Eğitimci-yazar Mustafa Öztürkçü aslen Vanlı olup, son yıllarda Bursa’da ikamet ediyordu. Çok eskiden beri gazetemize yazılar gönderir, araştırmalar yapardı. Yazıları ve araştırmaları daha çok Risale-i Nur, Bediüzzaman’ın hayatı ve dâvâsı, talebelerinin hayat ve hatıratlarıyla ilgiliydi. Elbette Risale-i Nur ve talebeleriyle ilgili araştırma yazıları hazırlamak kolay bir iş değil. Bazen konu ile ilgili bir fotoğraf, bir araştırma yazısından daha dikkat çekici olabilir. Mustafa Ağabeyin bilhassa Üstad Bediüzzaman’ın talebeleri ve onların akrabalarıyla ilgili yaptığı röportajlar ve çektiği fotoğraflar arşivlerdeki yerlerini almıştır. Bilhassa Van ve çevresindeki Risale-i Nur hizmetleriyle ilgili çalışmaları dikkat çekiciydi. Mustafa Öztürkçü Ağabeyin son dosya çalışmalarından biri de “Said Nursî ve Eğitim” konuluydu ve eğitimcilerle yaptığı röportajlardan meydana gelmişti. Gazetemizde yayınlanan bir çalışma daha sonra kitap olarak da okuyucularıyla buluşmuştu. 

26 Ağustos 2023 Cumartesi günü vefat eden Zafer Ali Ağabey ise uzun yıllar Yeni Asya’da foto muhabirliği yapan bir muhtedi idi. İlki 24 Temmuz 2010 tarihinde gazetemizin “Elif” ekinde yayınlanan ve vefatı sonrası tekrar yayınlanan röportajda anlatıldığı üzere Zafer Ali, 1937 yılında İngiltere’nin Piking kasabasında doğmuş. Asıl ismi Brian Creasser olan Zafer Ali, Müslüman olup bu ismi almıştı.

Zafer Ali Ağabeyle gazetede çalıştığımız ilk yıllarımızda tanışmıştık, ama daha çok onu merak ile izlerdik. “Müslüman olan İngiliz” olması sebebiyle onun anlatacaklarını merak ederdik. “Nasıl Müslüman olduğunu” merak ederdik elbette. Fakat aramızdaki yaş farkı sebebiyle açıkçası sormaya da çekinirdik. Tabiî ki Zafer Ali Ağabeyin belki de en çok muhatap olduğu sorulardan biri “Nasıl ve niçin Müslüman olduğu”ydu. Yüzlerce defa sorulan soruya cevap vermek muhtemelen onu da yormuştu. 

Bu vesile ile kendisine sorulan “Risale-i Nur’u nasıl tanıdınız?” sorusuna verdiği cevabı aktaralım: “1970’te Türkiye’ye geldim. Bana yardım eden insanlar vardı, onlar sayesinde tanıdım. Risâle-i Nur bir rehberdir. (...) Türkiye’de yeni bir sistem getirip İslâm’ı söndürmek istediler. Eskiden radyo, televizyon yoktu. Hocalar şehir şehir gezip ders anlatıyordu. O zaman kitaplar yayılıyordu. Risâle-i Nurlar İslâm’ı ayakta tutuyordu. Bugünkü radyo, televizyon gibi bütün Türkiye’ye mesaj veriyordu.

“İslâm’a dün ihtiyacınız vardı, bugün ihtiyacınız var, yarın da ihtiyacınız olacak. O zaman bu kitaplara her zaman ihtiyacımız olacak. Risâleler bize yol gösteriyor.”

Bu vesile ile bir kere daha, Mustafa Öztürkçü ve Zafer Ali Ağabeylere Allah’tan rahmet diliyor ve mekânlarının Cennet olmasını niyaz ederiz.