"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

ASIL UCUBE BU KANUN

15 Ocak 2011, Cumartesi
Yazar Aköz, Sabah'taki köşe yazısında "ucube heykel" tartışmasına farklı boyut getirdi. Atatürk heykellerine dikkat çeken Aköz "Atatürk heykelleri, vesayet rejimini topluma benimsetmek için kullanılıyor. Bunun için de Atatürk heykellerini totem ve tabu haline getirdiler. Bir kere dikildi mi, bir daha kaldıramıyorsun" diye yazdı. Aköz bunun bir ticaret metaı ve sektör halini aldığını da belirtti.
ATATÜRK'Ü KORUMA KANUNU KALKMALI
 
Aköz sözkonusu yazısında bununla ilgili olarak de bir teklifte bulundu: "Siyasilerin cesaret edeceklerini sanmı-yorum, ama Atatürk'ü Koruma Kanununun kaldırılması gerek. Böyle kişiye özel kanun olur mu? Buna hukuk denir mi? Tayyip Erdoğan asıl bu ucubeden bizi kurtarsa ne iyi olur. Ama tabiî daha anayasa'nın girişinde, özel isimden söz edersen, kanunda da o ismi korursun."
 
Ucube heykellerle dolu bu memleket
AYAKÜSTÜ sohbet ediyorduk. Modern sanattan anlayan, CHP sempatizanı akademisyen bir arkadaşım, “Başbakan’ın tutumuna karşıyım ama laf aramızda, o heykel hakikaten ucube” dedi.
Kars’a gidip heykele bizzat bakmadım. Ekrandan ve fotoğraflarından biliyorum.
Teknik açıdan heykel olmasına heykel de... “Sanat” sıfatını hak edecek bir iş mi? Sanmıyorum.
En iyisi şöyle diyeyim:
Çevremde görmek istemem! (...)
***
İslam’da heykel sorunlu bir alanı oluşturuyor ya... Bize heykeli modernleşme, çağdaşlaşma, Batılılaşma... Hasılı, “medenileşme” olarak sundular. Keşke bu kadarla kalsa; sanatçılar heykeller yapsa, isteyen de bunları satın alsaydı...
Öyle olmadı ki!
Bir kere başımıza “Atatürk heykelleri” diye bir “şey” çıkardılar. “Şey” diyorum çünkü olay acayip kapsamlı.
Öncelikle bir sektör: Birileri bu işten para kazanıyor. (Kimsenin kazancında gözümüz yok.)
Asıl önemlisi: Atatürk heykelleri, vesayet rejimini topluma benimsetmek için kullanılıyor.
Bunun için de Atatürk heykellerini totem ve tabu haline getirdiler. Bir kere dikildi mi, bir daha kaldıramıyorsun.
***
Geçen gün bir arkadaş anlattı:
Eski bir devlet binasını satın alan şirket, binayı yıkıp otel yapmış. Ama çatlak patlak Atatürk heykeline dokunmaya çekinmişler.
Otelin bahçesinde dolaşırken, alakasız bir yerde insanların karşısında beliriveriyormuş Atam...
28 Şubat (1997) darbe döneminde ise Çılgın Kemalistler, “gerici” dedikleri insanların evlerinin önüne, Atatürk heykeli dikiyordu bir gecede.
Düşünsenize: Sabah perdeyi bir açıyorsun, karşında betondan bir Mustafa Kemal. Kaşlarını çatmış sana bakıyor.
Üstelik bunu izin almadan, karar çıkarmadan filan yapıyorlardı. Kimse bu açık suça, “suç” diyemiyordu.
Not: Siyasilerin cesaret edeceklerini sanmıyorum ama Atatürk’ü Koruma Kanunu’ nun kaldırılması gerek.
Böyle kişiye özel kanun olur mu? Buna hukuk denir mi? Tayyip Erdoğan asıl bu ucubeden bizi kurtarsa ne iyi olur.
Ama tabii daha Anayasa’nın girişinde, özel isimden söz edersen, kanunda da o ismi korursun.
***
Neyse... “Heykel eşittir modernleşme” denklemi bizi bir başka noktaya daha getirdi: Her türlü heykel, sanat diye yutturulur oldu.
Halbuki yok böyle bir şey: Kendine her heykeltıraş diyenin (ya da denilenin) yaptığı heykel “iyi sanat” değil ki!
Roman ya da şiir gibidir bu iş de: İyisi var, kötüsü var. Kalitelisi var, kalitesizi var.
Gidin güzel sanatlar bölümlerindeki hocalarla konuşun: Oraya buraya dikilen, abuk sabuk heykelleri tek tek saysınlar...
Ama eleştirilerini “aramıza kalsın” kaydıyla yapacak; özel durumlar haricinde medyaya “kayıt dışı” konuşacaklardır.
“Hocam, açıkça söyleseniz” dendiğinde ise dudaklarına fermuarı çekiverirler.
Niye? Çünkü meslektaşları, “Şeriatçıların eline koz veriyorsun” diye bunların üstüne yürür.
***
Oysa kendileri de farkında, örneğin İstanbul Beşiktaş Meydanı’ndaki heykelin zevksiz ve yersiz olduğunun...
Heykel sanatını ve şehirciliği bilen uzmanlar, “Etmeyin eylemeyin, bu heykel buraya olmaz, ille de istiyorsanız başka yere dikin” demişti.
Dinlemediler. İnadına diktiler. Öylece duruyor.(...)

Emre Aköz, Sabah, 14 Ocak 2011
Okunma Sayısı: 1750
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Ataman

    15.1.2011 00:00:00

    Ağzına ,Yüreğine Kalemine Sağlık,Önemli Bir Mesele En Kısa Zamanda Çözülse Memleketin Ve Milletin Hayrına Olur..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı