Ağustos 1961’de Berlin şehrinde doğu ve batı Almanya’yı birbirinden ayıran hür ülkelerde ve münevver akıllarda “Utanç duvarı” denilen duvar örülmüştü. Hürriyete ve insan haklarına, demokrasiye gönül veren medenî insanlar Kasım 1989’da bu kara ve iğrenç duvarı yıktılar.
Almanya birleşti ve bugün 42 milyonu kadın olmak üzere 82 milyona ulaşmış ve AB’nin kalesi hükmündedir. Hem kendi ülkelerinin ve hem de AB ülkelerinin kalb, gönül ve fikir birliğini de sağlamaya çalışmaktadırlar.
Hz. Bediüzzaman’ın “Bahtiyar Alman milleti” dediği bu topluluğun eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, geçtiğimiz hafta içinde bizlerin ve birçok münevverlerin beklediği bir beyanda bulundu. Christian Wulff Berlin Endüstri ve Ticaret Odası’nda yaptığı bir konuşmada, “Birbirimize yanlış sözler sarf etmek, iftira etmek, genel konuşmalarla birbirimizi suçlamak yerine artık ortak duruş sergilememizin zamanı geldi. Bu durumda Müslümanların yanında olmalıyız ve terör ile şiddete karşı birlikte mücadele vermeliyiz. Almanya’da yaşayan Müslümanların Arap Müslüman dünyası ile köprü kurmakta aracı da olabilir. Hıristiyanlar ile Müslümanlara, teröre karşı ortak duruş yapmanın zamanıdır” demiştir.
Ayrıca aynı tarihlerde; Die Welt Gazetesi’nde yayınlanan Günter Lachmann imzalı habere göre Berlin’de düzenlenen Alman-Arap Diplomatik Forumu’nun açılışında konuşan Wulff, ismini İslâm Devleti olarak değiştiren radikal İslâmcı örgüt IŞİD’in uyguladığı terör ve şiddetin kaynağının İslâm dininde olmadığını, aksine söz konusu radikallerin İslâm dinine zarar verdiğini önemle vurguladı. “Dini barbarca kötüye kullanmaya çalışan, bunları yaparken de Kur’ân’ı gerekçe olarak gösteren teröristler İslâm’ın temel prensiplerine karşı geliyorlar” diyen Wulff, “Teröre ve şiddete karşı duran Müslümanların yanında olmalıyız. İnançlı olan veya olmayan, Hıristiyan veya Yahudi, hepimiz teröre ve şiddete karşı çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.
Aynı mânâlarda geçtiğimiz tarihlerde filozof hukukçu ve doktor Göte’nin, 26 yıl Almanya Başbakanlığı yapan Prens Bismark’ın yine eski Almanya Cumhurbaşkanı Herzog’un ve çok entelleri irşad eden bu sözleri söyleten Almanların “Cemile Anne” dedikleri Prof. Dr. Annemarıe Schımmel’in Alman Prof. Nauman’ın bu manalarda İslâmın lehinde ve Efendimiz Hz. Muhammed (asm) hakkındaki mânidar övgüleri kitap ve basında yer almıştır. Şimdi böyle bir zamanda eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff’ün beyanı, “Avrupa’dan beklenen sesler” makalemize vesile olmuşlardır.
Bundan kısa bir müddet önce 5 milyonluk Norveç hükümetinin kadın başbakanı Solberg’ın binlerce kişiye hitaben Peygamberimizin (asm) sözleriyle başlaması hakikata alâmettir. Hz. Bediüzzaman’ın takriben 75 sene önce Kastamonu yamaçlarında ifade ve tembihatta bulunduğu “Kim olursa olsun madem imanı var o cihetle kardeşimizdir... Bu acib zamanda, imanı bulunan ve fırka-ı dâlleden bile olsa onlarla uğraşmamak ve Allah’ı tanıyan ve ahireti tasdik eden Hıristiyan bile olsa onlarla medar-ı niza noktalarını medar-ı münakaşa etmemeyi hem bu acib zaman, hem mesleğimiz, hem kudsî hizmetimiz iktiza ediyor.” (Kastamonu Lâhikası, Y. A. Neş. s. 192)
Avrupa’dan beklenen dersler mahiyetinde bu sesler ardı ardına çıkarken, 57 İslâm ülkesinin her birisinde “terör karşıtı, IŞİD karşıtı” milyonları aşan ve meşrû zeminlerde mitingler olması lâzımdı. Milyonları aşan mitingler, Batı dünyasında Müslüman olan Hıristiyanlar için güç, kuvvet ve destek olacaktır ve elzemdir. Çünkü onlar da kendi ülkelerinde fikir yoluyla cihad yapmaktadırlar.