"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“O günler de bir gün gelecek”

Ertuğrul BERK
01 Mayıs 2016, Pazar
Bir ellerinde yarınları taşıyorlardı. Bir ellerinde kalem tutuyorlardı. Onlar yarınları, yarınlar onları bekliyordu.

Bir sokağı değil, bir şehri değil, bütün bir kâinatı gören, kapsayıcı bir gözle bakıyorlardı onlar. Bir kuş bir ağacın dalına konduğunda nasıl dinlerse ağaç onu, sessizce ve öylece, onlar da yarınlarda gelecek güzelliğin ve ebedî bir müjdenin ayak seslerini işitiyorlardı. 

Söylemedi demeyin… Güneş, evlere doğmaz; gönüllere doğar önce. Şehirlere doğmaz; bebeklerin alnından öper önce. Önce temiz ruhlara gülümser.

Söylemedi demeyin... Kuş gibi uçacak hepsi. Toprak da uçacak, bulut gibi, ağaç da uçacak... Bu sevince yürek mi dayanır? O batmayan güneş doğduğunda rüyalar gerçek olacak. Çünkü biz o rüyaların müjdesiyiz. Yok olmanın değil, yeniden var olmanın sınırındayız biz. Bu sabah gökler daha mavi, dallar daha yeşil, kuşlar daha neşeli… 

Söylemedi demeyin... Bu sevinç herkese merhaba demeye hazır, gönül penceresini duyanlar açabilir ancak. Sığamayız odalara, sığamayız dünyalara bizim neşemiz kâinatı tutacak.  Meleklerin katılmadığı şarkılar uzak olsun. Hasretin bütün mahlûkatı kucaklamadığı kavuşmalar uzak olsun. Bir insanı değil, bütün insanlığı kuşatmayan müjdeler, bizden uzak olsun. Bizim müjdemiz, yeri göğü tutsun, budur duamız. 

...

Onun için bazen önümdeki gökyüzü kitabına dalar giderim.

Öyle der bir gönül eri:

Maviliğe baktıkça gündüz, uyuyamazsın geceleri. Geceleri bakınca yıldızlara, yatamazsın yataklarda. Erkenden kalkarsın gündüzleri. 

İnsanı çağıran, insanı yarınlar için o güzelliklere hazırlayan o kadar çok şey var ki… 

Baharı duyamıyorsak, kuşların sesine kapalıysa kulaklar, kalbi onları tercüme edemiyorsa, boğulmuş gitmişizdir bir damla sularda. Oysa bu kadar küçük değil maceramız, bu dünyadaki adımlarımız. Dünyamız içimize sığsa da içimiz dünyalara sığmaz bizim. Onun için müjdemiz büyük bizim. 

...

Gözlerimizin gördüğü güzellikler kadar, gözlerimiz de güzel… Kalbimizin sevdiği güzellikler kadar, kalbimiz de güzel… Öyle bir ayna ki içimiz, gökleri tutuyor, yarınları tutuyor, güneşleri gündüzleri tutuyor… Söylemedi demeyin. Bu gözle bakanın, ne görse doğrudur söyledikleri. 

Göklere bakan, içini görür, içine bakan, öteleri görür. Mademki haberler bir bir çıkıyor, söylenenler bir bir gerçekleşiyor, bunu da bir kenara yazsın tarih. Yakındır gelecek günlerin aydınlık sabahları. 

El ele yürüyeceğimiz o alnı pak insanları kucaklayacağımız günler yakındır. Ümidi kanatlarında taşıyan kuş gibiyiz şimdi. Ümit ki, tek yumurtamızdır elimizde. Kabuğu çatladığında yarınlar doğacak oradan. Yarınların aydınlık yüzleri çıkacak.

İnsanın özgürlüğü şehirlere sığmaz. Milletlerin özgürlüğü yeryüzüne sığmaz. Bugün bize dünyayı dar edenlere, dünyanın daha geniş olduğunu göstereceğiz bir gün. O gün de, gelecek bir gün... O kabuk çatlamaya başladı. Özgürlüğün ne demek olduğunu nefsine esir olanlara da göstereceğiz bir gün. Onları da hapsoldukları içinin zindanlarından kurtaracağız bir gün. 

Niçin karanlıktadır, karanlığa dönüktür yüzlerimiz? Güneşleri görmek için vardır oysa gözlerimiz. Haydi bakalım, vaktidir uyanmanın ve uyuyanları uyandırmanın. Kalbimizin çarpıntısı, bu heyecanın ayak sesleridir. Sığmaz bizim şevkimiz, sığmaz bizim heyecanımız bu dar dünyanın sokaklarına. Bizim sesimiz, bizim çağrımız, kâinatı tutar, fezaları tutar. 

...

Biz ki, Mi’raç’ın heyecanıyla, hediyesiyle gönülleri dolu, dopdolu peygamber ümmetiyiz. Mi’raç öncesi seslerdir bunlar. Mi’racımız devam ediyor. Her beş vakitte… Öyle bir fetihtir ki bu, önce kalpten başlar, sonra ufku tutar, ufku sarar, kucaklamadığı kalmaz…

...  

Zafer bizi bekliyor. Çağrı bizi bekliyor. İşte ses o ses, nefes o nefes. Bir nebi çağrısıdır bu. İçimizde başlar yankısı, dışarıda bulur kendini aks-i sedası. O damar her yürekte var, o damarı bulanlara, o izde yol alanlara selâm olsun. 

Şimdi yüreğim gökyüzü kadar aydınlık, gökyüzü kadar mavi, bahar kadar yemyeşil, bahar kadar bembeyaz… Çünkü biliyorum, o gün yakın, gelecek. Mademki verilen bütün müjdeler gerçek bu da gelecek, bu da gerçekleşecek...

Okunma Sayısı: 1691
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı