"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslam, demokrasi ve laiklik üzerine

H. Muharrem OKUR
30 Ağustos 2015, Pazar
Yayınevimiz 2015 yılı başından itibaren aktüalitesini kaybetmeyen, birbirinden güzel kitapları yayınlamaya devam ediyor.

“Ahrarlar ve Demokratlar”, “Siyasal İslâm” ve en son çıkan “İslâm, Demokrasi ve Laiklik”. Her üç kitap da şu anki karanlığa götürülen Türkiye’yi aydınlatacak ve gündemi normale sokacak türden eserler. 

Demokrasi ve laiklik yaklaşık yüz yıldır Türkiye’nin gündemi. Tabî buna paralel olarak da Üstad Bediüzzaman’ın ve Nur Talebelerinin de aynı şekilde. Demokrasiyi yerleştirmek, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin 1909 ikinci meşrûtiyetten, birinci meclisten ve 1950-1960 arasındaki Demokrat dönemine kadar ve sonra da Nur Talebelerinin hayat gayelerinden bir tanesidir. “Demokrasi... Demokratlar... Adnan Menderes... İslâm Kahramanı... Demokrat Nur Talebeleri... Demokratlar Nurculara, Nurcular Demokratlara... “Hepsi Üstadımızın ifadeleridir. İslâm Deccali ile mücadelede Demokratlar ve Nur Talebeleri her şartta daima birlikte olmuştur. Nur Talebelerinin 1950-1960 arasında Demokratlarla beraber iman, Kur’ân hizmetini çok güzel yaptıkları gözler önündedir. Risale-i Nurlar bu dönemde üç dört koldan yayınlanırken, Nur Talebeleri, Demokratların getirdiği serbestlik havasından istifade ederek Risale-i Nur’a en güzel hizmetlerini yapmışlar ve bu çalışmalarında hiçbir engelle karşılaşmamışlardır. Demokratlar da ezanı aslına çevirip, Kur’ân Kursu, İmam Hatib, Yüksek İslâm Enstitüleri açarak İslâm’a hizmet ederken, diğer yandan da memleketi şantiye haline getirip, maddî sahada da en güzel şekilde faaliyet gösteriyorlardı. Yani Demokratlar döneminde maddî ve manevî kalkınma, fevkalâde sür’atle yapılıyordu. Memlekete bu güzel hizmetler devam ederken, dış ve iç ifsat komiteleri sinsi planlarını kurmaya devam ediyorlardı. Demokratlar ile Nurcular 1960 ihtilâlinde yine aynı kaderi paylaştılar. Demokratların başbakanı ve iki bakanı idam sehpalarına gönderilirken, geri kalan Demokratlara tavandan tabana, yapmadıkları zulmü bırakmadılar. Nur Talebelerini de bir taraftan zindanlara atarken, diğer taraftan bölerek, güçsüz hale getirdiler. Ellerinden gelen her şekilde Risale-i Nur Neşriyatına mani olmaya çalıştılar. Görünen manzara; 1950-1960 arasındaki demokratik idare gitmiş, yerine Sovyet Rusya’daki komünizmi andıran baskıcı bir idare gelmişti. Demokratlar yapılan bu zulümlere rağmen, 3-4 yıl içerisinde toparlandılar ve Zübeyir Gündüzalp ve Nur Talebelerinin destekleriyle, Demokratlara yeni bir Nurlu, Nurcu, İslamköy’lü Süleyman Demirel lider seçiliyordu. Hem maddî ve manevî kalkınma hamlesi başlatan Demirel, şehit Menderes’in tecrübelerinden istifade ederek, memleketimizin kalkınması için her türlü gayreti sarf etti. İç ve dış düşmanların birlikte tertipledikleri, dinimizin ve memleketimizin aleyhine olan sinsi planları, Kur’ân’a, Peygamberimize (asm), Üstad’a dayandığı için darmadağın etti. Bir kısım yazarların da itirafıyla, Süleyman Demirel’in en bariz vasfı, Nurculuk ve Said Nursî ile ilgili çizgisinde hiçbir kırıklık olmamasıydı. Nurculuk, Said Nursî ve Yeni Asya ile ilgili kanaatleri hep aynıydı. Onun için Said Nursî, en büyük İslâm âlimiydi.

  İslâm Demokrasi ve Laiklik kitabını okuyunca, bu kitabın bir yakın tarih kitabı olmadığı görülecektir. Dolayısıyla bu kitap okunurken, yakın tarihimizin dinî, içtimaî, sosyal, siyasî, kültürel vs. bir çok yönünün doğru bilgilerine ulaşılabilecektir. Bu kitap Türkiye’nin şu anda gündemindedir. Ancak, Yeni Asya okuyucularının bu kitabı, gündemi belirleyici olan kimselere mutlaka ulaştırması lâzımdır. Demokrat bir Türkiye için bu kitabı hepimizin okuyup, çevremize okutmamız çok faydalı olacaktır. Ayrıca bizim için bu kitap, Yeni Asya Nur Talebeleri’nin tanınması için vesiledir ve doğru İslâmiyetin muhtaçlara ulaştırılmasıdır. Bu kitabın gündemi, Türkiye’de gerçek demokrasinin kurulmasına kadar daimî olacaktır. Çünkü, kırk yıllık bir demokrasi kahramanının yaşanmış, başarılmış, gözümüzün önündeki kalıcı eserleridir. “Bir okyanus, bir testiye sığmaz.” tabirince bu kitabı lâyıkı veçhile tanıtma gücümüz yok. Bunun en iyi yolu, herkesin kendisinin okuyup istifade etmesidir. Bu kitap, Risale-i Nurlar’ın en çok ihtilâfi konuları olan, Üstad’ın içtimaî eserlerinin yorumu ve uygulamasıdır. Ayrıca bir çok bölümü Risale-i Nurlar’ın fevkalâde güzel şerhleridir. Bu kitap, sosyal meselelerde bugünün insanına bir pusuladır. Yeni Asya okuyucuları için bu kitap, Üstad’ın gündeme getirilmesinde ve tanıtılmasında bir fırsattır, çünkü Demirel gibi Dünya’nın tanıdığı insanların fikirlerine geniş kesimler daha çok ilgi gösteriyor. Kitapları tanıtabildiğimiz insanlar, bu vesileyle Risale-i Nurlar’ı da tanımış oluyorlar. 

Bu kitap benim yüreğime Demirel sevgisini ölünceye kadar, daha çok pekiştirdi. Kendisini sağlığında daha iyi tanımadığıma üzüldüm. Allah rahmet eylesin. İnşallah cennette buluşuruz. Sağlığınızda Risale-i Nurlar’a hizmet ettiği gibi İSLAM DEMOKRASİ VE LAİKLİK kitabıyla da inşallah hizmetine devam edecek.

Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen, Kâzım GÜLEÇYÜZ başta olmak üzere, kitapta yazıları bulunan diğer yazarlarımızı, emeği geçen herkesi tebrik eder, yeni ve güzel başka eserler de beklediğimizi duyururuz.                                        

Bu kitap hakkında bazı vatandaşların görüşlerini sunuyoruz:

Türkiye’nin son 45 yıllık siyasî hayatına damga vurmuş, kendi deyişiyle altı kez gitmiş yedi kez dönmüş bir siyasî lider ile Türkiye’nin can alıcı toplumsal ve siyasî konularına ilişkin ufuk açıcı bir mülâkatlar dizisi kitabı. Türkiye’nin yakın geçmişine, olayları birebir yaşamış bir siyasî liderin gözünden bakmak isteyen her kesimden insanın merakla okuyabileceği bir kitap İslam Demokrasi ve Laiklik. Bu kitabı Türkiye’nin istifadesine sunun Kâzım Güleçyüz’e emeğinden dolayı ayrıca teşekkürler. 

Av. Abdullah HAKTANIR (Avukat)

  Benim için her daim Kişilerin savundukları DÂVÂ birinci sırada, kişiler ikinci sıradadır. Bu perspektifle bakıldığı zaman 1966’dan 2000’e kadar aktif olarak siyaset sahnesinde yer alan Demirel’in boy gösterdiği bu coğrafyada ne yazıkki demokratik bir Türkiye’den bahsetmek mümkün değil. Fakat burada Süleyman Demirel’in dâvâsına yani demokrasiye sadık kalmadığını ya da Demokrat olmadığının aksini söyleyenin Demirel’in tabiriyle alnını karışlarım. Her zaman bir önyargı ile baktığım Demirel’e ve bu önyargılarımı kıran Kâzım Güleçyüz’ün İslam, Demokrasi ve Laiklik kitabı Demirel’in Dâvâsını, en güzel şekilde gözler önüne serdiği için sonsuz şükranlarımı sunuyorum...           

Ercan ALÇINAR (Matematik Öğretmeni)

Demirelin İslâm, özgürlük, bayındırlık ve iskân adına yaptıklarını okuyup gördüklerimiz kadar takdir etmişimdir. Barajlar kralı, Türkiye’yi kalkındırma çabası bir yana çocukluğumuzun kahramanıdır o. Yine de babam dahil bir kısım Nurcuların Demirel’e neden bu kadar gönül verdiklerini anlamazdım. Kâzım Güleçyüz’ün röportajlarından derleme İDL kitabını okurken; Demirel’in Nurcuların siyasî algısını nasıl tam olarak yansıttığını anladım. Onun için kimi yerde “Siyasetçidir ne de olsa taraftar toplamak için her şeyi şöyler.” deseler de; başka siyasetçilerin, bürokratların hatta halktan hocaların bile ismini ağzına almaya korktukları Bediüzzaman Hazretleri’nin adını kürsülerde zikretmiştir. Bu kitap yalnızca Demirel’e methiyeler düzülen bir kitap olarak asla anılmamalı. Nurcular için bir siyasî rehber niteliğinde. Biz bu karmaşa içinde nerede durmalıyız sorusunu kendine soran her yaşıtım ve büyüğüm için tavsiyem okumalarıdır.            

Sami Süleyman GÜNDOĞDU (Mimar)

 Hâlâ anlamakta zorlanılan ve bize lâzım olan o “Demokrat Siyasetçiler” tanımını kavramak adına son derece önemli ve Demirel’in zekâsının derinliğini, ne kadar tutarlı fikirlere sahip olduğunu bilinmeyen yönleriyle sunan arşivlik bir kitap. Sosyal hayatımıza yeni ve sağlam bakış açıları katacak, yeni nesil için geçmişle bir köprü kuracak, demokrasiyi yaşamak adına da geleceğimizi sorgulatacak bir çalışma. “İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz.” diyen bir Üstad’ın yolunda olarak, bizde mutlaka alalım, okuyalım ve mihenge vuralım.                       

Osman Arda BİRLİK (İnşaat Mühendisliği)

Okunma Sayısı: 2781
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı