"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üniversiteler nereye?

Faruk ÇAKIR
30 Nisan 2024, Salı
Eğitim sistemindeki sıkıntılar dönüp dolaşıp üniversiteleri de olumsuz anlamda etkilemiş durumda.

Çok sayıda üniversite açılıp binlerce öğrenci buralardan mezun olurken ‘kalite’nin düştüğü ve her geçen gün de düşmeye devam ettiği görmezden gelinebilir mi?

Elbette üniversitelerin durumunu en başta öğrenciler ve öğretim üyeleri bilir. Buradaki sıkıntıları görüp bilenlerin durumu kamuoyuna tam olarak anlatabildiği söylenemez. Bunun da sebebi, üniversitelerin çoğunlukla ‘konuşan’dan rahatsız olmasıdır. Bir öğretimi üyesi, bulunduğu bölümdeki sıkıntılarla ilgili görüş beyan etmiş olsa, ‘istenmeyen adam’ ilan edilme ihtimali vardır. Böyle bir durumda üniversitelerin gelişmesi ve ‘daha iyi’ olması mümkün olur mu?

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kamuoyuyla paylaştığı rakamlara göre, 2023-2024 öğretim yılında Türkiye’de açık öğretim hariç üniversitelerdeki öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,18 artarak 4 milyon 245 bin civarında. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 81’i devlet üniversitelerinde, yaklaşık yüzde 19’u ise vakıf üniversitelerinde okuyor.

Aynı kaynaklara göre üniversitelerdeki öğrenci sayısı artmasına karşılık öğretim elemanı sayısında geçen yıla göre düşüş olmuş. YÖK’e göre, 2023-2024 öğretim yılında öğretim elemanı sayısı, 184 bin 566’dan 184 bin 21’e inmiş. 

Başka hiç bir bilgi olmasa bile, öğrenci sayısı artarken ‘öğretim elemanı’ sayısının azalması; eğitim kalitesinin ‘geriye’ gittiğine delil olmaz mı?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyadaki üniversiteleri akademik performanslarına göre sıralayan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Ural Akbulut, öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısının giderek azalmasının başarısızlık getirdiği kanaatinde.

Akbulut, “Üniversite sıralamalarında maalesef üniversitelerimiz sürekli geriliyorlar. 2010’dan beri hem Türk üniversitelerini hem de dünya üniversitelerini, en iyi üç bin üniversite şeklinde sıralıyoruz. Sıralamalarda sürekli olarak düşüyoruz. 15 yıl önce daha fazla sayıda üniversitemiz ilk 500’e girerken şu anda bu sayılar düştü, giderek de düşüyor. (...) Anadolu’daki yeni üniversiteler doçent, profesör olan akademisyen bulamıyorlar. Az sayıda hocayla çok sayıda öğrenciyi eğitmeye çalışıyorlar. Araştırma yapma şansları iki nedenle sıfır; hem ders vermekten buna vakitleri yok hem de zaten araştırma için yeterli bütçeleri yok” demiş.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Karadağ’ın kanaati de şöyle: “Geçen yıla göre, vakıf üniversitelerinde çok az da olsa araştırma görevlileri yani geleceğin akademisyenlerinin sayıları bu yıl artarken, devlet üniversitelerinde önemli düzeyde düşmüş. Bu da şunu gösteriyor, aslında şu anda gerek YÖK gerekse devlet üniversitelerimiz araştırma görevlilerine, yani gelecekteki öğretim üyelerine yatırım yapmıyorlar. Bu da aslında bizi daha da içinden çıkılamayacak bir noktaya götürecek.” (VOA Türkçe, 27 Nisan 2024)

Peki, ‘öğretim üyesi’ne yatırım yapmayan üniversitelerin eğitimde kaliteyi yakalaması mümkün olur mu? Yoksa idarecilerimizin zaten böyle bir hedefi, gayesi ve maksadı yok mu?

Okunma Sayısı: 919
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı