Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla birlikte, “yapay zekaya sorduk” başlıklı yazılar okuduğunuz olmuştur. Acele etmeyin, biz yapay zekaya sormayacağız. 

O hikayedeki el aynasını sizler için bulduk ve onunla bir söyleşi yaptık. Biz “ayna ayna söyle bana” dedik. Ayna bizim için cevapladı. 

Yazar: “Sevgili Ayna, birileri demişti ki: ‘CHP bu seçimi kazanırsa, çarşı-pazarlarda, türbanlılar tartaklanır.’ Tartaklanan türbanlı oldu mu?”

Ayna: “Evet, oldu.”

Yazar: “Ne diyorsun? Nerede, ne zaman?”

Ayna: “İstanbul Taksim’de, ‘İsrail’le ticareti kes’ sloganları atılan bir gösteride, protestoculara müdahele eden polislerden biri, türbanlı göstericilerden birini tokatladı ve ona ters kelepçe taktı.”

Yazar: “İlginç. Yani ‘benim türbanlı bacım’ı CHP’liler değil devletin polisi tartakladı öyle mi? Peki, ‘benim türbanlı bacım’ı başka kimler tartakladı?”

Ayna: “Size 31 Mart seçimlerinden iki örnek vereyim, korkuyorlar mı siz karar verin. Süleyman Soylu, seçimin kıran kırana geçtiği Gaziosmanpaşa’da, İlçe Seçim Kuruluna gitmiş ve odasına girdiği hâkime, ‘beni gördüğünüzde niye ayağa kalkmadınız’ diye sormuş. MHP Milletvekili Baki Ersoy ise kendisine ‘bana dokunamazsın, ben hâkimim’ diyen seçim kurulu hâkimine ağır küfürler etmiş.”

Yazar: “Yahu alt tarafı yerel seçim değil mi? Yoksa ortaya çıkmasını istemedikleri bir şeyler mi var?”

Ayna: “Ortaya çıkanları anlatayım: İddiaya göre; AKP’den CHP’ye geçen Tuzla Belediyesinde, görev değişimi olmadan hemen önce, altmış iki buçuk milyon liralık ihale imzalanmış. AKP’den CHP’ye geçen bir başka belediye olan Sancaktepe Belediyesini teslim alan CHP’li başkan, belediye binasının başkanlık katına ‘jakuzi’ yapıldığını görünce, gözlerine inanamamış. Ankara seçimlerini kaybeden Turgut Altınok, başkanı olduğu Keçiören Belediyesine seçimden hemen önce yüzlerce yeni personel almış…”

Yazar: “Sevgili ayna, kâfi. Peki nasıl oluyor da bunca günahı işleyen bir parti, aynadaki çirkin görüntüsünü sahiplenmeyip, bir de üzerine ‘buraya atmış olmalarına şaşırmamak gerek’ diyebiliyor?”

Ayna: “Onların birden fazla yüzleri vardır çünkü. Çirkin yüzlerini gizleye gizleye, onlar dahi unuturlar. Bundan sebep sahiplenmezler aynadaki çirkin yüzlerini…”

Yazar: “Tuhaf. Tarif ettiğin şey ‘çok yüzlülük’ değil de ‘yüzsüzlük’ sanki. Peki o yüzler ne zaman aynada görünmeye başlayacaklar?”

Ayna: “Pişman olduklarında ve hesap verdiklerinde. Ve işte o zaman şöyle söylerler:”

***

Aynadaki aksim, gölgem, bir de ben.

Var mıdır, yok mudur onlar sahiden?

Ben bir gölge olsam, yahut bir hayal.

Onlar gibi hissiz, onlar gibi lâl.

Olsa bütün ömre bedel bir lahzâm.

Var görünsem, onlar gibi yok olsam…