"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Trabzon, Nevşehir ve Kırşehir notları...

01 Mart 2015, Pazar
Trabzon “Risale-i Nur Enstitüsü ve Yeni Asya Gazete Temsilciliği” tarafından deruhte edilen bu küllî ve nurlu eğitim programına Gümüşhane, Giresun, Trabzon, Bolu ve Rize Üniversitelerinden 50 civarında üniversite talebeleri katıldılar.

Bir haftayı içine alan bu âsûde programda bu Aziz gençlerin gönül tellerine dokunduk. Bazen onlar duygulandılar bazen de biz duygulandık. Mazi ile müstakbeli, Asr-ı Saadet ile 2015 yılını bir araya getirerek, çalışma masamızın üzerine Kur’ân’ın müstesna tefsiri olan Risale-i Nur hakikatlerini serpiştirdik.

24 saatin her saat dilimini doldurmaya çalıştık. Üniversite talebelerini Risale-i Nurlara muhatap ettik. Nerelerini okuyacaklar? Nereleri anlıyorlar, nereleri anlamıyorlar? Ne zamandan beri tanıyorlar? Tanıdıktan sonra ne yapmışlar? Bu genç yaşlarında kimleri rehber ve mürşit görüyorlar? Bu eserlerden ne bekliyorlar? Neden bu eserleri okuyorlar? Bu bihemta eserlerin içinden bizlere soracakları konular nelerdir? Kur’ân okumaları tesbihat okumaları mahreç, huruf ve kıraatları nasıldır? Vatan ve insan  sevgisinin ve Peygamberimizin (asm) aşkının neresindeler? Onlar için zaman mefhumu nedir? gibi suallere cevaplar aradık. 

Giresun’dan  katılan Kamuran Köse,  ilk defa  böyle bir programa katılan Suat Seçen kardeşimize  ve Programımızın sürprizi Suat Seçen  kardeşimize bir takım Külliyat hediye etti. 

Hz. Bediüzzaman’ın müstesna talebelerinden merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey, gençliğimizin baharında Nurlarla pişme ve çile hayatı geçirdiğimiz Medrese-i Yusufiyeden çıktıktan sonra beni İstanbul’a dâvet etmişlerdi. Uzun saatler içinde çok ikaz ve tembihatları olmuştu. Ağabeyimiz dedi ki “Halil kardaşım Konya’daki Eğitim enstitüsünde  yani üniversitede istediğimiz manada “içtimaî siyasî ve imanî” cihetle 3 kişi yetiştirseniz okulu bir baştan bir başa elden geçirir. Yoksa verdiğiniz balık ziyafetleriyle bir şey elde edemezsiniz. Aslında Bediüzzaman Hazretlerinin buyurduğu mana ve ifade budur. Yani bir bine bedeldir.. 

 5 güzel şehrimizin üniversite gençlerine yıllardan beri aziz vatanımızın her yerinde anlattığım bu ifadeleri naklettim. Ta ki bu bir haftanın her anını bu mânâ ve gayeler içinde Risale-i Nurun derinliklerine kulaç atsınlar. Bir çok yerlerde üniversite bazında başarılar buradan geçmiştir. Bu vesile ile cevher dolu gençlerle karşılaştım. Bunlardan bir tanesi Gümüşhane Üniversitesinde okuyan ve aslen Vanlı olan Suat Seçen  kardeşimizdir. Nurları tanıyalı 5 gün olmuş ve ilk defa böyle bir okuma programına  katılmış. Kendisinin okuduğu veya bizim gösterdiğimiz eseri özetliyerek bizlere nakiller sundu ve rahatlıkla özetlemeye çalıştı. Giresun’dan katılan muhterem kardeşim Kamuran Köse, bu hal karşısında bu kardeşimize bir takım Risale-i Nur Külliyatını duâ ve alkışlar içinde hediye ettiler.

Şimdi ilimleri tetebbu eden gençler için her yerde ve her zeminde bunları söylemişimdir. 

Trabzon’daki okuma programına katılan beş ilin üniversite öğrencileri ve onlara refakat eden kardeşlerle birlikteyiz.

Trabzon Risale-i Nur Okumak programına gönüllü olarak katılan bu üniversiteli kardeşlerimiz ayrıca Külliyattan “Mesnevî-i Nuriye, Mektubat, Sözler, İşaratü’l i’caz, Lem’alar. Tarihçe-i Hayat, Emindağ Lâhikası, Şuâlar, Hizmet Rehberi, Tesbihat  ve kıraat ilmi üzerinde çalışmalar yapmışlar bu çalışmalarını  umumun içinde bizlere okuyup anlatmışlardır. Yine bu zaman dliminde Kader, Haşir, Münâzarât, Ene ve zerre, Mu’cizat-ı Ahmediye, Mi’rac, Uhuvvet ve emsali Risaleler ve sözler üzerinde durulmuştur. 

Bu üniversiteliler her günün her akşamı umumî derslere de iştirak etmişlerdir. Talebelerin okumak molalarında Cafer Ağabeyimizin ve Haşmet kardeşimizin şiirleriyle tanışmışlardır. Seminerler babında da bu kardeşlerimize umumî dersler ve cezaevi konferanslarının dışında “Risale-i  Nurda Diksiyon, mahreç  ve Hitabet, Risale-i Nurların dünya ülkelerindeki inkişafı ve batıdan örnekler, dünya gençliğinin önündeki engeller ve çıkış yolları, Hz. Bediüzzaman’ın Neşriyat ve dershaneler hakkındaki tesbitleri, Hz. Bediüzzaman’ın fiilen hizmetinde bulunan ve kendimin görüştüğü ağabeylerimizden Risale-i Nurun  meslek ve meşrebi üzerine sayısız hatıralar.

Bu itibarla bu zemini hazırlayan Trabzonlu ağabey ve kardeşlerimi ve uzaklardan gelen, kulaklarını Nur’un satırlarına veren genç şakirtleri gönülden tebrik ediyorum. Tarih sahifeleri Trabzonlu münevver insanlarının bu zerafetlerini unutmayacaktır. Bu gözle ve bu inanç içinde bakanlara ne mutlu. Hangisine teşekkür etsek. Civelek kardeşime mi? Şahintürk kardeşime mi? Temel kardeşime mi? Şefik Ağabeye mi? Emre beylere mi, Şereflere mi, Hakanlara mı? İ. Seydalarına mı? Tatlı simalı Âdemlerine mi/ve emsallerine mi?....

Kırşehir’de Yeni Asya Hizmet Merkezinde “Hz. Peygamber’in (asm) dünyaya teşrifi” seminerinden sonra, katılımcılarla birlikte.

 

KIŞIN SOĞUĞUNDA KIRŞEHİR 

Haşin kışın devamındaki hafta da, seminer ve okuma programımızın Kırşehir ve Nevşehir’in güzel insanlarının ve can dostlarının dâvetleri ile devam etti. Okullardaki bu ara tatil Türkiye genelinde herkesi okumaya, öğrenmeye ve müzakerelere aktivitelere götürmüştür. Kıbrıs, Ankara, Gölbaşı, Eskişehir, Trabzon ve emsali yerlerden Mevlânâ diyarındaki mekânımıza avdetimizden sonra daha önce söz verdiğimiz Kırşehir’e Osman Bey kardeşimizin kaptanlığında intikal ettik. En rahat ve en safı ve en lezzetli hitaplarım Peygamberimiz Efendimiz Seyyidimiz Hz. Muhammed’i (asm) anlatmamız olmuştur. Herkes meftun, herkes huşû içinde ve herkes sanki dün gelmiş gibi bir vecdin ve bir iştiyakın içinde dinliyorlar ve notlar alıyorlar. Geniş yelpazede bütün dünya dinliyor..

Yeni Asya Vakfı Seminer Salonumuzdaki bu  bu seminerimizde; doğumunun 1444’üncü sene-i devriyesi münâsebetiyle âlem-i İslâm ve bütün dünya tekrar ve yeniden bakıyor, hayran kalıyor. Şairin dediği gibi “Bir ben değil âlem sana hayrandır Efendim”

Makalemizin ve konumuzun ve haftamızın mukaddemesi ve ilk gündem maddesi Efendimiz (asm) O’nun irade ve emir buyurduğu hadislerinin acaba biz bugün neresindeyiz? Meselâ Hz. Peygamber (asm) diyor: “Kim sünnetimden kırk hadis öğrenir, ezberler, ümmetime naklederse kıyamet gününde ona şöyle denilir: ‘cennet kapılarının hangisinden istersen oradan gir!’  Efendimizin (asm) her hali müjde, her ümmet her gün irşadla ve tedrisatla mükellef, senin muallimin muallim-i ekber Hz. Muhammed (asm) Efendimizdir. Ya o olmasaydı? ne olurdu halimiz?

Enes (ra) buyuruyorlar ki: “Hz. Peygamber (asm) bir din kardeşini üç gün görmediğinde onu sorar, bir yere gitmişse, kendisi için duâ eder, evde ise ziyaret eder, hasta ise halini hatırını sorardı.”3 Hz. Bediüzzaman bu asırda bunu eserlerinde “Müfritane irtibat” olarak yorumluyor ve prensip olarak ortaya koyuyor. İslâm dünyası Müslüman’ım diyen herkes bunun neresinde olmalıydı? Dünyada vefa anlayışının insanlık âleminde  % 20’lerde olduğu tesbit edilmiştir. 14 asır önce  Efendimiz’in (asm) bu işaratı bugün daha bir önem kazanıyor ve ihtiyaç duyuluyor. Elbette geniş anlamda uluslar arası fakültelerde ve halkla ilişkiler yüksek okullarında bunlar daha önem kazanmaktadır. Peygamberimiz’in (asm) her bir hadis-i şerifi  beşerin kurtuluş reçetesidir.

Kırşehir’in güzel insanlarına Hikmet Hocalara, İlemdar Hocalara, M. Kestanelere, Özkanlarına,  N. Ceylanlara, Şahinlerine, Gürbüzlerine, sevgili gençlere selâm olsun.

Nevşehir’deki seminer sonrası Yeni Asya Gazetesi Temsilciliği bahçesinde bazı kardeşlerle bir hatıra...

 

NEVŞEHİR

Nevşehir’in güzel insanlarının ve gençlerinin dâvetleriyle 2 günümüz de dolu dolu geçti. Birinci gün bütün halk kesimlerine Nevşehir Yeni Asya Vakıf ve Temsilcilik binasının konferans salonunda geniş halk kesimine muhatap olduk. Buradaki ağırlık konumuz, Hz. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Kâinatın sebeb-i vücudu muhabbettir” konusu üzerinde olmuştur. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Şehvanî sevmeler bahsimizin dışındadır” ifadenin manevî şemsiyesi altında. Âyetlerden, hadislerden, Hz. Mevlânâ’dan,  Hz. Yunus Emre’den, Hz. Bediüzzaman’a kadar, gönül tellerine vurduk... Aşkın, aşk-ı hakaikin ve kara sevdanın makamları üzerinde durduk. Vatana, millete, dünyaya, akrabalara ve kâinata olan sevginin derece ve ehemmiyeti üzerinde misaller verdik.

Aynı gecenin Pazar sabahında Ankara ve Nevşehir’li gençlerin ve Öğretmen kardeşlerimizin bulunduğu konferans salonunda, bahusus öğrenci, öğretmen ve irşad ekipleri için elzem olan “Hitabet, mahreç ve diksiyon” üzerinde bir konferans verdik.

Âyetlerden, hadislerden, Hz. Bediüzzaman’dan ve O’nun talebelerinden merhum Molla Hamid’den, merhum avukatımız Bekir Berk’ten canlı örneklerle süslenen bu konferansımızda üzerinde durulan başlıca satır başlıkları şunlardı: Özel mekânlarda, vakıf binalarında umuma açık sohbetler. Umuma açık Konferanslar, dar ve geniş dairelerde seminerler, tamamen halka açık düğünde konuşmalar, üniversite ve lise muadili okullardaki hitabeler, cezaevlerinde mahkûmlara hitaplar, cenazelerde ve taziye yerlerindeki umûmî hitaplar, Cevşen ül Kebirin okunması, mahkeme müdafaalarının okunma şekilleri, Münacatın  okunma tarzları ve hassaten bunlarda aktif kişilerin giyiniş tarzları, hitap, üslûp ve seslerin çok farklı olduklarını müşahhas misallerle anlattık…

Nevşehir’in asilzade evlâtlarına, Ramazan Beylere, Yusuf Beylere, Siyasî Nurilere, Bilallere, Cafer, İsmail ve Ali Beylere, Alpaslanlara ve muallim Ergünlere ve genç kahramanlara binler teşekkürler, tebrikler...

İnşallah Kur’ân nurunun bu okuma programlarında husûle gelen halis avazların ve Allah için seherdeki feryatların ve ism-i azam duâlarının hazin okuyuşları hürmetine, aziz vatanımızda ve güzel Kıbrıs’ımızda hayırlara ve yeni nusretlere vesile olur ümid ve duâsındayız.

-SON-

Okunma Sayısı: 2435
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı