"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çarpık doyanlar

Davut ŞAHİN
24 Mayıs 2018, Perşembe
Bazı dostlarım bin-bir ümitle milletvekili aday adayı oldu.

Demokrasinin gereği olarak pek tabiî ki, herkes aday olabilir, teamül yoklamalarının ardından partinin ağır topları tarafından listeye konulur veya konulmaz.

Sonrası zaten milletin bileceği iş.

Listeye giremeyenler de bir burukluk ve kırıklık… Girenlerde ise, şimdiden zafer kazanmış edasında…

**

Yine bir seçim öncesinde “Gündemin nabzı” programına bir milletvekili adayını konuk etmiş ve kendisine şöyle dediğimi hatırlıyorum; “Milletvekili seçilirsen, artık bizi görmez, hatta numaranı bile değiştirirsin?”

Uzunca bir gülmeden sonra, “Seçilirsem, ilk işim seni aramak” demişti.

Tahmin ettiğim gibi oldu.

Ne arayan oldu, ne soran. Hatta öğrendim ki, telefonunu da değiştirmiş.

E bir gecede kıdem atlarsan olacağı bu… Önce ne olursan ol, “hazım etmek” zorunluluğu var. Hazmetmeden koltuğu oturanların çoğu, koltuğa hakim olmak yerine, tam tersi koltuk sevdası ona hakim oldu.

Siyaset kaygan bir zemin… Dengeyi tutturamazsan, pat diye düşersin! 

Siyasî bir parti ile “dâvâ” aynı kefede gitmez. 

Bugün siyaset sahnesine hakim olan güce baktığınızda, ortada ne “dâvâ” olduğunu görürsünüz, ne de “vatan, millet aşkı.”

İş, aslında çok farklı boyutlara kaydı.

**

Sosyolog Müfit Yüksel’in bundan 10 yıl önceki tesbiti aklıma geliverdi. Nazarlarınıza sunmak istiyorum:

“1980’li yıllarda “Müslüman Kardeşler” literatüründen beslenenler. Zamanında slogan ve heyecan olarak İran’ı referans alanlar. Radikal İslâmcı hareket, Vahhabiliğin ideolojik süzgeçten geçmiş Selefi yönünü yansıtan bir hareketti. “Uhrevilikten soyutlanmış devlet” talepliydi. Seyyid Kutub’un, Mevdudi’nin eserlerine yoğunlaşıyorlardı. Şirk ve tevhit sınırını çok daraltan ideolojik kılıf giymiş, üçüncü dünyacı, anti Amerikancı bir yapıydı. Çok ideolojikti. Öğrenci evlerinde devlet kuran, devlet yıkan bu insanlar 90’lı yıllarda gerçek hayatla tanıştılar. Soğuk savaş döneminin protest ideolojileri son bulunca ezberleri bozuldu. Körfez Savaşı’nda Amerikan saldırısı bütün hayallerini yıktı. Bu aşamada 1980’li yılları radikal bir şekilde sorguladılar. Seksenli yıllarda geleneksel İslâmı sorgularken 1400 senelik müthiş birikimi ve geleneği sorgulayıp şirk ve cahiliye içine sokuyorlardı. Geleneksel İslâmla barışmadılar. Libarelleşen Marksistlere benzediler.” (Yeni Asya Gazetesi, Mülâkat, 2009)

*

Altını çizdiğim satırları aktarmak isterim:

- Bunlar artık kendilerini sınıf atlamış görüyorlar.

- İslâmî söylemleri temsil etmek, bizim gibi köylülere kaldı. Köylülerde ise kompleksler, doymamışlıklar var. İslâmî kesim doymamış hidrokarbonlardan oluşuyor. Doymaya giderken de çok çarpık doydular.

- Sekülerleşmek dini tasfiye etmenin bir görüntüsü. Dindarlık İslâmcılar eliyle tasfiye ediliyor. Cumhuriyetin ve Batılılaşmanın bütün etkisine rağmen hayatiyetini sürdüren dinin unsurları, İslâmcılar eliyle tasfiye ediliyor.

Yüksel işte burada Bediüzzaman’dan bahsediyor:

- Bediüzzaman insanları dünyaya, sekülarizme değil ahirete çağırıyor. Bediüzzaman Protestanlığı savunmuyordu. Diğer din mensuplarıyla ilgili görüşleri “ortak bir din bahçesi” oluşturup dini etkisizleştirmek değildi. O, insanî çerçeveler ve sünnet ışığında diğer din mensuplarıyla toplum hayatı içinde sağlıklı bir ilişki kurulmasını öneriyordu. Yoksa İslâmın sekülerleştirilip, diğer dinlerle harmanlanmasını değil. (a.g.g.)

*

Hülâsa-i kelâm:

Bütün bu anlatılanlar ışığında günümüze baktığımızda, “Vatan, millet, Sakarya” diyenler şimdi lüks otellerde, şık masalarda, zengin mönü ile birlikte çakırkeyif yapıyor.

Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla gündeme gelen medya imparatoruyla omuz omuza san’atçı eşliğinde ”kürdili-hicazkâr” terennüm ediyorlar.

Velhasıl; fasıl gecelerinde geçmişe nazire yaparcasına beraber yürüyorlar.

Okunma Sayısı: 1698
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı