"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

05 Ağustos 2018, Pazar
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

Benim Üstadım

Üstad “şahış yok’’ der siz var dersiniz.

Şahs-ı maneviyi reddedersiniz.

Üstadınız kimdir söyler misiniz?

Bediüzzaman’dır benim ÜSTADIM.

 

Benim Üstadım der “alma hediye.’’

İnsanın değeri ihlâsa göre.

Himmet parasını aldın ne diye.

‘’Nastan istiğnayı’’ ister ÜSTADIM.

 

Hizmette gizlilik şüpheyi çeker.

Nifak tohumunu habire eker.

Su-i istimaller başlıyor yer yer.

“Sırrımız yok” diyor aziz ÜSTADIM.

 

Sizde esas oldu farzları ihfa.

Kebaire girip ettiniz ifşa.

Haramla hizmet var dediniz haşa.

‘’Farzlarda riya yok’’ diyor ÜSTADIM.

 

Her türlü makamı reddeder Üstad.

Şahs-ı maneviyle olursun abad.

“kâinat imamı’’ yepyeni icad.

“Ders arkadaşıyım’’ diyor ÜSTADIM

 

Maddî cihad olmaz dahilde elbet..

Bu bir hakikattır böyle kabul et.

Maddî cihad vardır dahilde hayret.

“Buna yasaktır’’ der aziz ÜSTADIM.

 

Üstadım diyorki “Mekke’de olsam,

Buraya gelirdim çeksem de çok gam.

Dışardan ahkâmla olunmaz İmam.

“Önce Anadolu” diyor ÜSTADIM.

 

Dahili harici cereyanlar var.

Bunlar bize olmaz hiçbir zaman yar.

Hizmete verirsin elbette zarar.

“Aksiyle tokat yer’’ diyor ÜSTADIM:

 

Süfyanla dost olup ettiniz hizmet.

Şeytanla, Cebrail barışmaz elbet.

Sonuca bakarsan sade hezimet.

“Beşinci Şuâya bak’’ der ÜSTADIM.

 

İçtimaî hayat Nurlar’da vardır.

Kıyamete kadar bize miyardır.

Buna aykırılık Nurcuya ardır.

“Bunlara ram olun’’ diyor ÜSTADIM.

 

Külliyat emanet Tüllab’un Nura.

Sadeleştirirsen düşersin dara.

Rabbim yapanları eder maskara.

“Zecir tokadını yer’’ der ÜSTADIM.

 

Üstadım bellidir BEDİÜZZAMAN.

Sizinki başkaysa söyle o zaman.

Çakma Nurculuktan vazgeçin heman.

Mehdi-i ahirzaman benim ÜSTADIM.

 MEHMET KOVANCI

***

Gözyaşım bir deniz

Gözyaşım bir deniz kalbim asuman

Buharlaşıp çıkar göğe ümidim

Kaplıyor ruhumu bir beyaz duman

Cümlemde birinci öge ümidim

 

Geceler boyunca yürüyüşüm var

Hep kavga halinde kâr ile zarar

Yedi kat göklerde gerçeği arar

Gün olup menzile değe ümidim

 

Bir çınar ağacı olmuş muradım

Atarım ileri her gün bir adım

Tedavi oldukça kırık kanadım

Meyveli gür dalı eğe ümidim

 

Kışların ardından baharlar gelir

Yüksek tepelerin karları erir

İner düz ovaya ferahlık verir

Ye’si her an dövdü döve ümidim

 

Düşünen yiğitler bulur gerçeği

Sınırından taşmaz aşmaz ölçeği

Fark eder engini bilir alçağı

Onuru haklıca öve ümidim

 

CEYHUNÎ yürü sen Nurlu yolunda

Olmasın bir fani rütbe kolunda

Karanlık boğulur yolun sonunda

Sadece sevmeyi seve ümidim

Mustafa AVCU (CEYHUNÎ)

***

Çiçekler de tesbih eder

Yaratılan bütün varlık,

Âyine-i Rabbânî’dir.

Tecelligâh-ı esmânın,

Mazhargâh-ı Sübhâni’dir.

Eğer âyne olmasaydı,

Nasıl yansırdı esmâlar?

Ademistana dönerdi,

Bilinmez yedi semâlar.

 

Mevlâmız çiçek yaratmış,

Rayhaları ayrı ayrı.

Lâle, sümbül, iğde, nergis,

Renk ve koku farklı farklı.

 

Bin bir esmâ-i İlâhî,

Mazhargâh-ı ayrı ayrı.

İsm-i azâm gölgesinde,

Birleşir mâkesi aynı.

 

Muhabbetle kâinatı,

Hepsini Allah (cc) yarattı.

Tecellî eylemek için,

Şefkat ve sevgiyi kattı.

 

Her varlık Rabbi zikreyler,

Farklı dille tesbih eder.

Ben de esmâ-i hüsnânın,

Küçük âynesiyim derler.

 

Mâdem Hakk’ı zikreder,

Küçük de olsa büyüktür.

Dünya, âhiret tarlası,

Tecelligâh-ı hüsündür.

 

Âyine-i Samedânî,

Bir mescid-i Sübhâni’dir.

Güzelliklerle bezenmiş,

Nazargâh-ı Rahmânî’dir.

 

Bütün zerrât tesbih eder,

Sâniini tenzih eder,

Zikirleri, lisanları,

Anlaşılmaz farklı diller.

 

Herşey Hakk-ı tesbih eder,

Dillerini bilmezsiniz.

Halisâne dinleyince,

Manâyı fehmedersiniz.

 

Çiçekler de tesbih eder,

Rablarını zikreylerler.

Sabahleyin, akşamleyin,

Dâim Allah Allah derler.

***

Gördün bir rüya

Ne kahve isteriz ne kahvehane,

Samimî dost ile hâlvet şahane,

 

Hoş sohbet meclisi gönül şen olur,

Gül goncaya durur bülbül şen olur.

 

Sonbahar, kış geçer bahar, yaz gelir,

Can sevdaya düşer sehhâr naz gelir.

 

Kuşlar cıvıl cıvıl gülümser çiçek,

Rüzgârda bir şarkı fır döner köçek.

 

Bağlar renk cümbüşü her yanda ahenk,

Tarifi nâ mümkün söz olmaz mihenk.

 

Gel tefekkür eyle akıl hayrette,

Gayrı göz kamaşır bunca gayrette.

 

Afâk ve enfüse var nazar eyle,

İlim ve irfanla fikir kâr eyle.

 

Her san’at harika muhteşem eser,

Sonsuz bir kâinat hiç bitmez sefer.

 

Arz canlı saraydır güneş bir fener,

Ay gece lambası kimin bu hüner.

 

Her iğneye usta hârfe kâtip var,

Perde ardında sır gaybi hatip var.

 

Hâl dili konuşur kaç kişi dinler,

Beyin çatlatırca kim var ki inler.

 

Uslu kaç kez doldu boşaldı dünya,

Göçersin şu handan gördün bir rüya.

Z. GÜNGÖR USLU

Okunma Sayısı: 956
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı