Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin vefatının 58. yılı münasebetiyle Mersin Hanım Nur Talebeleri anma programı düzenledi. Yoğun katılımın olduğu programda panel, sinevizyon ve tanıtımlar yapıldı. Moderatörlüğünü Emine Karahan’ın yaptığı panelde, Hacer Erkol “Bediüzzaman kimdir, Risale-i Nur Nedir?” , Emine Karahan “Risale-i Nur’un Telifi ve Neşir Süreci”, Nurgül Turgut “Risale-i Nur’dan İstikbale Bakan Müjdeler ve Tahakkukları” konularını ele aldı. Kur’ân tilâvetiyle başlayan program, neşriyat komisyonu tarafından hazırlanan röportaj sinevizyonu ve panelle devam etti. 

ŞAHSINDAN VAZGEÇMİŞTİR

Panelistlerin ilki olan Hacer Erkol, “Bediüzzaman bütün himmetini iman hakikatlerinin ve İslâm akidelerinin takviyesine sarf etmiş mümtaz bir şahsiyettir. ‘Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir.’ sırrı onda temsil etmiştir. Şahsından vazgeçip dâvâsında fena bulmuş, dâvâsı mahiyetinde genişlemiş ve yükselmiştir. Risale-i Nur ise, Kur’ân’ın bu asırda, bir mu’cize-i maneviyesi olan yüksek ve parlak tefsiridir. Risale-i Nur kuvvetli, kudsî ve imanî bir tefekkür semeresi olup bütün mevcudatın lisan-ı hal ve kal suretinde bir tercümanıdır” diye konuştu.

YAZMAK İÇİN EVLERİNDEN ÇIKMADILAR

Emine Karahan da Risale-i Nur’un telifi ve neşir sürecinden bahsederken, “Risale-i Nur’un el yazısıyla neşri senelerinde, evlerinden yedi sekiz sene çıkmadan Risale-i Nur’u yazıp neşredenler olmuştur. O zamanlar, Isparta havalisinde, erkek, kadın, genç ve ihtiyarlardan binlerce Nur Talebesi, hatta Nur dershanesi olan Sav köyü bin kalemle, senelerce Nur risalelerini yazıp çoğaltıyorlardı. Risale-i Nur, telifinden yirmi sene sonra teksir makinesi ile neşredilmiş ve otuz beş sene sonra da matbaalarda basılmaya başlanmıştır. İnşaallah, bir zaman gelecek, Risale-i Nur külliyatı altınla yazılacak ve radyo diliyle muhtelif lisanlarda okunacak ve zemin yüzünü geniş bir dershane-i Nuriyeye çevirecektir” ifadelerini kullandı. 

Risale-i Nur’dan Müjdeler

Nurgül Turgut ise, “Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’u yazdığı zor şartlar göz önüne alındığında, eselerinde en ufak bir ümitsizliğe rastlamıyoruz. O neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun diyerek müstakbeldeki insanlarla konuşuyor, talebelerine, ‘Siz yazın keçeli ben bunları kâinata okutturacağım, bunlar ilerde dünyanın kanunî esasîsi olacak’ diyordu. Nitekim, dağlarda, bağlarda, zindanlarda yazılan bu eserler, bugün elliden fazla dile çevrilmiş ve en çok okunan ve istifade edilen kitaplar haline gelmiştir” diye konuştu. Sibel Demirdöğmez, Yüksel Özdemir ve Fatma Karahan’ın hazırladığı Nur Talebelerinin Risale-i Nur’u neşir hatıralarıyla devam eden eden program, kapanış duâsı ile sona erdi.

HABER: HATİCE ÇEVİK DURAK - EMİNE AVUL