeyen fakir fukaraya sadaka olarak verilir.
-Üçte biriyle evine gelen akraba ve dostlarına ikram yapılmak üzere eve ayrılır.
-Geriye kalan üçte birini ise, evdeki çoluk çocuğuna yiyecek ve nafaka olarak ayrılabilir.
Kurbanın etini, zenginlere, fakirlere, ilimle meşgul olan talebeye, Müslüman ve gayrimüslimlere hediye etmek caizdir. Tamamını da bağışlamak caizdir. (fetvalar.com)
*
Bazan geleneklerimiz, inancımızın önüne mi geçiyor?
Yahut, inançlarımızdan gelen alışkanlıklarımızı ne kadar “gelenekselleştiriyoruz?”
Gerçi, bize kadar yansıyan bazı kurallar, tarihî bir süreçten yansıyan “yargı”larımızdan oluşuyor.
Bir bakıma toplum hafızasını oluşturan bu kurallar, gelenek, an’ane ve örf gibi kimi farklılıklar ihtiva ediyor.
Nedir “gelenek?”
Geçmişten gelen ortak hafızada korunan bir nevi alışkanlıkların toplamı...
Bunlar tabiî ki hayatımızı kolaylaştırır ve birbirimizle olan bağımızı güçlendirir. Kanunî yükümlülükleri yoktur belki, ama önemli “işlev”ler yürütür.
*
Geleneğin oluşumuna kaynaklık eden değerlerin başlıca referansı “din” kaynaklıdır.
Çünkü insanların hayat biçimine bakıldığında onlara tecrübe kazandıran inanç ve itikada yönelik hususların önemli bir yer tuttuğunu biliyoruz.
Tarihimize bir bütün olarak göz attığımızda, mensup olduğumuz inancımızın, gelenek üzerindeki etkisinin ciddî boyutlarda olduğunu görebiliyoruz.
*
Aslında inandığımız din olan İslâm’ın inanan insanlara hayatının her devresinde müdahil olması… Yani, hem şahsî hem de toplumsal hayatla ilgili düzenlemeler öngörmesi, inanan insanların itikadî tutumları üzerinde tayin edici rol üstlendiğini anlayabiliyoruz.
Dolayısıyla, Müslümanların İslâm tarihi içerisinde oluşturdukları gelenek, görenek ve alışkanlıkları dinimizden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Et ve tırnak gibi.
Yani, İslâm dini, özelimizde, inanç, ibadet ve ahlâkî yönlendirmeler ışığında biz Müslümanların geleneklerini şekillendirmiş, ilmî, siyasî, kültürel ve toplumsal alanda Müslümanların oluşturduğu güzel örneklere kaynaklık etmiştir.
*
Uzun lâfın kısası;
Dinî bayramlarımız, bizim geleneklerimizi hatırlatan en önemli unsurlardır.