Bütün dünya olarak virüs salgınından kurtulduğumuzu zannediyoruz; ama belki de çok daha zarar veren, ‘öldürmese de süründüren’ başka bir salgınla karşı karşıyayız: Sosyal medya salgını ya da bağımlılığı.
Mobil teknolojinin hızla gelişmesi, uygulamaların yaygınlaşması ve dünyayı etkileyen virüs salgını, sosyal medyayı hepimiz için günlük hayatın vazgeçilmezi haline getirdi. Televizyon alışkanlığına karşı verilen mücadele, çok daha tehlikeli olan ‘sosyal medya’ya karşı verilmiyor. Dün, ailesinin yanında ve iyi kötü onun kontrolünde ‘fena film’lere muhatap olan çocuklarımız, bugün kendi cep telefonlarındaki ‘büyük tehlike’ye karşı korumasız. Her ne kadar uzmanlar bu konuda uyarılarda bulunsa da bu tehlikenin tam olarak farkında olduğumuzu söyleyemeyiz. Üstelik bu tehlike sadece çocukları değil, her yaşta ve her meslekteki insanı etkiliyor. Buna ilave olarak milyonlarca insan bu ‘kötü mecra’ya mecbur ve mahkum.
Yarım asır önce evlerinden televizyon olmadığı için haklı olarak övünenlerin büyük çoğunluğu, bugün ‘cep telefonları’na teslim olmuş durumda. Bu salgının çocuklara, gençlere ve tabii ki yaşlılara verdiği zararı acaba hesap edebilecek durumda mıyız?
Elbette bu rüzgara karşı durmak kolay değil. Bu imkanları müspete kanalize etmek elbette ki mümkün. Fakat bunu yapmak keşke konuşmak kadar kolay olsaydı.
Konuyla ilgili bir haberde şöyle denilmiş: “Montreal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoeğitim Okulunda Profesör Linda S. Pagani’ye göre, 2012’de sosyal medya platformlarında bir değişiklik oldu ve mobil teknoloji önemli ölçüde değişti. Hatta bu platformlara kaydolan ve bunları kullananların sayısı öyle arttı ki son yıllarda örneğin ‘Facebook bir ülke olsaydı dünyanın en kalabalık ülkesi olurdu’ demek artık bir klişe haline geldi. Bu sosyal medya platformu, 2,9 milyardan fazla küresel kullanıcısı ile Çin ve Hindistan’ın toplam nüfusunu aşmaya doğru ilerliyor. Facebook bir ülke olsaydı, yıllık 85 milyar dolar geliriyle kesinlikle güney yarım küredeki düşük gelirli birçok ülkeden daha zengin bir ülke olacaktı. Pagani, özellikle gençlerin sosyalleşirken teknolojiye bağımlı hale gelmesi hususuna vurgu yaparak ‘Buradaki tehlike, fark etmediğimiz bağımlılık potansiyelidir’ ifadeleriyle özellikle ergenlikte bağımlılığa dikkati çekiyor.” (AA, 31 Ağustos 2023)
Sosyal medyayı yok sayarak bir yere varmak mümkün olmadığına göre, iyiye ve güzele şevk edebilmenin yolunu bulmalıyız.