"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medresetüzzehra'nın ders kitapları

04 Ocak 2019, Cuma
Bediüzzaman’ın, kurmak istediği Medresetüzzehra’nın, en önemli özelliği, okutulacak ders kitaplarının, Risale-i Nur şaheserleri olması hakikatıdır.

-EĞİTİMDE BEDİÜZZAMAN MODELİ-

DİZİ - 4: MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ

Bediüzzaman Hazretleri, Medresetüzzehra üniversitesi projesiyle, Kur’ân ve sünnete dayalı, İslâm medeniyetini bütün yönleriyle içine alan bir menba  olmasını hedeflemiştir.

Bediüzzaman’ın, bu niyet, arzu ve gayreti, mana âleminin tasdik ve teşvikine mazhar olduğundan, Medresetüzzehra’nın, fiilî bir yapı teşekkülünden ziyade, mana yönüyle, Risale-i Nur şaheserleri meydane gelerek, beşeriyete ve âlem-i İslâma bir mence ve melce halini almıştır.

Bediüzzaman’ın, kurmak istediği Medresetüzzehran’ın, en önemli özelliği, okutulacak ders kitaplarının, Risale-i Nur şaheserleri olması hakikatıdır.

Medresetüzzehra projesinde öne çıkan en önemli husûsiyet, bu nokta olmuştur. Onun için Bediüzzaman Hazretleri, hayatı boyunca ve hatta hayatını feda ettiği Kur’ân’a dayalı Risale-i Nur eserlerinin, te’lifi, yazılması, okunması ve yayılması yönünde  çok büyük gayretler içinde oluşmuştur.

Medresetüzzehra’nın, ders kitapları olarak okutulan ve okutulacak olan Risale-i Nur eserlerinin, mezkûr üniversitede okutulmasının sonucu, İslâm âleminin yanı sıra, bütün insanlığında, doğru İslâm güneşinde ısınıp kurtuluşuna vesile olması hakikati, Bediüzzaman’ın çırpınışları arasında yer almaktadır.

Bu sebeplerden dolayı, Bediüzzaman Hazretleri, tabiri caizse, gece gündüz durmayarak, ince bir hassasiyetle, Risale-i Nur şaheserlerinin meydana gelmesi yönünde gayret ve faaliyetlerini sürdürmüş ve bunda da muvaffak olmuştur.

Cenâb-ı Hakk’ın inayetine mazhariyeti içinde, Bediüzzaman Talebeleriyle birlikte, tesisine çalıştığı Medresetüzzehra oluşumunun ders kitapları olan Risale-i Nurlar’ın mahiyeti ve Bediüzzaman’ın bu muhteşem mana hareketi içindeki konumu ve eğitim projesi olan Medresetüzzehra hakkında, yapılan bir değerlendirme şöyledir; 

“Bediüzzaman Said Nursî, 1878’de Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs Köyü’nde dünyaya geldi. Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulâde zekâ ve hafıza sebebiyle önceleri ‘Molla Said-i Meşhur’ diye tanındı. 

Daha sonra ‘Zamanın Harikası’ anlamında ‘Bediüzzaman’ unvanıyla şöhret buldu.

Talebelik yıllarında temel İslâmî ilimlerle ilgili doksan kitabı ezberledi. Her gece bunlardan birini tekrar ediyordu. Bu tekrarlar onu, Kur’ân âyetlerini derinlemesine anlamasına birer basamak oldu ve her bir Kur’ân âyetinin bütün kâinatı ihata ettiğini gördü.

1900’lü yılların başında doğuda “Medresetü’z-Zehra” adında, din ve fen ilimlerinin birlikte okutulduğu bir İslâm üniversitesi kurmak fikriyle hilâfet merkezi olan İstanbul’a geldi ve hayatı boyunca bu fikrini gerçekleştirmek için gayret gösterdi. Doğrudan istediği şekilde bir üniversite kuramamakla birlikte, memleketin her tarafında şubeleri bulunan yaygın bir medrese sistemi tesis etti.” (Köprü dergisi, Risale-i Nur Enstitüsü, Bahar 2000 sayısı.)

Mahiyet itibariyle, “Risale-i Nur  Bir Tefsirdir? Tefsir iki kısımdır. Birisi: Malûm tefsirlerdir ki, Kur’ân’ın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânalarını açıklar, izah ve isbat ederler. İkinci kısım tefsir ise: Kur’ân’ın imanî hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle açıklar, isbat ve izah ederler. Bu kısmın çok ehemmiyeti var. Birinci kısım tefsirler, bu ikinci kısmı bazan özet bir tarzda ele alıyorlar. 

Fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, benzersiz bir şekilde inatçı filozofları susturan bir mânevî tefsirdir. Risale-i Nur, her asırda milyonlarca insanın rehberi olan mukaddes kitabımız Kur’ân’ın hakikatlerini, subjektif nazariye ve mütalâalardan uzak olarak, rasyonel ve objektif bir şekilde izah edip insaniyetin istifadesine arz edilen bir külliyattır.” (Barla Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, s.129)

EĞİTİM DİLİ

Bediüzzaman Said Nursî’nin Medresetü’z- Zehra Projesindeki eğitim dili meselesine dair Münâzarât adlı eserinde, “İkincisi: Fünun-u cedideyi, ulûm-u medaris ile mezc ve derc; ve lisân-ı Arabî vâcip, Kürdî câiz, Türkî lâzım,  kılmaktır.” (Münâzarât, s. 9) şeklindeki veciz cümlesi meselenin nasıl olacağını belirtmiştir.

Baştan bu yana yapılan bütün bu değerlendirmeler ışığında, öne çıkan ve görülen hakikatlerden birisi de, Bediüzzaman Hazretleri’nin kurmaya çalıştığı Medresetüzzehra, fiilî olarak değil de, mana cihetiyle tahakkuk etmiş olmasıdır.

Medresetüzzehra’nın manasına uygun olarakta, okutulacak ders kitaplarının, müfredat ve programlarının, Risale-i Nur eserleri olduğu bir gerçektir.

Manen tahakkuk eden Medresetüzzehranın, dünya ve ülkemiz genelinde mevcut olan Nur medreselerinde, onun te’lifatı olan Nur Risaleleri’nden başka da eserler okunmaz.

Böylesine evrensel anlamda, manen teşekkül eden bir  fıtrî eğitim kurumunun, bütün insanlara karşı kucaklayıcı oluşunun, önemli husûsiyetler arasında yer almasıda bir realitedir, diye düşünüyoruz. Çünkü; bu proje mahiyet itibariyle doğru İslâmdır.

-DEVAM EDECEK-

Okunma Sayısı: 2110
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı