Türkiye’nin imkanları 80 milyon arasında adaletle paylaşılabilmiş olsa acaba sıkıntı çeken milyonlarca kişi olur muydu? Pek çok sıkıntısına rağmen ülkemizin imkanları yine de 80 milyon insana yeter de artar. Fakat elde edilen gelirler adaletli bir şekilde paylaşılmadığı için az sayıda kişi ‘krallar’ gibi yaşarken milyonlarca kişi de maalesef sefil bir hayat sürüyor.
En büyük hatalardan biri de, geçmişteki fukaralıklarla bugünün kıyaslanmasıdır. 2023 yılını, 1960 ya da 1980’lerle kıyaslayıp “Eskiden bir köyde tek araba bile yoktu. Şimdi her evde araba var” demek insanın kendini yanıltmasından başka bir şey değildir. Aradan geçen yıllar boyunca Türkiye hiç ilerlemeseydi mi? Hem, 2023 yılında insanların arabaya sahip olması niçin ‘lüks’ ya da zenginlik ölçüsü olarak görülüyor ki? Eğer kıyaslama yapılacaksa diğer dünya ülkelerinin sahip olduğu imkanlarla bir kısaylama yapılması daha isabetli olur. Ayrıca “Dedelerimiz çarık giyiyordu. Biz köylerde ‘kara lastik’ giyiyoruz. O halde zenginiz” demek Türkiye ve dünya gerçeklerine uygun mudur? Yani 2023 yılında da milleti çarık giymeye müstehak görmek doğru olur mu? İhtiyaçlar arttığına göre bu ihtiyaçların ne ölçüde karşılanabildiğini dikkate almak gerekmez mi?
Türkiye’deki gelir dağılımı eşitsizliği rakamlara da yansımış durumda. Konu ile ilgili bir habere göre işgücü ödemelerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı 2019’de yüzde 31,3 iken bu oran 2022 yılında yüzde 23,6’ya kadar gerilemiş. (...) İşçilerin payındaki en sert düşüş ise rafa kaldırılan “yeni ekonomik model” döneminde oldu. İşçigücü ödemelerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı 2021’de yüzde 26,8 iken bu oran 2022 yılında yüzde 23,6’ya kadar geriledi. Bu oran 2019 yılında yüzde 31,3 idi. Buna göre son üç yılda işçiler milli gelirden aldıkları her 4 liranın 1 lirasını kaybetti. (tr.euronews.com, 19 Eylül 2023)
Özetin özeti: Son üç yılda işçiler milli gelirden aldıkları her 4 liranın 1 lirasını kaybetmiş. Türkiye’yi idare edenler; “İşçiler milli gelirden aldıkları her 4 liranın 1 lirasını kaybetmişse kaybetmiş, bize ne!” diyebilir mi? Bu tablo her geçen gün biraz daha fazla çalışanın, fakir ve fukaranın aleyhinde işlemiyor mu? Nerede kaldı ‘adil paylaşmak?’
Devletin ve milletin imkanlarını belli sayıda kişilere aktaran uygulamalardan bir an önce vazgeçilmeli ve alt gelir grupları da “insansa yaşayacak” şekilde imkanlara kavuşmalı.
Mevcut durum ancak şairin dediği gibi; “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. / Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa” şeklinde açıklanabilir...