"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın kendilerinden insaf beklerken aleyhine geçen zâtların portreleri

11 Ocak 2013, Cuma
“MİLLÎ ŞEF” döneminin kapanmasına son üç yıl kala iktidar bütün şiddetiyle Bediüzzaman’a her türlü baskıyı arttırmakta ve akla hayale gelmeyen zulüm metotlarını sahneye koymaktadır. İçişleri Bakanı ile Afyon valisi de 1947 yılının sonlarından başlamak üzere bu haince faaliyetlerini sahneye koymakta tereddüt etmemektedirler. Kaderin garip bir cilvesi, Bediüzzaman Emirdağ’da ikamet etmekte iken bu iki zattan insaflı davranmalarını bekler, ancak aksine çok büyük bir haksızlığa maruz kalır.
Bu durumu Emirdağ Lâhikası’nda şöyle ifade eder:
”Saniyen: Bu defaki hadise, bir habbeyi, evham yüzünden çok kubbeler yaptıklarını öğrendik. Bir emaresi de şudur:
“Dahiliye Vekilinin emriyle gece içinde Afyon Valisi, Emniyet Müdürüyle buraya gelip gecede menzilimi basmak istemişler. Müdde-i Umumî muvafakat etmediğinden, sabaha kadar bekleyip, en ziyade aleyhimizde bulunan iki adamı tayin edip, kilidimi kırıp füc’eten baskın vermeleri; hem aynı gün faytonla çıktığım vakit—burada emsâli vuku bulmayan—beş tayyare pek aşağıda uçup benim faytonumu bildikleri için etrafımda iki defa dönmeleri, ikinci gün başka bir tarafa, çok görünmeyen gizli bir dere tarafına faytonla giderken, aşağıda uçan beş tayyareyi birşey arıyor gibi gördük, anladık ki, bizi arıyorlar. Yine aynen evvelki gün gibi, o beş tayyare etrafımızda ve kasaba üstünde gezip, odamıza girdiğimiz zaman onların da gitmeleri kuvvetli bir emaredir ki, bir habbe yüz kubbe yapılmış. Burada böyle manasız, evham yüzünden bana eziyet verilmesi ve Medresetü’z-Zehranın kahramanlarına buraya nisbeten bu üç senede on dereceden yalnız bir derece eziyet verilmek cihetiyle, Isparta hükûmetine ve adliyesine teşekkürümü ve minnettarlığımı ve onların verdiği eziyetleri de helâl ettiğimi bildirirsiniz.
Salisen: Bu defaki musîbette, her vakit olduğu gibi, yine kaderin adaletine ve inayet-i İlâhiyenin feyzine baktım, gördüm ki: Sair vilâyete nisbeten bir derece Nurdan geri kalan ve Nur dairesine de yakın bulunan Kütahya ve adliyesini ve hükûmetini, Denizli, Kastamonu gibi Risale-i Nur’la alâkadar etmek; evet, ne kadar fikri ve vazifesi aleyhimizde olsa da, her halde kalbi, ruhu Risale-i Nur’dan imanı cihetinde büyük istifade etmek ve Nurculara da sevap kazandırmak hikmetiyle, o vilayete gönderildi. Kader-i İlâhî dahi bana bir şefkat tokadı olarak, Dahiliye Vekili Erzurumlu ve hemşehrim ve Afyon Valisi (Antalyalı) ve şimdiye kadar bana ilişmemesi cihetiyle demiştim: Gerçi serbest oldum, şimdi böyle insaflı bir vali buldum, Emirdağ’ından gitmeyeceğim diye bir nevi sevinç ve ihtiyatsızlığımın cezası olarak, o iki adamın elleriyle kader-i İlâhî bana tokat vurdu, adalet etti.
“Afyon Valisi, Emniyet Müdürü ve buradaki heyetiyle meselemize dair Ankara’ya yazmışlar ki: ‘Cemiyetçilik, tarikatçılık gibi meseleler yok. Fakat Said Nursî’nin onun sözüyle kendini feda edecek iki yüz bin Nurcu kardeşleri var’ diye, başka bir cihette yine hükûmete büyük bir evham vermişler. Fakat onların bu yazmasında, Nur’a ve Nurculara bir fayda ve benim şahsıma da belki bir zarar ihtimali var.”1
 
 
İçişleri Bakanı Münir Hüsrev Göle
Görev süresi: 5 Eylül 1947 - 16 Ocak 1949

BEDİÜZZAMAN’IN kendisinden insaflı davranmasını beklediği Erzurumlu ve hemşehrim dediği zat olan İçişleri Bakanı Münir Hüsrev Göle, 1890 tarihinde Bayburt’ta doğmuştur. (1927’ye kadar Erzurum’a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane’ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinden itibaren de 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu). İlk ve rüştiye tahsilini Bayburt’ta yapmış, bundan sonra Siyasal Bilgiler okuluna girerek 1912 yılında yüksek tahsilini ikmal etmiştir.
İçişleri Bakanlığı’nda devlet hizmetine girmiş, birçok maliyet memurluklarında ve kaymakamlıklarda bulunmuştur. Urfa’da, Birecik Kaymakamı iken “Müdafaa-i Hukuk” teşkilâtını kurmuştur. Birecik’in Fransızlardan kurtarılması için bu teşkilâtla birlikte Fransızlara karşı savaşmıştır.
Birecik ve Urfa’nın kurtarılması üzerine Urfa Mutasarrıflığı’na tayin edilmiş ve Fransızlarla Ankara itilâfnamesinin akdedilmesi üzerine Gaziantep Müstakil Mutasarrıflığı’na getirilmiştir. Daha sonra Kozan, Afyon Müstakil Mutasarrıflıklarında bulunmuştur.
1923 yılında, Afyon Mutasarrıfı iken İkinci Dönem Erzurum Milletvekili seçilmiştir.
Daha sonra tekrar memuriyet hayatına dönmüş, Maliye Bakanlığı Vergiler Temyiz Komisyonu üyeliğinde ve Tekel Genel Müdürlüğü Muavinliğinde bulunmuştur.
Altıncı dönemde tekrar Erzurum Milletvekilliğine seçilen Münir Hüsrev Göle, yedinci ve sekizinci dönemde de aynı yerden milletvekili seçilmiştir. Aynı zamanda CHP İdare Kurulu üyelerindendir.
5 Eylül 1947 tarihinde Başbakan Recep Peker’in kabinesinde yaptığı değişiklik üzerine İçişleri Bakanlığına getirilmiş ve Recep Peker’in 9 Eylül 1947’de istifası üzerine Başbakanlığa getirilen Hasan SAKA Kabinesinde de aynı vazifeyi deruhte etmiştir.2
Münir Hüsrev Göle, sosyoloji profesörü ve yazar olan Nilüfer Göle’nin de amcasıdır.
Bediüzzaman’ın “Ben bu insaniyetini ölünceye kadar unutmayacağım” diye tavsif ettiği ve İçişleri Bakanı Münir Hüsrev Göle’nin de aynı dönem ve aynı vilayetten seçilen milletvekili arkadaşı Mehmet Salih Yeşiloğlu’nun göstermiş olduğu dostluğu maalesef kendisinden görememiştir. Dostluk göstermek bir yana, aksine Bediüzzaman’ın eziyet çekmesi için emir vermiştir.

Afyon Valisi Ziya Tekeli (1893 - 1964)
 
BEDİÜZZAMAN’IN Emirdağ’da insaflı davranış beklediği bir diğer zat da parantez içinde Antalyalı diye tarif ettiği Afyon Valisi Ziya Tekeli’dir.
Ziya Tekeli, 1892 yılında Antalya’nın ilçesi İbradı’da doğdu. 1913 yılında Hukuk tahsilini ikmal etti. Aynı sene içinde devlet hizmetine girdi. Pavli (Isparta Sütçüler) nahiyesi müdürlüğünde, Tefenni, Turgutlu, Nazilli kaymakamlıklarında vazife gördükten sonra terfi edip Aydın (1923-1926), Ağrı (28.03.1926-11.08.1927), Şarkikarahisar (Şebinkarahisar), Cebelibereket (Osmaniye), Niğde (1933-1936), Çorum (14.03.1936, 19.07.1937) Valiliklerinde bulundu. 1937 yılında Birinci Genel Müfettişlikte baş müşavirlik yaptı. İki sene sonra yine Kocaeli (1939–1946), Afyonkarahisar (07/12/1946- 2/02/1948), Balıkesir (01.03.1948- 22.06.1950) Valiliklerinde bulundu. 30 Haziran 1941 yılında birinci derece Valiliğe terfi etti. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren C. Halk Partisi’nin iktidarları döneminde Valilik yapan Ziya Tekeli, Demokrat Parti’nin iktidara gelişinden kısa bir süre sonra Balıkesir Valiliğinden emekliye sevk edildi. İstanbul’da avukatlık yapmakta iken 11 Temmuz 1964 Cumartesi günü vefat etti.
Valilik yaptığı tek parti döneminde iktidarların laiklik uygulamalarının sıkı takipçisi olan, dindarlarla uğraşan ve kılık kıyafet yönetmeliğinin takibi konusunda tarihe not düşen Kocaeli Valisi Ziya Tekeli, Dâhiliye Vekâletine gönderdiği 27.9.1939 tarih ve 1729 sayılı yazı ile bu dönemde Şapka Kanununa muhalefet edenlerin takibi ve tahkikatları konusunda polislere yoğun çaba sarf ettirmiştir. Bu faaliyetleri dolayısıyla 19 Eylül 1939 günü Adapazarı’nın Akyazı Nahiyesi Uzunçınar Köyünde 16 yaşındaki Kâmil Karabaş’ı Şapka Kanununa aykırı başında takke ile yakalatıp hakkında işlem yaptırmıştır.
Başta Bediüzzaman’a ilişmeyen, fakat daha sonra gelen emirlerle Bediüzzaman hakkında verdiği raporlarla hükümeti gereksiz evhama sevk eden Afyon Valisi Ziya Tekeli de insaf imtihanını geçememiştir.

KAYNAKLAR:
1- http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=EmirdagLahikasi&Page=240
2- http://www.bayburtforum.com/showthread.php?1325-M%C3%BCnir-H%C3%BCsrev-G%C3%B6le
 
MEHMET SELİM MARDİN
www.msmardin.com
[email protected]m
Okunma Sayısı: 9341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı