"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Beyaz adam namaz kıldı, ne zaman Müslüman olmuş?”

Fatih Yargı
25 Temmuz 2017, Salı 00:10
SOMALİ NOTLARI...

İkindi namazını tek başıma kılarken köylülerin tamamının beni izlediğini fark ettim. Köylülerin bir çoğu heyetteki arkadaşlara, “Beyaz adam namaz kıldı. Ne zaman Müslüman olmuş?” diye soruyorlarmış. Köylüler daha önceden beyaz tenli müslümanla hiç karşılaşmamışlar.

Çok kültürlü bir ülkede yaşıyorsanız siz de o çok kültürlü toplumun çok kültürlü fertleri oluyorsunuz. Yalnız kendi halkınınızın meseleleri, dertleri değil diğer halkların dertleri ve hüzünleri de sizin derdiniz, sizin hüznünüz oluyor. Onların sevinçleri sevinciniz oluyor. Bizimki de böyle birşey işte.

Vakıf hizmetlerimiz vesilesiyle Somalililerden, Sudanlılara, Oromolulardan, Afarlılara, Eritrelilerden ta Hararlılara kadar uzanabiliyoruz. Onlarla sohbet ediyoruz, birlikte namaz kılıyoruz. Düğünleri, şenlikleri vakfımızda oluyor.

Bu yıl, kuraklığın en şiddetli şekilde yaşandığı Doğu Afrika'daki aç susuz insanlar için başlattığımız gıda ve sağlık yardımı kampanyalarımızla o insanlara ekmek götürmek, su götürmek ve görmeyen gözlere ışık olabilmek için gayret sarf ettik.

Uzun zamandır ısrarla davet edildiğimiz ama hep tehir ettiğimiz Somali’ye, yirmi sekiz saat süren uzun bir yolculuktan sonra Çarşamba sabahı 7.30 da varabildik.

Dubai'den bindiğimiz Hargesa uçağığındaki tek yabancı (beyaz tenli) bendim sanırım. Bir ara ön koltuklarda Türkçe konuşulduğunu duyar gibi oldum. Yanlarına yaklaşınca üç Somalili gencin kendi aralarında Türkçe sohbet ettiklerini gördüm. Türkiye'de okuyorlarmış; biri Bursa'da, biri Ankara'da diğeri de İstanbul'da… Hatta Ankara'da okuyan talebe siyasal bilgiler fakültesinde yüksek lisans yapıyormuş.

Uçağımız sağ selamet Hargesa havalimanına iniş yaptı. Bu hayırlı iş için birlikte yola çıktığımız Somalili arkadaşlarımızdan göz doktoru Abdi Aziz ve Abdi Hasan'la beraber pasaport kontrolü için VIP salonuna geçtik. Orada bizi kalabalık bir heyet karşıladı. Orta yaşlı bir beyefendi sağa sola koşuşturuyor, formlarımızı dolduruyor, vize işlemlerimizi hallediyordu.

Vize işlemlerimiz bittikten sonra eksik valiz için dışarıda beklerken yorgunluktan hemen dibimdeki merdivenlere oturdum. Biraz sonra bizim pasaport işlemlerimizle ilgilenen beyefendi yanıma geldi. Kendisine hal hatır sordum ve sohbet etmeye başladık. Oturmasini rica ettim. Sonra kendisine ne iş yaptığını, geçimini ne ile temin ettiğini sordum. "Biraz gülünç ve ilginç olacak ama ben de sizin gibi yurt dışında yaşıyordum. Ülkem bana fırsat verdi ve şu an Somaliland'in Adalet Bakanıyım. Bundan önce de İçişleri Bakanlığı yaptım″ demez mi!

Alçak gönüllü ve gayet sade yaşayan siyasetçileri Avrupa'da, Avustralya'da görmeye alışkın olsak da Afrika'da görmek doğrusu beni epey şaşırttı.

Havalimanı önünde bizi bekleyen tv kanallarına açıklamalarda bulunduk. Oradan kalacağımız otele hareket ettik. Ambassador Hotel, çok sıkı güvenlik önlemleriyle ve girişte beton bariyerle koruma altına alınmış. Uzun namlulu güvenlikçiler koruyor oteli.

Otele üstünüz ve çantalarınız arandıktan sonra girebiliyorsunuz.

Hava limanından itibaren silahlı bir koruma bize eşlik ediyor. Ben, her ne kadar 'ihtiyaç yok' desem de artık koruma bizimle. Baktım koruma arabanın ön koltuğuna kaykılmış. Biz ise üç kişi sıcak havada arka koltukta sıkış tepiş yolculuk yapacağız. Korumaya: ­Arkaya geç, dedim. Olmaz dediler. Kural olarak korumanın ön koltukta oturması gerekiyormuş. 

Neyse ilk yolculuğumuz böyle geçti. Bir sonraki yolculuğumuzda: ­Ben anlamam kardeşim, kuralınız buysa ben koruma istemiyorum, dedim. Kendimi ön koltuğa attım. Oh be! Dünya varmış. Artık silahlı koruma arka koltukta oturuyor, ben ön koltukta oturuyorum.

Heyetle beraber katarakt ameliyatı yapacağımız hastaneyi ziyaret ediyoruz. Ardından hayvan pazarına gidiyoruz. Önümüzdeki Kurban Bayramı için inceleme yapıyoruz. Akşam geç vakitte kırsal kesimde bulunan su kuyularını inceliyoruz. Adalet Bakanı heyette bizimle beraber hareket ediyor.

Bakan ve heyet bizi akşam yemeğine götürüyorlar. Yemekten sonra otelimize çekiliyoruz.

Ertesi sabah, hazırlıklarımızı tamamlayıp erkenden yola koyuluyoruz. Bozuk ve engebeli yolları jiplerle iki saatte aşarak ziyaret edeceğimiz ilk köye varıyoruz. Köyün erkekleri sıralanmış. ‘Hoşgeldiniz’ deyip bizimle tokalaşıyorlar. Hanımlar da kenarda toplanmış, zılgıt çekiyorlar.

Burada bize yeni sağılmış deve sütü ve arkasından da bolca şeker katılmış Somali çayı ikram ediyorlar. Şekerim tavan yapsa da bu çayı içiyorum.

 Somalililer konuşmayı çok severler. Hele bir de kamera ve mikrofon varsa sormayın gitsin. Her programın başında heyetin tamamı uzun uzun konuşur. Hatta burada “Somaliland'de en ucuz şey cep telefonuyla konuşmaktır” diye espri yaparlar.

Burada kuraklıktan etkilenen ailelere gıda yardımı dağıtıyoruz. Aynı zamanda göz doktorumuz da köylüleri muayene edip katarakt hastalarını tespit ediyor. Bu köyde beş kataraktlı hasta tespit ediliyor.

Yardımlar köylülere dağıtılıyor ve köylüler sevinerek evlerinin yolunu tutuyorlar.

Namazları, seferi olduğumuz için kasrediyoruz. Öğlenin farzını iki rekat olarak kılıp akabinde ikindi namazının farzını da iki rekat olarak takdim ediyoruz. Ben sadece kasredip, takdim veya tehir yapmayı düşünmemiştim. Sonra, o şartlarda abdest almanın ne kadar zor olduğunu anladım.  

İkindi namazını tek başıma kılarken köylülerin tamamının beni izlediğini fark ettim. Köylülerin bir çoğu heyetteki arkadaşlara, “Beyaz adam namaz kıldı. Ne zaman müslüman olmuş?” diye soruyorlarmış. Köylüler daha önceden beyaz tenli müslümanla hiç karşılaşmamışlar.

Buradaki görevimiz bitiyor ve ikinci köye hareket ediyoruz. Aynı işlemleri burada da yapıyoruz. Bu köyden on kişi katarakt hastası. Bizim için hazırlanan köy yemeğini yiyip geç saatlerde otel odamıza çekiliyoruz.

 Bugün Cuma. Başkent Hargesa’dan Osmanlının seksen yıl hüküm sürdüğü, dağlardan içme suyu getirip cami, han, hamam, medrese ve kahvehane gibi birçok binalar yaptığı şehre gidiyoruz.

  Tek gidiş tek geliş olan asfalt yol köstebek çukuruna dönmüş adeta delik deşik. Yolda en çok gördüğünüz şey su taşıyan tankerlerdir. Onlar da trafik magandaları olmuşlar.

Hargesa’da hava sıcaklığı otuzlarda iken Berbera'da kırkların üzerinde seyrediyor. Adeta açık hava sauna gibi.

  Namazımızı Osmanlı'nın 1840' larda inşa ettiği Selçuklu mimarisini andıran camide kılıyoruz. Somalililer bu camiye ‘Türk Camisi’ diyorlar. Caminin yanıbaşında kahvehane ve onun yanında da tam tespit edemediğim tarihi bir bina yer almakta. Berbera, denizi ve limanı olan bir şehir.

Buradan Şeyh şehrine hareket ediyoruz. Oradaki bir bölge hastanesini ziyaret ediyoruz.

Şeyh şehri deniz seviyesinden beş bin metre yükseklikte. Burada, kavurucu sıcağın yerini ılık bir hava alıyor.

Berbera Belediye Başkanı Abdi Şükür, bizi akşam yemeğine davet ediyor. Genç, dinamik ve sıcak bir insan.

Bugün son günümüz. Programımız sabah 7.30' da başlıyor. Kahvaltının ardından heyetimizle Berbera Devlet Hastahanesine gidiyoruz. Hastanede bizi Belediye Başkanıyla beraber Hastane Direktörü Ayşe Hanım karşılıyor. Ayşe Hanım, Somali'deki iç savaştan sonra ülkeyi terketmek zorunda kalmış. Mülteci olarak gittiği ABD’de eğitim görmüş ve ülkesine hizmet etmek için altı yıl önce dönüş yapmış.

Hastane ziyaretimiz çok verimli geçiyor. Hastanenin farklı ünitelerinin yanısıra akıl hastalarının olduğu bölümü de ziyaret ediyoruz.

Avustralya Nur Vakfı olarak bu hastane için hazırladığımız hastane cihazlarından oluşan konteyner orada bulunduğumuz gün gemiden indiriliyor. Hep beraber limana gidip konteyneri hastahaneye teslim ediyoruz.

Öğleden sonra  tekrar Hargesa’ya dönüyoruz. Hargesa'da, organizasyonunu üstlendiğimiz katarakt ameliyatı bütün gün devam ediyor. Yüz kişi için planladığımız ameliyat yüz yetmiş kişiye çıkıyor. Sonradan haberdar olan hastalar listede olmamalarına rağmen hastahaneden ayrılmıyorlar. Biz de kimseyi geri çevirmeme kararı alıyoruz. Düşünsenize bu insanlar yarın sabah sevdiklerini bulutlu değil de tekrar eskisi gibi görecekler. Buradan ayrılıp otelimize dönüyoruz.

Dört gündür bizi bir an bile yalnız bırakmayan Adalet Bakanı gece otelimize gelip bize plaket veriyor.

Bugün Somali'deki son günümüz olacak. Sabah saat beşte otelimizden ayrılıyoruz. Dün, sabah altıda başlayan ameliyatlar gece ona kadar sürmüştü. Refakatçılarla dört yüzü bulan kalabalığın hastahanenin rutin işlerini aksatmaması için bu sabah daha erken başlanıyor ameliyatlara.

Bugün bandajlar çıkarılacak ve onlar da dünyayı bizim gibi görecekler. Biz de en az onlar kadar heyecanlıyız.

Artık vazifemiz bitti. Yolcu yolunda gerek. İnşallah bu çalışmalarımız ihlas dairesinde, Allah'ın razı olduğu vecihle olmuştur. Rabbim onların yardımcısı olsun. Somalililer fakir ama onurlu insanlar. Alçak gönüllüler, ekmeklerini sizinle paylaşırlar.

Burada geçirdiğimiz zaman, misyonumuz açısından çok verimli oldu. Somalililer hayır sahiplerine dualar yağdırıyorlar.

Okunma Sayısı: 4662
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsmail Cebecili

    26.7.2017 11:27:14

    Sene 2017. Hertürlü iletişim/haberleşme aracı mebzul..her tarafta yaygın. Ama biz hala 300-500 yıl öncesinde yaşıyormuş gibi haberler okuyor, duyuyoruz. Bir yandan üzülüyor, bir yandan da yapılanlara bakınca seviniyoruz. Sizleri tebrik ediyoruz. ALLAH işlerinizi kolaylaştırsın, hizmetinizi makbul etsin. NURLAR, AFRİKA'da da isanlara ulaşsın.

  • süleyman ALIÇ

    25.7.2017 09:15:52

    Allah Razı olsun hocam çok güzel bir hizmette bulunmuşsunuz somalilerin dünya gözünü açtığınız gibi inşalllah ahiret gözünün açılması için de iman hakikatlarından götürüp dağıtmışsınızdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı