Eski bir radikal olan Manwar Ali, TED konuşmasında radikal ve şiddetli tutumların yanlışları düzeltmediğini ifade ederek, adalet ve merhametle mücadele etmek gerektiğini anlattı. Kendi radikal zamanlarını anlatan Ali, kendisi için, “Cihadın, güç ve şiddetin dili olarak anlaşılması gerektiğine inanan, genç bir adamdım. Şiddet ihtiva eden cihad benim için soylu, yiğit bir şeydi ve yardımın en iyi yoluydu” dedi.

Cihad yanlış anlaşılıyor

Ancak cihadın özellikle gençler tarafından yanlış anlaşıldığından bahseden Ali, “Cihad, insanın son noktaya kadar uğraşmasıdır. Gayreti, maneviyatı, arınmayı ve fedakârlığı ihtiva eder. Cihad, zaman zaman, bir savaş biçimine giriyor olabilir, fakat bu yalnızca bazen, sert şartlar altında, kurallar ve sınırlar içerisinde olur” diyerek yapılan eylemin getirdiği yararın, zararından daha fazla olması gerektiğini hatırlattı.

Kurtuluş Savaşı’nın etkisinde...

Cihadın Allah’ın istediği nitelikleri yaşamak olduğunu ifade eden Ali, bunların çoğumuzun paylaştığı insanî değerler olan dürüstlük, güvenirlik, merhamet, cömertlik, itimat, saygı ve doğruluk olduğunu hatırlattı. Bangladeş Kurtuluş Savaşı’ndan oldukça olumsuz etkilenen Ali, 22 akrabasının ve ağabeyinin öldürülmesine şahit olmuş. Hayvanların sokaklarda cesetleri yediği ve şiddetin sokaklarda kol gezdiği durumu anlatan Ali, sonrasında İngiltere’ye iltica ederek eğitimine orada devam etmiş.

Cihad fikrini ne değiştirdi?

İngiltere’de vaiz olarak insanları askere alıp bağış toplayan Ali, uzun süre bu şekilde savaştığını anlattı. Ali, “Ortalama 15 yıllık bir dönem boyunca, Afganistan’ın yanı sıra, Keşmir ve Myanmar’da da kısa dönemlerde savaştım” diyor. Fikrinin nasıl değiştiğini anlatan Ali şunları söyledi: “Bir gün, siperdeki bu patlamamış havan mermisini aldım ve eğreti bir çamur kulübe laboratuvarına götürdüm. Kısa, amaçsız -her zaman amaçsız- olan bir çatışmaya gittim, birkaç saat sonra döndüm ve onu ölü buldum. O, kabuktaki patlayıcıları tamir etmeye çalışmıştı. Patladı ve ölümü korkunçtu, bana zararsız gelen o alet yüzünden parçalara ayrılmıştı. Sorgulamaya başladım. Bu ölümün nasıl bir amacı olabilirdi? O, neden öldü ve ben neden yaşıyorum?”

Müslüman Müslümana karşı savaşıyordu!

Birçok yerde savaşa katılan Ali, Müslümanların Müslümanlara karşı savaştığını, savaşlarda çocukların kullanıldığını ve onların sömürüldüğünü anlattı. Ali, “Cihad adına desteklediğim karmaşalarda insanlar ölüyordu” dedi. Ali, yanlış düşündüğünü ifade ederek şu itiraflarda bulundu: “Kendimize, baskı görenler için savaştığımızı söylüyorduk, fakat bunlar kazanılamayan savaşlardı. Daha fazla ölüme sebep olan bir şeyin araçları hâline gelmiştik, zalim azınlığın bencil amaçları için daha çok ıztıraba sebep olarak suç ortaklığı yapıyorduk.”

Kalpleri kazanmak gerekiyor

Uzun zaman sonrasında gözlerinin açıldığını söyleyen Ali, bu insanların kalplerini yeniden kazanmak gerektiğini ve o kalplere insanî değerler doldurmak gerektiğini ifade etti. Ali, konuşmasında bütün insanlara ve özellikle ‘cihad’çılara seslenerek, “Öfkeyi, nefreti ve şiddeti bırakın; acımasız, adaletsiz ve yararsız davranışlarda bulunmadan, yanlışları düzeltmeyi öğrenin. Kalplerinizi geliştirmeyi öğrenin. Bir şeyi yapma biçimimiz, bizim için, birbirimiz için, halkımız için. Ve bence, Allah için, önemlidir. Cihad budur, benim doğru cihadım budur” dedi.

Mustafa Sait Önal / İstanbul

Haber Merkezi