Yazımızın, “vatandaşın Doları Euro’yu gördüğü mü var nereden bilsin?” ekseninde, ekonomi üzerinden devam edeceğini düşündüyseniz yanıldınız.

Euro’ların üzerinde insan yüzü yoktur. Çünkü AB için şahıslardan ziyade sistem ve birlik önemlidir. Üstelik, insan yüzü olmadığı gibi, birliğe üye ülkeler arasında kıskançlığa sebep olmasın diye, Euro’ların üzerine gerçek değil hayalî mekanlar çizilmiştir. Ta ki hayaller gerçek olana dek.

Hollanda’nın “Spijkenisser” kasabası, bir tür “trollük” ve “işgüzarlık” yaparak, Euro’ların üzerindeki hayali köprülerin sahicilerini kasabalarına inşa etmişler. 

Kasabaya gelen ve bu anektodu bilmeyen ziyaretçiler de bu duruma epeyce bir şaşırmış. Spijkenisserliler de gerçeği bilmeyen bu turistlere hava atmayı ihmal etmemişler.

Gerçeği bilmeyen turistlere hava atan Hollandalılar’ın hikayesini okudunuz. Şimdi sıra gerçeği bilmeyen seçmene hava atan Türk’lerde.

“Axiom Space” isimli Amerikalı bir şirket, “ticari uzay uçuşu” isimli bir proje geliştirdi ve geçtiğimiz günlerde bu uçuşların üçüncüsü yapıldı.

Uluslararası Uzay İstasyonuna fırlatılan ve tamamı Avrupalı astronotlardan oluşan “yolcular” arasında, bilet parası Türkiye Devleti tarafından ödenen, Türk Astronot(!) Alper Gezeravcı da vardı. 

Bu ticari uzay uçuşu, Türk Basınında da büyük ilgi gördü. Uçuş öncesinde televizyonlarda geri sayım başlatıldı. Şehir meydanlarında dev ekranlar kuruldu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da uçuş öncesinde sosyal medya hesabından bir video yayınlayarak, “2021 yılında dünyaya ilan ettiğimiz Milli Uzay Programımızdaki hedeflerimizden birini daha böylece gerçeğe dönüştürüyoruz” dedi.

Gezeravcı’nın uçuşunu gözyaşları içinde izleyen binler, “artık uzayda biz de söz sahibiyiz” sloganı attılar. Oysa uzaya fırlatılan “SpaceX Falcon 9”un tek bir cıvatası dahi Türkiye’nin değildi.

Savunma sanayinin seçmen üzerindeki cazibesini iyi bilen Erdoğan ve iktidar medyası, binlerce insana, bir hayali gerçekmiş gibi sundu. Bu hayale inananların sayısı da ne yazık ki epeyce bir fazlaydı.

Seçimler yaklaşıyorken, “Uzaya giden Türk” hikayesini sonuna kadar kullanmak ve dibini sıyırmak isteyen Erdoğan’ın canını sıkan tek şey ise Gezeravcı’nın konuşmasıydı.

Gezeravcı, hemen uçuş öncesinde yaptığı ve tüm dünyada canlı yayınlanan konuşmasında, Erdoğan’a değil M. Kemal’e selam çaktı. Böylece biletin parası Erdoğan’ın cebinden (!) çıkarken, alkışlar M. Kemal’e gitmiş oldu.

Gezeravcı’nın M. Kemal’e selam çakması, Türkiye’deki muhalifleri de galeyana getirdi. Gezeravcı için “Erdoğan’ın torpillisi” “bizim paralarımızla uzaya gidiyor” yorumları yapan Kemalistler, Gezeravcı şeflerine selam çakınca ağız değiştirdiler. Böylece Gezeravcı bir anda Kemalistlerin gururu oluverdi.

Erdoğan’ın savunma sanayi üzerinden seçmeni tava getirmesi, muhalif seçmenin de tek bir M. Kemal sözü ile kendi kendine tav olması gösteriyor ki bu ülkede insanları kandırmak, inandırmak oldukça kolay. 

“Cambaza bak” oyunu Türkiye’nin değişmez bir gerçeği. 

Seçmen, “cambaz kim, gammaz kim, hokkabaz kim” ayırt ettiğinde, bu bizim için uzaya gitmekten daha büyük bir başarı olacak.