İlk olarak, bu kadar adaletsiz, bu kadar baskı  altında geçen bu seçimlerden, bir adaletli  sonuç çıkmayacağını görüyorduk. Neticede bu şekilde meydana geldi. Millet İttifakı içerisinde yer alan İyi Parti için ise alınan sonucun başarı olduğunu düşünüyorum. Bu seçim çalışmaları adeta bisikletli birisiyle helikopterle uçan arasındaki gibi oldu. Netice ne olursa olsun, yaşayacağımız günlerin daha güzel olacağını düşünüyorum. Günlük hayatımızda olsun genel hayatımızda olsun, hayır bildiklerimizin şer, aksi hayır olduğunu gördüğümüz çok olmuştur. Seçimlerin, ülkemize, İslâm ve insanlık âlemine hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim. Bazı masum ve mağdurlara da sabırlar diliyorum.

Şahıs ve cemaatî manada bir kısım sorunları yaşayarak bu günlere geldik. Bir çok sorunlarla karşılaşıyoruz. Üstadımızın ifadesiyle en zor imtihan şartlarını yaşıyoruz. Ahirzamanda gelecek dehşetli şahıs ve cereyanlar durmadan çalışıyorlar, çalışacaklar da. Geriye dönüp baktığımızda bu olayların hiç bitmediğini görüyoruz, gördük. İman küfür mücadelesi kıyamete kadar sürecek. Mühim olan bizim tavrımız. Devletler, şahıslara zarar verecek cereyanlar önce toplulukları zayıflatıp programlarını ondan sonra uyguluyor. Bugün ve geçmişte cemaatimize zarar veren olaylar yaşadık, yaşayacağız. Bu olaylara çözüm olarak, Zübeyir Güzdüzalp’in Mehmet Kutlular’a; “Bu olaylar bitmez, biri biter biri başlar. Eliniz çalışsın, ağzınız sussun...” diyor. Maddî manevî çektiğimiz sıkıntıların sebeplerinin çok zaman dışarıda olduğu düşüncesinin ferden ve cemaat olarak özeleştiri kabiliyetimizi azalttığını düşünüyorum. Yani her iç ve dış olayda “Benim sorumluluğum ne? Vazifemi yapabildim mi?” 

Cemaatimizin fertleri olarak inanıyoruz ki, Üstadımız hem şahsî olarak hem de toplu olarak başarılı olabilmemiz için Risale-i Nur Külliyatı’nı bırakmış. Ve her derdin devası olan prensipleri bizlere eserleri ve yaşayışıyla sunmuş. Ancak bizlerin, gerek teknolojinin yanlış kullanılması ve en önemlisi az okumaktan dolayı şevklerimiz azalmış. Bunun gibi birçok sebep sayabiliriz. Önümüzde bizim için daha parlak günlerin geleceğine inanıyorum. 1926’dan bugüne Üstadımız, kahraman ağabeylerimiz çok büyük musîbetler yaşamışlar. Ancak bütün bu belâ ve musîbetlerden bugünlere göre çok daha az imkânları olmasına rağmen çok daha fazla okuyarak ve çok yayınlayarak, anlatarak kurtulmuşlar. 

Netice olarak maddî manevî bütün sıkıntılarımızı Risale-i Nurlar’ı, gazetemizi, kitaplarımızı, dergilerimizi çok okuyarak ve okutarak kısa sürede aşabileceğimize inanıyorum. Neşriyat hizmetlerimizi mutlaka hizmetlerimizin ilk sırasına koymalıyız. 

Risale-i Nur hakikatlerini bizden kabul edebilecek milyonlarca genç var. Üstad’ın Eskişehir Hapishanesi’ndeki oynayan kızlara ağlayışını, Zübeyir Gündüzalp’in Afyon Mahkemesi Müdafaası’nda, “Bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lâzımdır” haykırışını hatırlayıp, hep beraber imana susamış gönüllere Nurlar’ı ulaştırmanın yollarını arayalım. 

Bizi gerçekten bekleyen, hüsn-ü kabul edecek milyonlar var. Bu hususlarda merkezimizi güçlendirmek de ayrı bir öncelikli hedefimiz olmalı. Kalp ve beyin hükmündeki merkezimizi mutlaka daha da güçlendirmeliyiz. Merkezimiz gerçek vazifesini yapabildiği gün iman, Kur’ân hizmetimiz katlanarak artacaktır. 

Cenâb-ı Hak yardımcımızdır.

Bizimle İrtibat: (0532) 471 53 52