"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Okul-Yazar buluşmaları

Davut ŞAHİN
16 Nisan 2015, Perşembe
“Okulla Yazar Buluşması” çerçevesi kapsamında birkaç okula dâvet edildim. Hangi okula gittiysem, çocuklarla kaynaştık, bol bol hatıra resmi çektirdik.

Bir kere Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde gerçekleşen faaliyette, yazarların okullara dâvet edilip, öğrencilerle buluşturma projesini çok doğru ve akıllıca buluyorum.

Bu konuda hassasiyet gösteren ve çocukları okumaya teşvik eden öğretmenleri ise özellikle kutluyorum.

Sefaköy’de Alaeddin Keykubat İlköğretim Okulu ile başlayan serüvenimiz, Eyüp Tantavi İlköğretim okulu ile devam etti. Ardından; Bayrampaşa Doğa Koleji’nde miniklerle çizim faaliyeti yaptıktan sonra, Küçükçekmece Zakir Mustafa Dalgıç Meslek Lisesi’nde gençlerle buluştuk. Alibeyköy’de Hacı İslam Ülker ilkokulunda miniklerle sohbetimizin ardından yine aynı okulun ortaöğretim bölümündeki gençlerle hasbihal ettik. Sırada diğer okullar var. Allah utandırmasın diyerek, okul ziyaretlerine elimizden geldiği kadar devam etmek istiyoruz.

***

Kitapları alıp, içinden soru çıkaran ve yazarları gerektiği gibi ağırlayan öğrencileri de tebrik ediyorum. Gözleri ışı ışıl parlayan bu çocukların gözlerinden tek tek öpüyorum. İlk kez bir yazarın okuluna geldiğini gören miniklerin soruları zekâ seviyelerin yüksekliğini gösteriyor. Ardından düzenlediğimiz imza faaliyetleri de görülmeye değerdi. Kaleme aldığımız romanı okuyan gençler, kitabı okuduktan sonra çok duygulandıklarını söylerken satır aralarından çıkardıkları sorularla beni hayli şaşırttılar.

“Kitabın yazış amacı”ndan tutun, bizi “Neden, niçin nasıl?” türü sorularla dört koldan sıkıştırmaya çalıştılar. Hele içlerinden biri vardı ki, soru sormak için ayağa kaldırdığımda, “Hâlâ turkuvaz renkli elbise giyiyor musunuz” diye sordu. 

Önce anlayamadım. Sonra kitaptaki bir ayrıntıdan yola çıkarak, hatta adeta cımbızlayarak bu soruyu sorması beni hayli duygulandırdı.

Yetiştirme Yurdu’nda geçen bir anekdottu bu. Bir hayırsever işadamının teşvikiyle girdiğimiz mağazada, hepimiz farklı renklerde takım elbise almış, ardından bayram öncesi dolaplarımıza koymuştuk. Benim takım elbisem turkuaz renkliydi. Bayram sabahı dolabımı açtığımda elbisem yoktu. Çalınmıştı. O bayramı eski ve kirli elbiselerle geçirmiştim.

Bu sahne çocuğu hayli etkilemiş ve sormadan edememişti. Gerçekten de turkuaz renkli elbise giymiyorum. Bana o günleri hatırlatıyor ister istemez. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, geçmişteki elemlerin kaybolduğunu, ama lezzetin kaldığını anlattım çocuklara. Hiçbir zaman olumsuzluklar yüzünden hayata küsmemelerini, tam tersine zorlukları fırsata çevirmek maksadıyla, hayatlarına devam etmeleri gerektiğini hatırlattım.

***

Bizim dönemimizde bir yazarın okulu ziyaret etmesi hayaldi. Hatta hayalden öte imkânsızdı. Ne zamanki, Bab-ı Ali’ye ayak bastık, o zaman bir çok yazarın bürosuna gidip sohbet ederdik. Öyle ki, o dönem yazarları yüzümüze bakmak yerine, ufka bakar, büyük büyük lâflar ederdi.

Millî Eğitim Bakanlığı okul-yazar buluşmasının kapsama alanını geniş tutmalı. Sadece belli aylarla sınırlamamalı, eli kalem tutanların hayat tecrübelerine çok daha geniş yer verecek şekilde etkinlikler düzenlemeli.

Okunma Sayısı: 1588
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • hasan Muharrem okur

    16.4.2015 00:30:10

    Cemaatimize de çok Lazım

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı